Viyan'ın Rojava’ya yolculuğu
Toplum/Yaşam Haberleri —
- Doğu Avrupalı bir ailenin çocuğu olarak İngiltere’de doğup büyüyen 29 yaşındaki Viyan, bir yıldır Rojava’daki mücadelenin içinde. Viyan, Rojava’daki kadın mücadelesinin dünya kadınlarına umut olduğunu söyledi.
Britanya'da doğup büyüyen Viyan, kökenleri Doğu Avrupa'ya dayanan bir kadın. 29 yaşındaki Viyan, kadınların hakları ve özgürlükleri için verilen mücadeleye katılarak, kendi deneyimlerini ve gücünü bu neden doğrultusunda kullanmaya karar verir. Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadınların özgürlük mücadelesine tanıklık etmek, Viyan'ın dünya görüşünü derinlemesine etkiler ve ona yeni bakış açıları kazandırır.
Viyan'ın bu yolculuğu, sadece coğrafi anlamda değil, aynı zamanda içsel bir dönüşümü de beraberinde getirir. Kadın dayanışmasının gücü ve kararlılığı, Viyan'ın kendi gücünü keşfetmesine ve kadın hakları mücadelesine daha da sıkı sarılmasına neden olur.
Kuzey ve Doğu Suriye'deki kadınların özgürlük mücadelesi, Viyan gibi dünya genelinden kadınların da dikkatini çekmeye devam ediyor. Viyan'ın hikayesi, kadınların seslerini yükseltme ve hakları için mücadele etme konusundaki kararlılığını yansıtıyor.
Gördüm, etkilendim
Kuzey ve Doğu Suriye’ye gelmeden önce feminist örgütler içerisinde yer aldığını belirten Viyan, Kuzey ve Doğu Suriye’ye geliş nedenini şu şekilde açıklıyor “Arkadaşlarımdan Rojava hakkında çok şey duydum. Rojava’daki direnişin ne kadar muhteşem ve etkili olduğunu anlatıyorlardı. Sadece uzun süredir Rojava'ya gitmemiş olan arkadaşlarımızla ilişkilerimiz vardı. Bu nedenle detayları çok fazla konuşamıyorduk. Sahadaki gerçeklik hakkında pek bir şey bilmiyorduk. Destekliyorduk ama devrimin detaylarını bilmiyorduk.
Rojava’ya gelmeden önce devrimin detaylarına ilişkin bilgi sahibi değildim. 2023 yılında Rojava’ya geldim. Yaşamında değişikliklere neden olduğu için duygusal bir dönemdi. Kadınların gücüne tanık oldum. Rojava’daki kadınların gücü, doğrudan doğup büyüdüğüm ülkem üzerinde etliliydi. Farklı ülkelerde sınır engeli tanımadan, farklı uluslardan kadınların nasıl bir araya gelerek örgütlendiğini gözlerimle gördüm ve etkilendim.”
Sadece silah değil
Rojava’daki kadınların sadece askeri alanda örgütlenmediğini toplumun her alanında öncülük yaptığını devrim sahasına gelerek gördüğünü dile getiren Viyan, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Kadınların ellerinde silah ve savaştığı birçok fotoğraf dış medyaya yansıyordu. Ama Rojava’ya geldiğimde gördüm ki kadınların elinde sadece silah yok, toplumun her alanında örgütlüler. Halkla iletişim düzeyleri oldukça güçlü. Yeni bir toplumun inşasına öncülük ediyorlar. Halkla iç içe sohbetleri oldukça etkileyici. Ayak bastığım her yerde kadınların mücadelesine tanık oluyorum. Toplumu eğitmeyi görev ve sorumluluk olarak ele alıyorlar. Yaşamın her saniyesinde muazzam bir mücadele içindeler. Komün ve meclis örgütlemelerinde yer almaları derinden etkiledi. Halkla bütünleşen kadın profilini görmek mutluluk verici.”
Rojava’daki kadın mücadelesinin dünya kadınlarına umut olduğunu kaydeden Viyan, “Rojava’daki kadın mücadelesi dünya kadınlarına umut oluyor. Kadın olarak öncü olabileceğimizi, örgütlenebileceğimizi gösterdiler. Kadın haklarını savunan, topluma yön veren ve kadının özgürleştirilmeden toplumun özgürleştirilemeyeceğini savunarak, dünya kadınları için de yeni bir model yaratıyorlar. Kadın mücadelesine güç katmayı görev olarak görüyorum” diye konuştu.
Öcalan’ın paradigması
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerine ilişkinde Viyan, şu şekilde değerlendirmelerde bulunuyor: “Abdullah Öcalan’ın adını duyduğumda bir erkek nasıl olur da kadın özgürlük çizgisini geliştirir, savunur diye düşünmüştüm. Bulunduğum feminist gruplarına göre aykırı bir durumdu. Fakat Kürt Özgürlük Hareketi ve Abdullah Öcalan’ı tanıdıktan sonra kadın ve Öcalan’ın arasındaki bağa doğrudan tanık oldum. Devrimin Önderiydi, iradesiyle gelişen ve devam eden bir devrim yaratmıştı. En çarpıcı örneği de uluslararası komploya karşı verdiği mücadele. Tecrid koşulları altında yazmaya devam etti. Umut verdi, yol gösterdi. Gelişen dar bakış açım böylece kırılmış oldu. Abdullah Öcalan, görülmemiş bir örnektir. Fikirlerini derinden anlamak, okumak ve yaşamak istiyorum. Çünkü Öcalan’ın paradigması dünya özgürlüğünü sağlayacak.”
Hep mücadele
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle dünya kadınlarını selamlayan Viyan, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Kökümüzden asla uzaklaşmamalıyız. 8 Mart, kadın tarihi, kadının örgütlenme tarihi ve kadın emekçilerin greve gittiği bir tarihtir. Mücadeleyi geliştireceğimize inancım tam. Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınlardan Abya Yala kadınlarına, siyasi tutksaklardan Avrupalı kadınlara kadar bu yıl mücadelenin artacağı inancındayım. Sonuna kadar dünya kadınlarının özgürlüğünün sağlanması için mücadeleye devam edeceğiz.” NÛJIYAN ADAR - ANF/QAMIŞLO