Unutulmaması gereken soykırım

Forum Haberleri —

Yahudi Soykırımı

Yahudi Soykırımı

  • Adolf Hitler - bazı araştırmacılara göre, Yahudilere yönelik hedeflerinde bu trajik olaylardan ilham almıştı - 1939'da Polonya’nın Nazi işgalinden önce şu meşhur soruyu sormuştur: "Sonuçta, bugün Ermenileri kim hatırlıyor?”

Jan van DER MADE/Çeviri: Serap GÜNEŞ

"Ermeni soykırımı kurbanlarının üçüncü nesliyim," diyor Aline Kamakian. Ermenistan ve Lübnan'da bir dizi restoranın sahibi ve şefi, Dağlık Karabağ'dan gelen mültecilere yardım etmek için gönüllü olmuş.

Kamakian, geniş küresel Ermeni diasporasının bir parçası olarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun 1915 yılında başlattığı, 1,5 milyon kadar Ermeni’nin katledildiği büyük etnik temizlik kampanyasını kastediyor.

Toplu cinayetler ve ölüm yürüyüşleri, tüm köylerin yok edilmesine ve kalan nüfusun büyük ölçekte kaçmasına yol açtı.

Kamakian, Paris'teki Ermeni Genel Hayır Kurumu (Agbu) ofislerinde RFI ile yaptığı röportajda, “O zamanlar TV ya da internet olmadığı için soykırımın gerçekleştiğini düşünürdüm hep. Çünkü neler olup bittiği bilinseydi, hiçbir ülkenin buna izin vermeyeceğini düşünüyorum, diye anlatıyor.

Dünya, soykırım döneminde aslında hiç bilmiyor değildi. Ermeni bir kızın hikayesine (Aurora Mardiganian, akrabaları öldürülürken kaçmayı başarmıştı) dayanan bir Hollywood filmi ve kitaplar vardı.

Onun anıları ve film uyarlaması, Batılı diplomatların ve yurt dışına kaçan Ermenilerin çabaları, genel kamuoyunda bir destek ağı oluşturdu ve sempati uyandırdı.

Ancak küresel dikkat esas olarak I. Dünya Savaşı ve sonrasına odaklanmış durumdaydı ve gerçekleşirken zaten yeterince haberleştirilmeyen Ermeni soykırımı, sonrasında çabucak unutuldu.

Yirmi yıl sonra, Adolf Hitler - bazı araştırmacılara göre, Yahudilere yönelik hedeflerinde bu trajik olaylardan ilham almıştı - 1939'da Polonya’nın Nazi işgalinden önce şu meşhur soruyu sormuştur: "Sonuçta, bugün Ermenileri kim hatırlıyor?”

Pogromlar

1921'den 1989'a kadar Sovyet yönetimi altında, yarı özerk "Ermenistan Sovyet Cumhuriyeti" görece bir barış içinde yaşadı. Ancak Sovyetler Birliği çökmeye başladığında, Dağlık Karabağ'daki düşmanlıklar yeniden alevlendi ve 1988'de başlayan altı yıllık acımasız bir savaşta yaklaşık 25.000 kişi hayatını kaybetti.

1990 yılında, Avrupa Konseyi'ne göre, o zamanlar Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti'nin başkenti olan Bakü'de yaşayan yüz binlerce Ermeni, "yüzlerce Ermeni’nin öldürüldüğü, sakat bırakıldığı, zulme uğradığı, yerinden edildiği geniş çaplı bir dizi katliama" maruz kaldı. Konsey üyeleri 2020'de, "yok olma tehdidi altında, yaklaşık 250.000 Ermeni Azerbaycan'dan kaçmaya zorlandı" şeklinde beyanatta bulunacaktı.

Ancak bu olay geniş çapta haberlere yansımadı çünkü – bir kez daha – diğer meselelerin (bu durumda Berlin Duvarı'nın yıkılışı ve Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle ilgili çalkantılı olayların) gölgesinde kalmıştı.

Bu arada çatışma devam etti ve İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre, her iki taraf da mezalimlere karıştı. 1994'te bu çıkmaz, uluslararası barış güçleri tarafından korunan kırılgan bir barışla sonuçlandı, ancak 2020'de düşmanlıklar yeniden başladı.

Bu savaş ise, Moskova'nın aracılık ettiği bir ateşkesle sona erdi. Karabağ’da barışı korumak için 1960 askeri personel ve 90 zırhlı personel taşıyıcıdan oluşan bir Rus gücü konuşlandırıldı ve beş yılda bir yenilenen bir yetki aldı.

Ancak 2022'de, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra, Azerbaycan Dağlık Karabağ'a yönelik eylemlerini artırdı, bölgenin tedarik yollarını kapattı ve nüfusunu aç bıraktı.

19 Eylül'de ise bombardımana başladı – ve bölgede kalan 200.000 Ermeniyi topraklarından kaçmaya zorladı.

"Şok Halinde"

Erivan merkezli Bölgesel Araştırmalar Merkezi'nin direktörü Richard Giragosian'a göre Ermeniler "hala şokta". Giragosian, RFI ile Paris'te konuştu.

"Karabağ liderliği ve ordusunun beklenmedik teslimiyeti, yalnızca Dağlık Karabağ'dan kaçmak zorunda kalanlar için değil, aynı zamanda Ermenistan'dakiler için de oldukça şaşırtıcıydı" diyor.

Erivan'daki hükümet, birdenbire on binlerce mülteciyi kabul etme ve barındırma göreviyle karşı karşıya kaldı.

"Giragosian'a göre sorunun bir kısmı uluslararası yardım. Ve yardım, ne kadar önemli olursa olsun, acil ihtiyaçlara hızlı bir şekilde yanıt veremiyor.

Ancak Ermeni diasporası hemen harekete geçti.

Lübnan'da doğup büyüyen ancak Ermenistan ile güçlü bağları olan Kamakian, Erivan'a uçtu ve Dağlık Karabağ'dan gelen mültecilerin çoğunun toplandığı Goris'e gitti.

"İnsanlar çok yorgun, depresif," diye anlatıyor RFI'ye.

"Buralarda yüzyıllardır yaşayan insanlar şimdi oradan çıkıp Ermenistan'da mülteci oluyorlar.

"Dolayısıyla yapmaya çalıştığımız şey en azından küçük bir rahatlık sağlamaktı," diyor, tanıdık bir tadı olan sıcak bir yemek gibi.

"Hiç kimse hiçbir şey yapmadı"

Ancak Batı'nın ilgisinin azalması hakkında ne düşündüğü sorulduğunda, Kamakian hayal kırıklığını dile getiriyor.

"İnternet üzerinden canlı izliyoruz ve kimse harekete geçmiyor. Kim bilir, belki doğalgazımız olmadığından, ya da politik olarak işe yaramadığımızdan, kimse bunu konuşmuyor. On ay süren bir abluka oldu. Kimse, hiç kimse hiçbir şey yapmadı," diye belirtiyor.

"Ukrayna’ya olan yaklaşımla Karabağlı Ermenilerin durumuna olan yaklaşım arasındaki ikiyüzlü çelişki herkesin gündeminde” diye ekliyor Giragosian.

"Ve şimdi Gazze'deki durumla birlikte, haber döngüsü onlar açısından daha da kötü, çok hızlı bir şekilde devam ediyor."

Fransa dahil birçok ülke gözlemci gönderdi ve yardım ya da silah sözü verdi, ancak henüz pek bir şey gerçekleşmedi.

“Kendi ülkenizin, kendi halkınızın acımasızca soykırıma uğradığını görüp kimse bunu konuşmadığında ‘hayal kırıklığı' kelimesi çok zayıf kalıyor” diyor Kamakian.

Kaynak:https://www.rfi.fr/en

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.