Jineoloji, kadınları birlikte düşünmeye çağırıyor
Kadın Haberleri —
- "Jineoloji, kadınların yaşamın her alanındaki kurucu rollerini açığa çıkarmayı önüne koyuyor. Pozitivist bilgi üretim süreci ile sömürgeci anlayışın yarattığı tahribatı gidermek için aynı zamanda epistemik dekolonizasyon çalışması yapıyor."
ROZA METİNA
Kapitalist modernite güçlerinin toplumun en başat öğesi olarak kadını binbir çeşit yolla kırıma uğratmasına karşılık olarak kadın özgürlüğü ve toplumun demokrasisini savunmak ve geliştirmek belki de günümüzün en yakıcı sorunlarından biri. Erkek egemenlikli dünyada bir felsefe ve bir yaşam tarzı olarak, yine buna çare üreten bilim olarak Jineoloji’nin ürettiklerini, kadın ve toplumla paylaşmanın, güç ve irade yapmanın ne kadar önemli olduğu da her geçen gün daha fazla açığa çıkıyor.
Biz de bu temelde Jineoloji Yayın Kurulu Üyesi Antropolog Derya Aydın ile konuştuk.
Jineoloji Dergisi’nin “21. Yüzyılda Erkek Egemen Sisteme Karşı Mücadele Politikası ve Yöntemleri” başlıklı çalıştayı Van'da düzenlendi. Öncelikle bu çalıştayın amacı ve önemine değinir misiniz?
Jineoloji Çalıştayı en temelde kadınların bir araya gelerek mücadele politikası üzerine birlikte düşünmeye davetti. Uzun zamandır farklı fraksiyonlardan kadınlar erkek egemenliğine karşı birlikte mücadele ediyor. Burada iki temel dinamik olan Kürdistan kadın mücadelesi ile feminist hareketin mücadele politikaları üzerine birlikte düşünme çabası yeni değil. Ancak özellikle OHAL’in ilan edilmesi sonrası, son sekiz yıldır kadınlar deyim yerindeyse savunma pozisyonuna geçmiş durumdalar. Bir yandan iktidarın kadın kazanımlarına el koymasına karşı kazanımlarını korumak için mücadele ederken diğer taraftan bir bütün olarak toplumsal, siyasal ve iktisadi alandaki baskılara karşı sokaktalar. Kadınların bütün mücadelelerin kesişim kavşağında yer alması önemli bir tespit. Dikkat edin kadınlar sadece ataerkil şiddete karşı sokakta değil, Türkiye’de ekolojiden emek alanına, adaletten insan haklarına, savaş karşıtlığından emekten yana bölüşüm talebine kadar geniş bir skalada kadınlar mücadele ediyor. Kadınların erkekler tarafından katledilmesine karşı 25 Kasımlarda ve 8 Martlarda sokakları dolduran, İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilmesi karşısında direnişe geçen, kayyımların kadın kazanımlarına el koymasına karşı çıkan, Filistin’de süren soykırıma, İran’daki kadın düşmanı rejime karşı sokakları dolduran hep kadınlardı. Özellikle sosyalist hareketler gibi kapitalist sistem karşıtı güçlerin eridiği bir süreçte kadınlar sınıf mücadelesinin de yanaklarına kan taşıyor. Örgütlü kadın mücadelesinin önemi zannedildiğinden çok daha hayati bir öneme sahip. Ancak çokça tespit edildiği gibi sağın, otoriterliğin, faşizmin ve son çatışmaların yükselmesi dolayısıyla kadınlar son yıllarda politika konuşmaya dahi fırsat bulamıyor. Jineoloji çalıştayı bu açıdan iki gün boyunca mücadele politikası üzerine düşünme ve bir yol hattı belirleme amacıyla yapıldı. Bununla birlikte çalıştayın diğer amacı da Kürdistan kadın hareketi için kadın özgürlükçü bir yaşamın anahtar kavramı haline gelen Jineoloji üzerine feministlerle birlikte düşünmekti. Jineolojinin ortaya çıkış serüveni, nasıl bir kuramsal ve epistemolojik çerçeveye konumlandığı, feminizme ve dünya kadın mücadelesine ne gibi katkılar sunduğu çalıştayın temel amaçlarındandı. Bu açıdan geniş bir katılımla çoklu kimliklerle Kürdistanlı kadınlar ve feministler Van’da politika ve mücadele hattı üzerine konuştu.