Utanmıyorlar, sıkılmıyorlar

• HDP Sözcüsü Ebru Günay, AKP-MHP hükümetinin Kürt düşmanlığı ve iktidarını korumaya dayalı savaş siyasetine karşı duracaklarını söyledi. İktidarın, utanmadan, sıkılmadan riyakar söylemler sarfettiğini belirten Günay, tarihsel suçlarına ve şimdi işgal altındaki yerlerdeki etnik temizliğe dikkat çekti.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, dünkü basın toplantısında Kadın Meclisi, Parti Meclisi ve Merkez Yürütme Kurulu toplantılarına dair bilgilendirmelerde bulundu. Günay, Kuzey-Doğu Suriye’ye saldırılar, tecrit konusu ve yaklaşan seçimler başta olmak üzere pek çok konuyu kapsamlı bir şekilde değerlendirdiklerini söyledi.

Mesel Kürtlerin olmasıdır

AKP-MHP ittifakının, 2015'ten beri derinleştirdiği savaş siyasetini, savaş ve çatışma konseptini her seçim arifesinde tırmandırdığını hatırlatan Günay, "Kuzey Doğu Suriye’ye, Rojava halklarına karşı hazırlıkları yapılan kara saldırısı, iktidarın savaştan beslenmeye yönelik siyasetinin bir parçasıdır. Bu savaş elbette iktidarın yıllardır sürdürdüğü ve artık gizlemeye gerek duymadığı Kürt düşmanlığı politikasının da ürünüdür. Kürtlerin varlığına, haklarına ve kazanımlarına dönük bir savaştır. Kuzey-Doğu Suriye halklarının on yılı aşkındır dişiyle, tırnağıyla, büyük insani kayıplar ve ağır bedellerle inşa ettiği devrimi, halkların bir arada eşit ve özgür yaşamını temel alan yeni yaşamı yok ederek, buraları tekrar savaş cenderesine alıp kirli iş birlikleri yaptığı insanlık düşmanı çetelere teslim etmek istediği bir savaştır. Buralar, çetelerin elinde olsaydı iktidarın bir derdi olmayacak, aksine bu çetelerle her türlü kirli iş birliği yürütecekti. Mesele Kürtler olunca iktidarın yok etme politikaları depreşiyor” şeklinde konuştu.

Toplumu teslim almaya dönük

Bu savaşın bir diğer önemli yüzünün de Kürtler şahsında tüm topluma açılan, tüm toplumu teslim almaya dönük büyük bir savaşa dönüşmesi olduğunu kaydeden Günay, "İktidar, bu savaşı iç siyaseti dizayn ederek seçimleri kazanma ve iktidarını korumaya dönük bir strateji olarak yürütmektedir. Bir kez daha iktidar seçim kampanyasının startını savaş uçaklarıyla, ölüm ve yıkımla vermiştir. Dolayısıyla savaş ve ölüm siyasetinin arkasına dizilen tüm kesimler, iktidarın seçim kampanyasına da destek veriyor" dedi.

Hangi şefkat ve merhamet?

Taksim patlamasını aydınlatmak yerine üzerini karartarak bütün soru işaretlerine rağmen gerekçe yapıldığını belirten Günay, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın 'Türkiye tarihinde sadece adalet, şefkat, merhamet, birlikte yaşama tecrübesi’ olduğu iddiasına şöyle yanıt verdi: "Kendisi bile daha önce Dersim Katliamı için acılı, kanlı facia, katliam diyerek özür dilemişti. Bu şefkat, merhamet güzellemesi yaparak üstünlük iddiasında olanlara biz de buradan bir kez daha soralım; İstiklal Mahkemelerinde merhametle mi onca insan idam edildi, Dersim’de yıllarca hazırlığı yapılıp tertiplenen katliam bir şefkat katliamı mıydı, Zilan Katliamı, 6-7 Eylül pogromu, Newala Qesaba, on binlerce faili meçhul, Sivas, Maraş, Çorum, Roboskî katliamları hangi şefkat ve merhametin konusudur?"

Etnik temizlik yapıyor

Türk hükümetinin, ‘Sınır ötesi harekâtlar yürüttüğümüz yerlerde kimsenin kökenine, inancına, mezhebine, meşrebine göre ayrımcılık yapmayız. Hiçbir yere öldürmek, yıkmak, yok etmek için gitmedik, gitmeyiz’ diyebildiğini anımsatan Günay, şöyle tepki gösterdi: "Utanmadan ve sıkılmadan. Bu aynı zamanda bir ikrardır, savunma ruh halidir. Çünkü işgal edilen her yerde Kürt, Arap, Ermeni, Süryani insanlar katlediliyor. ÖSO, DAİŞ, Nusra çetelerinin cinayet, gasp ve yağma görüntülerini bütün dünya canlı yayınlarda izliyor. Efrîn’de etnik temizlik ve birçok insanlık suçu işlemeye devam ediliyor."

Savaş tavır stratejiktir

AKP-MHP ittifakının sürdürdüğü ve seçim arifesinde tırmandırdığı savaş ve ölüm siyasetine asla teslim olmayacaklarını vurgulayan Günay, şunların altını çizdi: "AKP-MHP iktidarının başlattığı, diğerlerinin ortak olduğu bu ölüm siyasetine engel olmaya, halkımızla birlikte ölüme karşı yaşamı savunmaya devam edeceğiz. Girdiğimiz seçim sürecinde de aday belirlemede, seçim stratejimize kadar her adımda bu ilkeyle hareket edeceğiz." ANKARA