Kürtleri, Birleşik Krallık’ta tanıtacağız

• İşçi Partisi Exeter Bölgesi Milletvekili ve APPG on Kurds Başkanı Steve Race: Temel önceliğimiz, Birleşik Krallık’ta yaşayan Kürtleri tanıtmaktır. Kürtler, ticari işletmeleriyle, kamu sektöründeki varlıklarıyla ve şehirlerimize kattıkları kültürel canlılıkla önemli bir rol oynamaktadır. 
• Milletvekilleri arasında Suriye, Türkiye ve İran’daki Kürtlerin daha iyi anlaşılmasını sağlamak istiyoruz. Düzenli toplantılar yapıyor, bakanlarla özel brifingler ayarlıyor ve Erbil ile Rojava’ya heyetler gönderiyoruz. Yıl boyunca bölgeye birçok heyet ziyareti düzenleyeceğiz.

NEJLA DEMİR/LONDRA

İngiltere’de geçtiğimiz yıl yapılan seçimler ve iktidar değişikliğinin ardından, milletvekilleri ve lordlardan oluşan Parlamento Kürt Dostluk Grubu (APPG on Kurds) kuruldu. APPG on Kurds parlamenterler grubu, iktidardaki İşçi Partisi, Muhafazakâr Parti, İskoçya Ulusal Parti (SNP) ve Lordlar Kamarası üyelerinin de aralarında olduğu 41 resmi üyeden oluşuyor. Grubun başkanlığını ise uzun süredir Kürt mücadelesine ve Kürtlerin yaşadığı siyasal, sosyal ve ekonomik sorunlara ilgi duyan İşçi Partisi Exeter Bölgesi Milletvekili Steve Race yürütüyor. 

Steve Race’le APPG’nin temel önceliğinin Birleşik Krallık’ta yaşayan Kürt halkını tanımak olduğunu belirterek, “Kürt toplumu, ticari işletmeleriyle, kamu sektöründeki varlıklarıyla ve şehirlerimize kattıkları kültürel canlılıkla önemli bir rol oynamaktadır. İkinci olarak ise, milletvekilleri arasında Suriye, Türkiye ve İran’daki Kürtlerin ve genel siyasi durumun daha iyi anlaşılmasını sağlamak istiyoruz. Parlamento içinde düzenli toplantılar yapıyor, bakanlarla özel brifingler ayarlıyor ve Erbil ile Rojava’ya heyetler gönderiyoruz. Irak Kürdistan Bölgesi’yle ilgili ayrı bir dostluk grubu daha var, onlarla da yakın işbirliği içindeyiz. Çalışma planımızı şu anda sonlandırıyoruz fakat Ortadoğu’daki değişen durum bizim için büyük önem taşıyor. Yıl boyunca bölgeye birçok heyet ziyareti düzenleyeceğiz” dedi.

Sıcak ilişkilere sahibiz

Gazetemize konuşan Race, Birleşik Krallık’ta son dönemlerde Kürtlere yapılan baskıları ve ‘İşçi Partisi, Kürtlere sırtını mı dönüyor?’ sorusuna yanıtı şöyle ele aldı: “Güvenlik güçlerinin yürüttüğü çalışmalar ile hükümetin politikası birbirinden ayrı şeylerdir. Politikacılar, bireysel polis eylemlerine müdahale etmezler. Bunun en önemli sebebi diğer bazı ülkelerde olduğu gibi, güvenlik güçlerinin politikacılar tarafından bir silah olarak kullanılmasının önüne geçmektir. Ancak, politikacılar güvenlik güçlerinin stratejik yaklaşımını denetler ve polis eylemlerinin beklediğimiz ilkeler doğrultusunda olup olmadığını sorgular. Bu doğrultuda, bakanlarla iletişim halindeyiz ve son zamanlardaki pratiğin orantılı olup olmadığını ve gelecekte nasıl değişmesi gerektiğini sorguluyoruz. Daha geniş bir perspektifte, İşçi Partisi hükümeti hem Birleşik Krallık hem de Ortadoğu’daki Kürt halkıyla sıcak ilişkilere sahiptir. İçişleri Bakanımız Yvette Cooper, yakın zamanda Irak Kürdistanı’na giderek iş birliği anlaşmaları imzaladı. Dışişleri Bakanlığı’nda görev yapan Hamish Falconer da Kürt halkı hakkında derin bir anlayışa sahiptir ve Irak Kürdistanı’na birçok kez ziyarette bulunmuştur. Ayrıca, okuyucularınızın da bildiği üzere, İngiliz silahlı kuvvetleri, Suriye’de ve diğer bölgelerde IŞİD’e karşı müttefik ortaklarla birlikte mücadele etmiştir.”

Mücadelenin direnişe dönüştüğünü gördüm

Hackney’de belediye meclis üyesi olarak çalıştığı dönemde Kürtleri yakından tanıma şansı yakaladığını söyleyen Race, “Kürt toplumunun yoğun yaşadığı iki bölgeyi temsil etme ayrıcalığına sahip olduğum için çok şanslıyım. Aynı zamanda, şu anda milletvekili olan eski belediye meclisi üyesi arkadaşım Feryal Clark Demirci ile çalıştım. Kürt halkının birçok ülkede özgürlük mücadelesi verdiğini, kültürel kimliğin baskılanmasının nasıl büyük bir direnişe dönüştüğünü gördüm. Müziğiniz, diliniz, geleneksel kıyafetleriniz ve sembolleriniz, tüm bunları yaşatmak başlı başına siyasi bir eylem. Milletvekili olarak, bu kültürel farkındalığı Parlamento’daki meslektaşlarıma ve diğer topluluklara taşımakta küçük de olsa bir rolüm olabilir” dedi.

 

 

Öcalan’ın çağrısı olumlu

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”na da değinen Race, “Kalıcı bir barış getirecek her adımı memnuniyetle karşılıyorum. Bu süreç Kürtlerin Türkiye’de demokrasiye ve toplumsal yaşama tam anlamıyla katılmasını sağlamalı. Öcalan’ın silahların bırakılması yönündeki açıklaması bana göre olumlu bir gelişme ve İngiliz hükümeti de bu açıklamayı memnuniyetle karşıladı” ifadelerini kullandı.

Alevi katliamının durması için güvence istedik

HTŞ’nin Şam’ın yönetimini ele geçirmesinin ardından Suriye’de yeni bir sayfa açıldı. Birleşik Krallık’ın yeni Suriye politikasını değerlendiren Race, şunları kaydetti: “Birleşik Krallık, Esad rejiminin memnuniyetle karşılanan düşüşünün ardından Suriye’nin istikrara kavuşmasını desteklemek amacıyla 160 milyon sterline kadar yardımda bulunma taahhüdünde bulundu. Suriye'nin yeniden inşasında öncü bir rol oynamak istiyoruz ve her topluluğun ülkelerinde tam anlamıyla siyasi ve kültürel bir rol oynayabileceği çoğulcu, demokratik ve temsil edici bir Suriye’yi desteklemeye kararlıyız. Bunun uzun vadeli istikrar için hayati önem taşıdığına inanıyoruz. Bu 160 milyon sterlin, güvenilir BM ve STK ortakları aracılığıyla sağlanacak ve Suriye'deki milyonlarca insana gıda, su, sağlık hizmetleri ve eğitim gibi hayati yardımları sunacaktır. Ayrıca, kıyı bölgelerinde son zamanlarda yaşanan şiddet olaylarının bir daha asla tekrar etmemesi için güvence görmek istiyoruz. Hükümet bu konudaki güçlü mesajlarını yeni Suriye yetkililerine iletti.”

QSD-HTŞ anlaşması önemli

Birleşik Krallık’ın Kuzey ve Doğu Suriye’deki Kürtlerin yeni Suriye’de temsil hakkını savunacağını dile getiren Race, “Herkesin rol oynayabileceği tamamen çoğulcu, çeşitli ve temsil gücü yüksek bir Suriye olmalı. Irak’ta kullanılan federal model bunlardan biri ancak başka modeller de var. Şu anda ne olacağını söylemek için çok erken, ancak Birleşik Krallık’ın yeni Suriye'de Kürtlerin temsil hakkını savunacağından eminim ve Suriye hükümeti ile Rojava’daki Kürt yönetimi arasındaki son anlaşma, bu yönde olumlu bir adım gibi görünüyor” diye belirtti.