Öcalan’a yeni ‘disiplin cezası’

.

.

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a, aile görüşünün engellenmesine gerekçe gösterilen yeni bir “disiplin cezası” verildi.

Öcalan avukatlarının başvurusu üzerine 13 Ekim’de yanıt veren Bursa İnfaz Hakimliği, nedenini ve zamanını belirtmediği bir “disiplin cezası”nın verildiğini bildirdi, ancak dosya örneği talebini “basına yansıyor” gerekçesiyle reddetti.

Asrın Hukuk Bürosu avukatları, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 25 yıldır ağır tecrit koşulları altında rehin tutulan ve 31 aydır hiçbir şekilde haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile diğer tutsaklar Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar’ın aile görüşlerinin sağlanması talebiyle 10 Ekim’de Bursa İnfaz Hakimliğine başvuruda bulundu. Avukatlar, aile görüşmelerinin sağlanması, varsa yeni bir “disiplin cezası” soruşturmasının dosya örneğinin verilmesi ve yeni bir “cezanın” varlığı halinde de iptalini talep etti.

Ceza var, bilgisi yok

Avukatların başvurusuna 13 Ekim’de yanıt veren İnfaz Hakimliği, Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklar hakkında verilmiş yeni bir “disiplin cezası” olduğunu belirtti. Verilen bu yeni “disiplin cezası”nın ne zaman verildiği, neden verildiği, hangi numara ile verildiğine dair bilgi verilmedi. Tüm talepleri reddeden hakimlik, “disiplin cezasına” konu olan ve avukatların istediği dosya örneği talebini, “basına yansıyor” gerekçesiyle reddetti. BURSA

 

*****

Tutsak Adın tedavi edilmiyor

Kayseri Bünyan T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan ağır hasta tutsak Songül Adın, tedavi edilmiyor.

Mêrdîn’de 2016’da tutuklanarak, “Örgüt üyeliği” iddiasıyla 11 yıl 5 ay hapis cezası verilen Songül Adın, Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi’nde sağlık hakkına erişemiyor. Karaciğer iltihabı hastalığının yanı sıra sinir rahatsızlığı bulunan Adın, karaciğer iltihabı nedeniyle zor günler yaşarken, hastalığı vücudunun çeşitli yerlerine yayılmaya başladı. İltihabın diz kapaklarına kadar yayılması sebebiyle hareket etmekte zorlanan Adın’ın ihtiyaçları da koğuştaki arkadaşları tarafından karşılanıyor. 

Ablası Yüksel Sövü, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mêrdîn Şubesi’ne başvuruda bulundu. Sövü, “Şu an hastalığı çok ağırlaşmış durumda. İltihap tüm karaciğerini kaplamış durumda. Tedavisi yapılmıyor. Tedaviye götürüldüğü zaman da hastalığına göre davranmıyorlar, dosyasına göre yaklaşım gösteriyorlar” dedi.

Kardeşinin kendilerine faks çektiğini, ancak ulaştırılmadığını, gönderdiği mektubun da engellendiğini kaydeden Sövü, görüşmelerinde kardeşinin kendisine “Burada başımıza bir şey gelirse yetkililer sorumludur. Tedavimiz yapılmıyor, hastaneye götürülmüyoruz” dediğini aktardı. Kardeşinin Adalet Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığına gönderdiği dilekçelere de cevap alamadıklarını dile getiren Sövü, “Cezaevlerinden cenazelerin çıkmasını istemiyoruz” çağrısında bulundu. 

 

*****

Özalp ihlallerle katledildi

İHD, cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Yılmaz Özalp'ın ihlaller sonucu öldüğünü açıkladı.

İHD İzmir Şubesi, İzmir Şakran 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutukluyken 5 Ağustos'ta geçirdiği kalp krizi sonucu kaldırıldığı Çiğli Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaşamını yitiren Yılmaz Özalp’a ilişkin İHD İzmir Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, İHD yöneticilerinin yanı sıra Özalp’ın ailesi de katıldı.

Şube Eşbaşkanı Zilan Gümüş, Özalp’ın sağlıklı bir şekilde cezaevine girdiğini, ancak cezaevinde psikolojik ve fiziki baskılar nedeniyle hastalandığını kaydetti. Gümüş, “Burada birçok hak ihlali silsilesi var. Özalp’ın ailesine çok geç haber veriliyor. Hastaneye götürüldükten sonra aile görüşme yapmak için savcılıktan izin almak zorunda kalıyor. Gerek hastane yönetimi gerekse de diğer görevlilerin aileye farklı muamelesi oluyor. Özalp, elleri kelepçeli bir şekilde tedavi görüyor. Bu insan hakları ihlalidir. Özalp’ın hastane sürecinde ve yaşamını yitirmesinin ardından gerekli yazışmaları yaptık. Bize gelen herhangi bir yanıt olmadı” dedi.

Oğlumu öldürdüler

Daha sonra söz alan Özalp’ın babası Ekrem Özalp, oğlunun birçok hak ihlali yaşadığını belirterek, şunları söyledi: “Oğlum cezaevine girdikten 2-3 ay sonra kalp krizi geçirdi. Hastaneye kaldılar. Orada anjio oldu ve hastanede sadece bir gün kaldıktan sonra tekrar cezaevine götürdüler. Oğlumla görüştüğümüzde, ‘İlaçlarım bana verilmedi. Hastane yönetimine tedavi talebinde bulunduğumda bana zaten çıkacaksın dışarıda tedavi olursun’ dediğini söyledi. 7 ayı bittikten sonra tekrar kalp krizi geçirdi ve hastaneye götürüldü. Rahatsızlandıktan sonra ne kadar sürede hastaneye götürüldüğünü bilmiyoruz. Bize haber vermediler. Oğlum o haliye elleri ve ayakları kelepçeli bir şekilde tutuldu. Cumhuriyet Başsavcılığı, Cimer ve İHD’ye başvurularda bulunduk. Yapılan başvurular sonucu infazı ertelendikten sonra kelepçeler çıkarıldı. Oğlum zaten cezaevinde ölmüştü. İki ay boyunca makinelere bağlı hastanede tutuldu.” 

Anne Nazime Özalp da, "Oğlumu onlar öldürdü" diyerek, tepkisini dile getirdi. 

 

*****

Yataklara el konuldu

Bandırma T Tipi Kapalı Cezaevinde tutulan Delil Ufak, yataklarına el konulduğunu ve demir ranzada yatmak zorunda kaldıklarını söyledi.

Ufak, Mêrdîn'de yaşayan ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde cezaevinde yaşanan hak ihlallerini aktardı. Cezaevi müdürünün değiştiğini ve ardından baskıların arttığını kaydeden Ufak, yeni gelen cezaevi müdürünün talimatıyla ilk olarak yataklarına el konulduğunu ve demir ranzada yatmak zorunda kaldıklarını aktardı. Tutsakuların kalem ve defterine kadar tüm malzemelerine el konulduğunu kaydeden Ufak, müdürün kendilerine "Sizi yola getireceğim. Bu şekilde pisliğinizde yaşayın. Yerinizi de daraltacağım" diyerek tehdit ettiğini söyledi.

 

*****