
Tuncer Yalınkılıç
- Orta Anadolu Kürtlerinden olan Tuncer Yalınkılıç, babasının kavalından çıkan ezgilerle gözlerini dünyaya açtı. Yalınkılıç, gençlik yıllarında topladığı besteleri, 2022 yılında CD’ye dönüştüreceğini belirtti.
M. ZAHİT EKİNCİ / HAMBURG
Tuncer Yalınkılıç, Bremen Brati Derneğinin kültür çalışmalarında yer alan bir emekçi. 2007’den bu yana Bremen ve çevresinde yapılan tüm kültür etkinliklerinde emeği olan Yalınkılıç, İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun. Siyasal nedenlerin yanı sıra askerlik yapmamak için de memleketinden ayrılıp sürgünde yaşadığını belirten Yalınkılıç, babasının çok iyi bir kaval ustası olduğunu söylüyor. Babasının ezgileriyle yaşama gözlerini açtığını ve bu kadim mirasa sahip çıkmak içinde kültürel çalışmaların içerisinde yer aldığını söyleyen Yalınkılıç, hayat hikayesini anlattı.
Babasının ezgileriyle gözlerini açtı
Konya’nın Kulu ilçesine bağlı Karacadağ köyünde dünyaya gözlerini açan Yalınkılıç, yurtseverlik ve kültürel bağları güçlü olan bir aile içinde büyür. Çocukluğuna ait hatırladığı en eski şeyin babasının kavalından çıkan ezgiler olduğunu söyleyen Yalınkılıç, “Bu ezgilerle hayat buldum. Kültürel gıdamı buradan aldım. Halalarımın ve amcalarımın anlatımlarına göre evimizin misafirlere ve dengbêjlere ayrılan odasında dengbêjler hiç eksik olmazmış. Bu gelenek 1960’lı yıların sonlarına kadar devam etmiş. Kürdistan’dan gelen dengbêjler günlerce burada misafir olarak kalıyorlarmış. Bu odada 3 gün 3 gece devam eden hikayeler, destanlar ve stranlar yankılanırmış. Bu nedenle halalarım ve amcalarım ‘Mem û Zin’, “Derweşe Evdî’, ‘Cembeliye’ ve ‘Mire Hekkare’ destanlarını eksiksiz bilirler. Dilleri döndüğünce bize anlatırlardı. Bu destanlardaki kahramanların hayat hikayelerini dinleyerek büyüdük” diyor. Yalınkılıç, babası Mustafa Yalınkılıç’ın kaval ezgilerini 1992’de kasete kayda almış.
Masallarla büyüdük
Türkçe’yi 7 yaşında okula başladığında öğrenen Yalınkılıç, o sürece kadar Kürtçe dışında başka dil bilmediğini ifade ediyor. Orta Anadolu Kürtleri’nin kültürlerine ve anadillerine sahip çıktıklarını dile getiren Yalınkılıç, “O zaman Türkçe konuşmak ayıplanırdı. İçe kapalı ve etrafıyla çok fazla ilgilenmeden yaşanan bir kültür vardı. Bu belki de sürgünlüğün yaratmış olduğu bir savunma mekanizmasıydı. Baskılar ve korkulardan kaynaklı bir arada olmanın getirdiği bir durumdu. Mesela köyde hemen hemen hiç kavga olmazdı. Çocukların kavgaları bile ayıplanırdı. Bir de hiçbir evin kapısı kilitlenmezdi. İnsanlar fakirdi ama gönül zenginliği vardı” diye anlatıyor. Akşam nine ve dedelerinin kendilerine masallar anlattığını ve bu masallarla büyüdüklerinden söz eden Yalınkılıç, “Nenemin güçlü bir hafızası ve çok güzel bir sesi vardı. Kürtçe stranlar söylediği zaman bitmesin isterdik. Söyledikleri destanların kahramanlarına özenir ve onlar gibi olmak isterdik” diye belirtiyor.
Kürtlerin bestelerini derledi
Babasının ezgilerinin yanı sıra sanatçı Remzi’nin Kürtçe şarkılarıyla da küçük yaşta tanışan Yalınkılıç, lise yılarında ise Şivan Perver, Ozan Şiyar, Farqin gibi sanatçılar sayesinde hem modern Kürt müziği hem de Kürt olma bilinci ile donandığını belirtiyor. İlk kez lisede gözaltına alınan Yalınkılıç, konuşmasına şu şekilde devam ediyor: “Yoklama defterine PKK yazıldığı için birkaç arkadaşımla birlikte okul yönetimi ve öğretmenin ihbarı sonucu gözaltına alındık. İlk gözaltımdı ama son olmayacağını biliyordum. Liseden sonra İTÜ’yü kazandım. Kazandım ama 15 sene sonra ancak mezun olabildim. Bu 15 sene boyunca da Kürtlüğümden ve kültürel çalışmalarımdan ödün vermedim. Bu yılarda köy köy dolaşarak Orta Anadolu Kürtlerine ait eserleri topluyordum. Gezmediğim köy kalmadı. Nerede bir derleme duysam oraya gider onu kayıt altına alıyordum. Derlediğim birçok parçayı daha sonra MKM’ye götürdüm. Bunlardan bazıları daha sonra sanatçılar ve gruplar tarafından seslendirildi. Daha sonra askerlik sorunum çıkınca da uzun bir süre sahte bir kimlikle saklanmaya başladım. Asker kaçağı iken 2005’te İTÜ’den mezun oldum. Askerlik yaparsam hem kendi halkıma hem de derlediğim stranlara ihanet edecektim. Daha sonrada Avrupa'ya geldim.”