Tutsakların talepleri kabul edilmeli
- Tutsakların açlık greviyle birlikte tutsak yakınlarının Adalet nöbeti de devam ediyor. Çukurova TUAY-DER, İHD, ÖHD ve ÇHD, tutsakların taleplerinin tarafından dikkate alınarak; tecride ve diğer ihlallere son verilmesini istedi.
Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK'lı tutsakların, "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" kampanyası kapsamında 27. kasım'da başlattığı açlık grevi, 110. günde. Tutsaklar adına Deniz Kaya tarafından 12 Şubat’ta yapılan açıklamada, "Seçim sonrasına kadar Önderliğimiz üzerindeki tecridin devam etmesi halinde eylemimizi bir üst aşamaya taşıyacağımızı ve sonuç alana dek sürdüreceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz" denilmişti. Tutsak yakınları öncülüğündeki Adalet Nöbeti de 7 kentte devam ediyor.
Çukurova Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (Çukurova TUAY-DER) ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Mersin şubeleri, Adalet Nöbeti’nin 100. gününü geride bırakması kapsamında Çukurova TUAY-DER binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Açıklamaya, DEM Parti Mersin Milletvekilleri Perihan Koca ve Ali Bozan’ın yanı sıra çok sayıda Barış Annesi, avukat, insan hakları savunucusu ve yurttaş katıldı. Açıklamayı ÖHD Mersin Cezaevi Komisyonu Eşsözcüsü Lokman Şaman okudu.
150 tutsakla devam ediyor
Abdullah Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’tan 36 aydır hiçbir şekilde haber alınamadığını ve yapılan tüm avukat görüş taleplerinin hukuka aykırı bir şekilde engellendiğini ifade eden Şaman, Abdullah Öcalan’a yönelik avukat görüş yasağının, 2011'den 2019'a dek 8 yıl boyunca kesintisiz sürdüğüne de dikkat çekti. Şaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halihazırda en az 150 mahpusun 10-15 günlük dönüşümlü açlık grevinde olduğu biliniyor. Bu sayı her dönüşüm süresinde artıyor ve mahpusların sağlıkları olumsuz yönde etkileniyor. Mahpusların açlık grevlerine destek vermek amacıyla Barış Anneleri öncülüğünde bugün 100. gününü geride bırakan adalet nöbeti eylemleri de devam etmektedir.”
Talepleri kabul edilmeli
Tutsakların sağlıklarına dönük her türlü önlemin alınması ve tüm ihtiyaç duydukları besinlerin karşılanması konusunda bir kez daha çağrıda bulunan Şaman, “Kalıcı çözüm için ise mahpusların taleplerinin devlet ve iktidar yetkilileri tarafından dikkate alınarak; İmralı ve diğer tüm hapishanelerdeki tecrit ihlallerine derhal son verilmeli, aile ve avukatlarının görüş talepleri, geçmişte yaşanan acı tablolar ortaya çıkmadan, derhal kabul edilmelidir” dedi.
Ardından söz alan Barış Annesi Meryem Erbey, "Çocuklarımız cezaevinde ölürken biz de burada rahat oturamayız. Sadece Mersin'de değil her yerde anneler işlerini bırakıp mücadele etmeli” şeklinde konuştu. Açıklama alkış ve sloganlarla son bulurken, eylem direniş şarkılarıyla devam etti.
Dünya bizi görmeli
Mêrdîn'deki Adalet Nöbeti’ne katılan Barış Anneleri, “Önderimizin yanına gitmek için kapıları açıp, izin verene kadar bu nöbeti bırakmayacağız” dedi.
Nisêbîn’den (Nusaybin) gelip nöbete katılan tutsak yakını Emine Koç, “Onlar bu grevde oldukça biz de nöbette olacağız. Zindanlardaki tecridi ve Önderliğimiz üzerindeki tecridi kabul etmiyoruz. Tecrit kalkarsa zindandakiler açlık grevini bitirir. Dünya bizi konuşmalı, bizi görmeli biz de insanız, biz de haklarımızı istiyoruz, kimliğimizin tanınmasını istiyoruz. Eğer insanlar konuşursa yanımızda destek dururlarsa bu tecrit kalkar. Yanımızda dursunlar, zulüm edenlerin yanında değil. Bizi tutuklayanların, öldürenlerin yanında oluyorlar, olmamalılar. Zulüm gören, baskı altında olan halkların yanında olmalılar. Bir çözüm bulsunlar ki biz de nöbetimizi bitirelim” dedi.
Ayşe Şaman ise tüm dünyanın bu adaletsizlik karşısında suskun olmasına duyduğu öfkeyi dile getirdi. Ayşe, “Barış ve eşitlik talebimiz var ve hakkımızı talep ediyoruz. Önderliğimizi istiyoruz, onun İmralı zindanından çıkmasını istiyoruz. Zindanlardaki ağır hastalara baksınlar, ilgilensinler istiyoruz.Tüm dünya suskun Kürtler hakkında tek bir devlet, tek bir kelime konuşmuyor. Demiyorlar ki; Kürtlerin de hakları var, toprağı var, kültürü var, dili var; Kürtlerin önderi zindandan çıkmalı, meclisleri olmalı” diye konuştu.
İmralı kapılarının açılmasını vurgulayan bir diğer Barış Annesi Şükriye Çetin ise bu nöbeti çözüm bulunana dek bırakmayacaklarının altını çizdi. Şükriye şöyle konuştu: “Önderimizin yanına gitmek için kapıları açıp, izin verene kadar bu nöbeti bırakmayacağız ve çocuklarımız açlık grevinde olduğu sürece buradan kalkmayacağız. Önderimiz ve çocuklarımızın yolundayız.” MERSİN/MARDİN
* * *
Tutsaklar hücreye konuluyor
Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Feyyaz Başak, açlık grevine giren tutsakların hücreye konulduğunu söyledi.
Cezaevlerinde devam eden açlık grevi eylemleri nedeniyle de tutsaklar ağır hak ihlallerine uğruyor. Açlık grevlerine giren tutsaklara, iletişim, hücre cezaları gibi birçok ceza verilerek, dış dünya ile bağlantıları tamamen kısıtlanıyor. Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan tutsaklardan Feyyaz Başak, ailesi ile gerçekleştirdiği görüşte yaşanan sorunları anlattı. Elazığ 2 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde psikolojik baskı ve ağır hak ihlallerinin yaşandığını ailesine aktaran Başak, “Açlık grevine giren tutuklulara iletişim cezası adı altında hücre cezaları veriliyor. Hücreye atılan tutsaklar bir ay boyunca orada tutuluyor. Hücrede kaldıkları süre içerisinde gazete, TV, radyo haklarından mahrum bırakılıyorlar, kitap dahi verilmiyor. Hücrelere atıldığımızdan beri talep ettiğimiz en basit şeyler bile verilmedi. En hukuki talebimiz olan kitaplara bile bize verilmiyor. Cezaevi idaresine verdiğimiz hiçbir dilekçeye cevap verilmiyor. Yine insan hakları örgütlerine yazdığımız mektuplara da el konuluyor” dedi.
* * *
İmralı için yeni başvuru
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tecrit altında rehin tutulan ve 36 aydır kendisinden hiçbir şekilde haber alınamayan Abdullah Öcalan’ın avukatları, müvekkilleri ile görüşme talebiyle Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne yeni başvurularda bulundu. Başvurular, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Raziye Öztürk, Rezan Sarıca, Faik Özgür Erol ve Mazlum Dinç tarafından yapıldı. Avukatlar, İmralı’daki diğer müvekkilleri Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için de görüşme başvuruları yaptı.
* * *
Demirtaş’a dayatmadan vazgeçildi
Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HDP) eski Eş Genel Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın avukatı Ramazan Demir, müvekkillerine avukat görüşü öncesi ve sonrası dayatılan ayakkabı çıkartma uygulamasından vazgeçildiğini duyurdu.
Demir, sanal medya platformu X hesabından konuya ilişkin paylaşımda bulundu. Demir’in "Demirtaş Savunma Grubu" imzasıyla paylaştığı açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Müvekkilimiz Sayın Selahattin Demirtaş'a avukat görüşü öncesi ve sonrası dayatılan ayakkabı çıkarma şeklindeki hukuksuzluktan, yapılan görüşmeler sonucu vazgeçilmiştir. Konuya gösterilen duyarlılık ve verilen destek için herkese teşekkür ediyor, müvekkilimiz Sayın Demirtaş'ın selamlarını iletiyoruz."
* * *
Baskınlarda 'otur-kalk' uygulaması
Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde koğuşlara baskın yapılarak, tutsaklara “otur kalk” ve “ayakkabılarını çıkar” dayatması yapıldığı belirtildi.
Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan tutsaklar, 6 Mart’ta aileleri ile yaptığı görüşlerde koğuşların basıldığını ve tehdit edildiklerini aktarmıştı. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyeleri, ailelerin başvuruları üzerine cezaevini ziyaret etti. Tutsaklar, “arama” adı altında koğuşlarına baskın düzenleyen gardiyanların, eşyalarını dağıttığını aktardı. Tutsaklar, gardiyanların “otur-kalk”, “ellerini, kollarını aç”, ve “ayakkabılarını çıkar” şeklinde dayatmada bulunduğunu avukatlarla paylaştı. ÖHD’li avukatlar, "Cezaevi denetiminden geçirilerek, kendilerine verilen kitaplara el konulmuştur. Bunun yanında kitaplardan alıntılar yaptıkları, bazılarının öykü-roman çalışmalarının yer aldığı defterlere de el konulmuştur. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alıp da tekli hücrelerde kalan tutsakların da odalarına bu şekilde gidilmiş, onlara fiziki müdahale edilmiş, arama sırasında hukuka aykırı bir şekilde uzunca bir süre yerde bekletilmişlerdir” dedi.