Tutsak Tanhan katledildi

Cemal Tanhan

Cemal Tanhan

  • Tedavi ve tahliye edilmeyip ölüme sürüklenen 68 yaşındaki hasta tutsak Cemal Tanhan, felç de geçirdikten sonra kaldırıldığı hastanenin yoğun bakım ünitesinde yaşamını yitirdi. 

Bir tutsak daha ölüm döşeğinde tahliye edildikten sonra hayatını kaybetti. Böylece bu yıl içinde yaşamını yitiren tutsakların sayısı 23’ü buldu. 

Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 30 yıllık ağır hasta tutsak Cemal Tanhan (68), felç geçirmesi üzerine 23 Ekim'de Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Buradaki hastanenin yetersizliğinden kaynaklı 27 Ekim'de Eskişehir Şehir Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’ne sevk edildi. Yapılan başvuru üzerine 6 Kasım’da infazı ertelenen Tanhan, 13 Kasım'da entübe edildi. Burada Tanhan’a 4. evre kanser teşhisi konuldu. Tedavi sürecinde konuşma yetisini kaybeden Tanhan, ayrıca zatürre oldu ve ciğerleri su topladı.

Kızı Ayşe Tanhan, 27 Kasım’da babasının doktoru ile sağlığı hakkında görüştüklerini MA’ya aktarmıştı. Ayşe Tanhan, "Babamın doktoru, ‘Ciğerlerinde biriken suyu çektik. Aldığı ilaçları değiştireceğiz. Eğer tedavi olumlu giderse uyandırmaya çalışacağız. Bu şekilde belki sevkini gerçekleştirebiliriz’ dedi. Babam uzun zamandır tedavi görüyor. Her geçen gün durumu daha da kötüye gidiyor. Babam çok zayıf, kemikleri derisini parçalıyor. Babamı bu haliyle tahliye ettiler. Geçen sene verdiğimiz dilekçeye olumlu yanıt verilseydi babam bu halde olmazdı. Babam konuşma yetisini kaybetti, iletişim kuramıyoruz. Belki erken tedavi olsa ve dışarıda olsaydı bu hale gelmezdi” diye konuşmuştu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Tanhan’ın tahliye edilmesi için 2023’te dört defa başvuruda bulundu, ancak herhangi bir sonuç alınamadı. İlk başvuru, 12 Ocak 2023’te Cezaevi Tevkif Evleri (CTE) ve Türkiye Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na; ikinci başvuru 7 Nisan 2023'te CTE ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na; üçüncü başvuru 23 Haziran 2023'te aynı kurumlara; dördüncü başvuru ise 9 Ekim 2023'te CTE, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Cezaevi Savcılığı ve Sağlık Bakanlığına yapıldı. Buna rağmen sonuç alınamadı ve Tanhan tahliye edilmedi. 

Cemal Tanhan, 1994’te İzmir'in Konak ilçesine bağlı Çimentepe Mahallesi'nde gözaltına alınıp ağır işkencelerden geçirildikten sonra tutuklandı. İzmir Buca, Nazilli, Giresun, Buca cezaevlerinde bir süre kalan Tanhan, 17 yıldır Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyordu. İşkence nedeniyle birçok sağlık sorunu yaşayan Tanhan, zaman zaman bilinç kaybı yaşarken, kimi zaman nerede olduğunu dahi idrak edemiyordu. Tanhan'ın 29 yıllık cezaevi sürecinde ciğerlerde su toplama, yüksek kolesterol, dizlerden aşağıya doğru iltihaplanma, şeker, tansiyon, işitme kaybı gibi birçok sağlık sorunu vardı. Bacakların tutmaması ve iltihaplanma nedeniyle tekerlekli sandalye ile yaşamını idame ettiren Tanhan'ın sağlık sorunlarının ağırlaşması üzerine 2 Şubat 2023'te İstanbul Adli Tıp Kurumu'na (ATK) sevk edildi. Yapılan tetkikler sonucunda Tanhan için 5 Nisan’da verilen ATK raporunda, “Hipertansiyon hastalığı, kalp yetmezliği, mitral kapak yetmezliği, bel fıtığı, işitme kaybı, katarakt hastalıkları bulunuyor. Tam teşekküllü bir eğitim araştırma hastanesi veya üniversite hastanesi kardiyoloji bölümünde sevkinin sağlanarak etkin tedavisinin yapılması gerekiyor” denildi. Bu raporu veren ATK, aynı zamanda Tanhan’ın cezaevinde kalabileceği yönünde görüş belirtti.

Kızı Ayşe Tanhan, İHD’nin birçok kez Adli Tıp Kurumu’na (ATK), savcılıklara dilekçe gönderdiğini ama bu dilekçelerin cevapsız kaldığını belirterek, şunları söylemişti: “Biz Adli Tıp Kurumu’ndan cevap alamıyoruz. Adli Tıp Kurumu bize kapısını kapatmış sanki. Artık HEDEP Partisi) milletvekilleri babamın raporlarını alıp kendileri Adli Tıp Kurumu’na veriyor. Biz sesimizi  duyuramadık. Dört ay kan numunesi bekleyen ağır bir hasta, devletin gözünde ne olabilir?”

Kapasitesi 289 bin 974 kişilik olan, ancak 341 bin 497 kişinin tutulduğu 405 Türk cezaevinde, özellikle Kürt ve siyasi muhalif tutsaklar için vahim bir tablo var. Temiz suya erişimin bile sorunlu olduğu, tedavi edilmemekten işkenceye, hakaretten tecride kadar ihlallerin yaşandığı Türk cezaevleriyle ilgili ÖHD, Amed Barosu ve TUAY-DER’in hazırladığı rapora göre; 2022’de 83 ve 2023 yılı içerisinde, en az 22 tutsak yaşamını yitirdi. Yaşam hakkına yönelik ölümle sonuçlanan ihlaller dışında, intihar girişimi, intihara zorlama, ölüm tehdidi ve can güvenliğine yönelik saldırılar da devam ediyor. İZMİR

 

*****

Tutsak saldırıya uğradı

Tutsak Hüseyin Karaoğlan’ın ablası Fatma Karaoğlan, “Annem görüşüne gittiğinde, kardeşim ayakta duramıyormuş, her yeri morluklar içindeymiş” dedi.

Sincan 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tekli hücrede tutulan Hüseyin Karaoğlan, 11 Eylül’den bu yana süresiz açlık grevi eyleminde. Karaoğlan, sürgünlerin durdurulmasını, tutsakların ailelerinin yakınında bulunan cezaevlerine sevk edilmesi, disiplin cezalarının kaldırılması, şartlı tahliyelerin uygulanmasını ve S, R, Y Tipi cezaevlerinin kapatılmasını istiyor. 2016’dan beri tutuklu olan Karaoğlan’ın ablası Fatma Karaoğlan, taleplere dair başvurulara yanıt verilmediğini aktardı. Abla Karaoğlan, kendisinin de Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) ve milletvekillerine başvuruda bulunduğunu, ancak herhangi bir dönüş yapılmadığını söyledi.

Kardeşinin açlık grevinin 80’inci gününde havalandırma dönüşünde darp edilerek hücreye götürüldüğünü ifade eden Karaoğlan, “Kardeşim bu esnada saldırıya uğramış. Annem görüşe gittiğinde her yerinde morluklar olduğunu görmüş. Görüşe sandalyeyle gelmiş. Son telefon görüşmemizde Hüseyin, ‘iki kolumu açtığımda ya duvara ya da ranzaya çarpıyorum’ dedi. Cezaevi numaralarımızı engellemiş. Bizim numaralarımıza cevap vermiyorlar. Başka numaralardan arıyoruz, Hüseyin’in ailesi olduğumuzu söylüyoruz ve sonrasında o numaraya da cevap vermiyorlar” dedi.

Kardeşine gönderilen mektupların verilmediğini, kendisinin de gönderdiği mektupların sahiplerine ulaşmadığını söyleyen Karaoğlan, şöyle devam etti: “Siyasi tutukluların olduğu bir hapishaneye sevkini istiyor. Günde sadece bir saat havalandırmaya çıkıyor. 28 Kasım’da işkenceye uğrayıp başka bir hücreye göndermişler. Sevk istiyor, sevk yerine istemediği birinin yanına götürüyorlar. Annem kapalı görüşe gitti. Sırtı mosmor, bilekleri mosmor, ayakta duramıyor. Sandalyede görüş yapmış. Zayıflamış, her yeri mosmor ve yara bere içinde. Sevk talebi hala geçerli. ‘Beni bu hücrede tutmaya devam ederlerse suyu şekeri de keseceğim’ diyor.” 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.