Olağan dönemin araçları yetmiyor

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 12. Genel Kurulu

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 12. Genel Kurulu

  • Olağanüstü dönemlerin, olağan dönemlerin kurumları, ilişki biçimleri ve örgütsel forumlarıyla aşılamayacağının artık aşarak olduğunu söyleyen HDK Divan Kurulu Üyesi Tülay Hatimoğulları, şunların altını çizdi:
  • "İlişkilerimizi, örgütsel formlarımızı, hareket tarzımızı savaş, sömürü, talan politikaları karşısında yeniden güncelleyip kurmak; yeni akitler yapmak, yeni iddialar ortaya koymak, vakti gelmekte olanın çağrısıdır. 
  • Sözleri, hedefleri, arayışları, davetleri kendimizi yeniden yeniden kurmanın kaçınılmazlığında ele alabilirsek demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde yeni ivmeler yakalayabileceğiz.
  •  Milyonların öldüğü, yoksullaştığı, barınamadığı, mültecileştiği günümüz dünyası, devrimler çağını müjdeliyor. Yeni toplumsal hareketler kendini dayatıyor. Büyük insanlık kendi yolunu arıyor.”

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 12. Genel Kurulu, “Faşizme ve sömürüye karşı demokratik meclislerde birleşelim. Örgütlü ve özgür toplumla yeni yaşamı kuralım” şiarıyla İstanbul’da yapıldı. 

HDK Kadın Kurulu ile önceki gün başlayan Genel Kurul, ikinci gününde üm meclislerinin katılımıyla devam etti. Genel Kurul'a, HDK Eşsözcüleri Esengül Kılıç ve Cengiz Çiçek, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Saliha Aydeniz, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eşbaşkanları Özlem Gümüştaş ve Şahin Tümüklü ile Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (HDK) Eşbaşkanı Canan Yüce katıldı. Saygı duruşuyla başlayan Genel Kurul'da, HDK’nin mücadelesini konu alan, ilk Eşsözcüleri Sebahat Tuncel ve Ertuğrul Kürkçü’nün mesajlarının yer aldığı sinevizyon gösterimi yapıldı.  

Başladık, başarmak zorundayız

Genel Kurul’da konuşan Divan Kurulu Üyesi HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, HDK’nin daha ileriye adım atmasına yol açacak bir Genel Kurulu gerçekleştirileceğini belirtti. Hatimoğulları, yeni yolun inşasında dayanışmanın önemine vurgu yaparak, “Birlikte başladık, birlikte başarmak zorundayız. HDK, ezilen ve sömürülenlere dayatılan tüm baskılara, haksızlıklara karşı adil, eşit, özgür ve barışçıl bir ülkeyi ve dünyayı inşa etmek için tahayyülünü büyüten bir kongredir. HDK, 12. Genel Kurul'a giderken, kendisini ezilenlerin ve sömürülenlerin tarihsel ittifakı olarak tanımlar. HDK’nin kuruluş felsefesi de budur. Bugüne kadar bize dayatılan, egemenlerin iki temel blokuna karşı esasen 3. yolu inşa etmek üzere bir araya gelen ve Demokratik Cumhuriyetin inşasında, toplumsal dinamiklerin örgütlenmesi ve ortak bileşkesini oluşturmak, toplumsal değişim ve dönüşümü örmek için kurulmuştur” dedi. 

Siyasal ve sosyal soykırım

 AKP-MHP eliyle inşa edilen yeni faşist rejimin, yeni yüz yılda ulus devleti pekiştirmek için her yolu mubah gördüğüne işaret eden Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Rejim yeni yüzyılın inşasında Kürtler üzerinde ‘Çöktürme Planı’nı devam ettiriyor. Askeri, diplomatik, özel harp yöntemleriyle her yolu deneyerek, Kürt halkı üzerinde siyasal ve sosyal soykırımı dayatmaya devam ediyor. Kuzey-Doğu Suriye’yi statüsüz bırakarak, dört parça Kurdistan’da Kürtlerin hiçbir statü elde etmemesi için özel olarak sadece sınırlar içinde değil, sınırların ötesinde de yoğun çalışmalar ve stratejiler içine girdiğinin farkındayız. Emperyalist güçler, Rojava modelinin yayılmasını ayrıca engellemek istiyor. Mevcut iktidarın sınır ötesi operasyonlarına ses çıkarmamak, önümüzdeki süreçte olası kara hareketine yeşil ışık yakılması olasılığını artırıyor. Esasen burada öldürülmek istenen bir Rojava modeli var. Rojava modeli, sadece Kürt halkı için değil, bölgede yaşayan bütün halklar için önemli bir umut kaynağı haline geldi. Sadece son 200 yıllık tarihimize baktığımızda, bölgede devam eden halkların sorununa en temel çözüm modelini ortaya koyan bir model olması hasebiyle de emperyalist güçler bu modelin yaşamasını istemiyor."

Türkiye halklarına anlatmalıyız

Kürt halkının mücadelesinin, Türkiye’nin batısında anlaşılması için daha çok mücadele etmek gerektiğini; bugün yaşanan ekonomik yoksulluğun bir nedeninin de savaşa ayrılan bütçe olduğunu kaydeden Hatimoğulları, "Bunu Türkiye halklarına çok iyi anlatmak lazım. Demokratikleşmenin önündeki en büyük sorunlardan biri, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmemiş olmasıdır. Türkiye halklarına anlatmak lazım" dedi.  

Dünyanın en dinamik halkı

Kürtlerin, dünyanın en dinamik örgütlü halkı olduğunu söyleyen Hatimoğulları, "Aleviler, eşit yurttaşlık hakkı mücadelesini kitlesel olarak devam ettiren önemli toplumsal dinamiklerdir. İşte bütün bu dinamiklerin bilincine vararak, buraları daha fazla örgütleyerek, mücadele alanlarını büyütmenin yolu buradan geçmektedir. AKP-MHP iktidarının toplumu boğan politikaları karşısındaki resmi muhalefetin alternatif olmaktan uzak durumu, toplumsal muhalefetin örgütlenme imkanlarını ve büyüme potansiyelini arttırıyor. Toplum artık çürümüş iki blok arasında her zamankinden daha fazla demokrasi ve özgürlük arayışı içindedir" şeklinde konuştu.  

Olağanüstü döneme göre 

HDK ve etrafındaki tüm örgütlenmelerin buraya odaklanmasını isteyen Hatimoğulları, şunları ifade etti: "Tartışma ve arayışlar, salt örgütler için bir çerçeveye hapsedilmemeli. Bütün siyasal ve toplumsal dinamiklerin bir sarmal gibi örgütlenmeleri, etkileşim içinde olmaları, toplumsal dönüşümü sağlamaları çok önemlidir. Genel Kurulumuz seçim süreci başta olmak üzere ‘faşizme karşı mücadelede potansiyeline nasıl ulaşacak’ sorusuna verilecek cevaplar, HDK’nin içinde olduğu tartışmaların ana noktasıdır. Demokratik direniş ve kurucu inşa hedeflerimize, ancak ve ancak hedeflerin örgütsel forumu, hareket kabiliyetini, araçlarını, imkan ve olanaklarını yaratarak ulaşmamış gerektiği gün gibi ortadadır. Potansiyele odaklanmak, hedefi buradan belirlemek, bürokratik, iktidarcı anlayıştan, kısır ve geriye çeken dar tartışmalardan bizleri kurtaracaktır. Yeniden toplumsal kuruculuktaki ısrar, örgütsel yeniden kuruluşların da temelidir. Bu gerçekle yüzleşmek, bizim asli görevimizdir. Kongremiz kendinden değil, paydaşları ve kitleleriyle vardır. Potansiyel, toplumsal dinamikleri bu tarihi yürüyüşün ittifakı haline getirmenin ön koşulu da eldeki toplumsal ve politik kazanımların doğru örgütlenmesi ve kanalize edilmesidir. Ezilenlerin demokrasi ve özgürlük mücadelesi, kitlelerin öz ve yerinde örgütlülüğü üzerinde yükseldikçe, başarı şansını yakalayacaktır. Kitleler öz yönetimli, öz eylemli, öz örgütlenmeli kılınmadıkça ne faşizme karşı mücadele ne de özgürlükçü, çoğulcu bir rejimin inşasında başarı şansı mümkündür. Dönem niteliği bağlamında olağanüstü bir dönem olarak değerlendiriyorsak öncelikle, hedefler, ihtiyaçlar bu tarife göre güncellenmeli. 

Kolektif akılda ısrar

Olağanüstü dönemleri olağan dönemlerin kurumlarıyla, ilişki biçimleriyle, örgütsel forumlarıyla yürütemeyeceğimiz artık aşikar. Bu yönüyle krizde olan sadece rejim güçleri değil, karşısında hala direnme iddiası olsa da bunun olanaklarını, zeminlerini yeterli düzeyde inşa edememiş, toplumsal mücadele yapılarıdır. Hem örgütsel hem toplumsal kader ortaklığı yapılan böylesi dönemlerde, kolektif akıl hareket tarzında daha çok ısrar etmek gerekiyor. Komisyon, komin ya da meclis adına takılmadan, faşizme karşı mücadelede ihtiyaç duyulan toplumsal örgütlenmeleri, esas gündemlerimiz haline getirmek durumundayız. Dönem açısından gerekli ve öncelikli olan toplumsal örgütlenme pratiklerini azami düzeyde ortaklaştırmaktır. Yine dışımızdaki toplumsal alan örgütlenmeleriyle kapsayıcı, dayanışmacı, politik mücadeleci geliştireceğimiz her ilişki, hem arzu edilen komin formuna hem de örgütlü toplum hedefine daha fazla hizmet edecektir. 

İdeolojik inşa zemini

İçe ve dışa dönük bu bakış açısının pratiği gerçekleştiği oranda seçmen-taraftar aralığına hapsedilmiş kitlemiz-kitleler, daha güçlü demokratik bir direniş öznesi haline gelecektir. Bu yönleriyle ele alındığında yaşanan tarihin özeti şu cümlelerde saklıdır: ‘Kuruluşundan bugüne HDK bir toplumsal mücadele örgütü gibi hiç kurulmadı. Dolayısıyla HDK henüz bu yöntemi denemiş sayılmıyoruz.’ Hemen hemen her bileşen HDP fikriyatıyla ilgili bir sorun ve çelişkilerinin olmadığını ifade etmekle birlikte ‘zamanı değil’, ‘gücümüz yok’ gibi gerekçelerle HDP’ye mesafe koymaktadırlar. Oysaki temel problem, dile gelen gerekçelerle izah edilemez. Özetle, stratejik hattımızın belirginleştirilmesi, buna uygun taktiksel adımların atılması, güçlü bir toplumsal örgütlenme ve bunun kadrolarının açığa çıkarılması için Kongre zemininin aynı zamanda yeni dönemde bir ideolojik inşa zemini haline getirilmesi ertelenemez görevlerimizdendir.

Vakti gelmekte olanın çağrısı

HDK, HDK’den ibaret değildir. Sonuç olarak ideolojik, örgütsel, politik ve toplumsal boyutlarıyla kritik ettiğimiz konular, toplamımızın konularıdır. HDK’yle ilgili her tartışma da bize ait olana dairdir. Bu aralıktan bakabilmek, ortak yürüyüşümüzün girdilerini, çıktılarını buradan değerlendirmek önemli bir farkındalık olacaktır. Halkların, inançların, emekçilerin, işsizlerin, yoksulların, kadınların, gençlerin, doğanın, LGBTİ+’ların geleceklerine dair söz konusu olan tabii ki bu yaklaşımı inşa ederek başarı elde etmek gerekiyor. İlişkilerimizi, örgütsel formlarımızı, hareket tarzımızı savaş, sömürü, talan politikaları karşısında yeniden güncellemek, yeniden kurmak; yeni akitler yapmak, yeni iddialar ortaya koymak, vakti gelmekte olanın çağrısıdır. Sözleri, hedefleri, arayışları, davetleri kendimizi yeniden yeniden kurmanın kaçınılmazlığında ele alabilirsek demokrasi, özgürlük ve sosyalizm mücadelesinde yeni ivmeler yakalayabileceğiz. Milyonların kapitalist-emperyalist politikaların sonucunda öldüğü, yoksullaştığı, barınamadığı, mültecileştiği günümüz dünyası, devrimler çağını müjdeliyor. Yeni toplumsal hareketler kendini dayatıyor. Büyük insanlık kendi yolunu arıyor.”

Genel Kurul, daha sonra basına kapalı bir şekilde devam etti.  İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.