• Êzîdî soykırımını tanıyan 13 ülke Êzîdîlerin yeni fermanlardan korunması gerektiğini söylüyor. Êzîdî Kadın Konferansı’na katılan TAJÊ Diplomasi Sözcüsü Suam Şengalî, “Saldırıların durdurulması için pratikte adımlar atılmalı. Aynı zamanda Êzîdîler korunmalı ve Şengal’in özerkliği tanınmalı” dedi.
• Medica Mondiale’den Inger Weller, soykırım kabul edilse de sorumluluklarının tamamen üstlenmediğini söyledi ve şunları ekledi: “Irak’ta yaptığımız çalışmalar bize henüz birçok kadının geri dönmediğini ve zor durumda yaşamaya mahkûm edildiğini gösteriyor. Dünya bunu görmezlikten gelmemeli.”

EREM KANSOY/BRÜKSEL

Êzîdî Kadın Meclisleri Çatı Örgütü (SMJÊ), Êzîdî Dernekleri Birliği Merkezi’nin desteğiyle 30 Ocak’ta Avrupa Parlamentosu’nda (AP) "Soykırım tehdidi altındaki Êzîdî toplumunun yeniden inşası” başlıklı bir konferans düzenledi.

Konferansta Êzîdîlerin yaşadığı katliamlar, 2014’de DAİŞ çetelerinin gerçekleştirdiği 74’üncü ferman anlatılırken, özerk yönetimin inşası, Şengal’in statüsü, geri dönüşler ve devam eden saldırılara ilişkin sunumlar yapıldı. Êzîdî kadınlar yürütülen tartışmaların ardından 15 maddelik bir sonuç bildirgesiyle taleplerini açıkladı. Sonuç bildirgesinde 2014’te soykırım ve kadın kırımının bir arada yaşandığına vurgu yapılarak Êzîdî toplumunun varlığının ciddi bir tehdit altında olduğuna dikkat çekildi.

Yaptırım uygulanmalı

Konferansa katılan kadınlarla konferansın önemini, taleplerini ve Türk devletinin Şengal’e yönelik saldırılarını konuştuk. Êzîdî soykırımı devletler tarafından kabul edilse de bu kabulün getirdiği sorumlukların tama anlamıyla üstlenilmediğine dikkat çeken kadınlar, suç ortağı devlere yaptırım uygulanması gerektiğini kaydetti.

Soykırımı tanımak yetmiyor

Êzîdî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) Diplomasi Sözcüsü Suam Şengalî, Êzîdî toplumu ve kadınların yeniden inşa çalışmalarının bu konferansla duyurulmasını önemli bulduklarını söyledi.

Öncelikli taleplerinin tehlike altında olan Êzîdîlerin korunması ve Şengal’in özerkliğinin tanınması olduğunu yineleyen Suam Şengalî, "Buradan Avrupa’ya şu mesajı ulaştırmak istiyoruz" diyerek devam etti:

"Şengal’de Êzîdî toplumu kendini yeniden örgütlüyor. Bir fermanın daha yaşanmaması için oluşturulan özerk bir statümüz, savunma güçlerimiz ve yönetimimiz var. Şu ana kadar 13 ülke soykırımı tanıdı ve hepsi de Êzîdîlerin yeni fermanlardan korunması gerektiğini söylüyor. Biz de Êzîdîler olarak yeni soykırımlara maruz kalmamak için özerk yönetimin ve savunma güçlerinin tanınması gerektiğini belirtiyoruz. Şengal’e dönük saldırıların durdurulması için pratikte adımlar atılmalı. Buradaki herkesin Şengal’e güçlü destek vermesini istiyoruz.”

Mağdur değil kazanan kadınlar

“Konferansta mağdurdan çok kazanan güçlü kadınlar gördüm!” diyen AP Parlamenteri Katrine Langensiepen, konferansın Êzîdî kadınların sesini duyurmaları ve hala dimdik ayakta olduklarını göstermeleri açısında önemli olduğunu söyledi.

“Êzîdî kadınlar parlamentoda bizlerle beraber yerlerini aldı ve dünyaya burada olduklarını gösterdi. İnsanların sesini kısmanız mümkün değil. Konferansta mağdurdan çok kazanan güçlü kadınlar gördüm! Êzîdî kadınların daha fazla katledilmelerine izin vermeyecek ve mücadelelerinde destek olacağız.”

Desteğimizi yüksek sesle haykıralım

Êzîdî kadınları parlamentoda görmekten dolayı gurur duyduğunu belirten Free Alliance Başkanı Lorena Lopez de katliam tanığı kadınların yaşadıklarını paylaşmasının önemine değindi.

Lopez, "Bizlerin görevi Êzîdî soykırımının kabul edilmesini sağlamak ve Êzîdî halkının kendi kendini yönetmesine destek vermek. Bu desteği yüksek sesle haykırmalıyız. Êzîdîlerin demokratik sistemi aslında Avrupalılara da örnek olmalı. Êzîdî kadınları ve yarattıkları sistemi korumalı, güvenliklerini sağlamalı ve bir daha asla saldırıya uğramayacaklardan emin olmalıyız" dedi.

Söz değil daha fazla pratik

Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi ve Avrupa toplumunun Êzîdî halkı için harekete geçmesi gerektiğine dikkat çeken AB Kadın Birliği Yönetim Kurulu üyesi Marion Böker ise "Şengal’in yeniden inşası, Êzîdî halkının korunması ve barış içinde yaşayabilmesi adına çalışmalıyız. Bugün burada bazı AP parlamenterleri sözler verdiler; söz değil daha fazla pratik görmek istiyoruz. Şengal halkına karşı olabilecek tüm saldırılara karşı durmalıyız ve bunları engellemeliyiz. Masum halklara saldıran terör devletleri hakkında yaptırımlar uygulanabilecek kararlar alınmalı" şeklinde konuştu.

Silah satışları durmalı

Avrupa Parlamentosu Sol Parti Milletvekili Özlem Alev Demirel, dünya genelinde katliamlara maruz bırakılan kadınların korunması gerektiğini belirterek, bugün Türk devletinin Şengal, Irak ve Suriye gibi bölgelere saldırdığına ve ABD ile AB’nin ise silah satışlarını sürdürdüğüne işaret etti.

Demirel, sözlerinin devamında “Savaşlar bir an önce durmalı, barış süreci başlamalı ve bölgedeki halklar masada yerini almalı" dedi.

Dünya görmezden gelemez

Enternasyonal kadın hakları organizasyonu olan Medica Mondiale adına konferansa katılan Inger Weller ise Êzîdîlerin yaşadıklarını göstermesi açısında konferansın çok kıymetli olduğunu dile getirdi.

"Êzîdî soykırımı devletler tarafından kabul edilse de bu kabulün getirdiği sorumluklar hala tamamen üstlenilmiyor. Irak’ta yaptığımız çalışmalar bize henüz birçok kadının geri dönmediğini ve zor durumda yaşamaya mahkûm edildiğini gösteriyor. Dünya bunu görmezlikten gelmemeli. Şengal'de barış bir zarurettir.”

***

Ezidîlerin sesi olmak için

Konferansa katılan Ermenistan'ın Belçika Büyükelçisi Tigran Balayan ise şöyle konuştu: "Şengal'de halk teröristler tarafından saldırıya uğruyor ve buna ilişkin etkili bir şey yapılamıyor. Ben burada yalnızca moral olmak için bulunmuyorum; Ermenistan, Êzîdîlerin en büyük destekçilerinden. Uluslararası alanda Êzîdîlerin sesi olmaya çalışıyoruz ve bu anlamda burada bulunmak çok önemli."