Yaşama da ölüme de sansür!

Kadın Haberleri —

  • İran’da kadınların mezar taşlarındaki fotoğrafları sansürleniyor, adları siliniyor ve kimlikleri erkekler üzerinden tanımlanıyor. Kadınların toplumsal hafızadaki yeri sistematik olarak yok ediyor.
  • Behesht-e Zahra Mezarlığı yetkilileri: “Mezar taşlarında hem başörtülü hem başörtüsüz kadınların fotoğraflarının bulunması, mümin mezarlığının onuruna yakışmaz. Peçesiz resimler kaldırıldı.”

İran’da kadınlara yönelik baskılar, yaşamla sınırlı kalmıyor; ölümden sonra bile kimlikleri hedef alınıyor. Mezar taşlarından kadın fotoğraflarının kaldırılması, ölüm ilanlarına getirilen kısıtlamalar ve adlarının yalnızca erkekler üzerinden tanımlanması, ataerkil sistemin kadınların toplumsal varlığını silme çabasını gözler önüne seriyor. Behesht-e Zahra Mezarlığı’ndan Royan’a kadar uzanan bu uygulamalar, kadın kimliğinin ölümden sonra bile görünmez kılınmaya çalışıldığını ortaya koyuyor.

“Uygunsuz örtünme” suçlaması

Behesht-e Zahra Mezarlığı yetkilileri Ağustos 2022'de, başörtüsüz kadınların fotoğraflarını taşıyan 98 mezar taşının toplanıp düzeltildiğini duyurdu. Bu uygulamanın gerekçesi ise, “Peçesiz kadın resimlerinin bulunduğu mezar taşları kaldırıldı. Mezar taşlarında hem başörtülü hem başörtüsüz kadınların fotoğraflarının bulunması, mümin mezarlığının onuruna yakışmaz” şeklinde açıklandı. Behesht-e Zahra Mezarlığı yetkililerinin bu yaklaşımı ile yeniden gündeme gelen bu mesele, medya organlarının da desteklediği söylemlerle birlikte kadınların kamusal görünürlüğünün sistematik olarak bastırıldığı yeni bir döneme işaret ediyor.

Bu durum geçmiş yıllarla sınırlı kalmayıp 2025 yılının Eylül ayında yaşandı. Bu bağlamda Tasnim ve Tabnak haber ajanslarının ortak yayımladığı raporda mezar taşlarında “uygunsuz örtünme” konusunun gündeme getirilmesi, kadınların anısına dair fotoğraf kullanımını adeta kısıtlamaya yönelik endişe verici bir tavır olarak dikkat çekiyor.

Dinen ve örfen doğru değilmiş

İran’ın Mazandaran Eyaleti’ne bağlı Royan kentinde Kasım 2020’de çok sayıda kadının mezar taşlarına yönelik sistematik bir müdahale gerçekleşti. Pek çok mezar taşında yer alan kadın fotoğrafları tamamen beyaz boyayla kapatıldı. Olayın ortaya çıkmasının ardından, hayatını kaybeden kadınların aileleri konuyu araştırmaya başladı. Soruşturmanın ilk aşamalarında mezarlık yetkilileri olaydan habersiz olduklarını iddia etti. Ancak kısa bir süre sonra, bu müdahalenin mezarlık mütevelli heyetinin kararıyla yapıldığı anlaşıldı. Heyet, kamuoyuna yaptığı açıklamada bu uygulamayı, “Mezar taşlarına kadın resmi koymak dinen ve örfen doğru değildir” diyerek gerekçelendirdi.

Gerekçe başörtü değil kadın

Mevcut bulgulara göre, mezar taşlarındaki kadın fotoğraflarının silinmesinin gerekçesi, görüntülerde örtünme olmaması değil; doğrudan ölen kişinin kadın olmasıydı. Bu durum, mezar taşlarında kadın kimliğine yönelik sistematik bir müdahale ihtimalini güçlendiriyor. Kadın fotoğraflarına yönelik bu tür saldırı yeni değil; geçmişte de benzer saldırılar yaşandı.Mart 2017’de, Sabzevar İlçesi’ndeki İmamzade Hasan Mezarlığı yetkilileri tarafından yayımlanan bir bildiride, “Sevdiklerine ait mezar taşlarında kadın resmi bulunanlar, bu resmi en kısa sürede kaldırmalıdır; aksi takdirde mezar taşları kaldırılacaktır” tehdidinde bulunuldu. 

‘Erkekler gibi ölmelerine bile izin yok’

Güvenlik gerekçesiyle ismini paylaşamayan bir kadın hakları aktivisti, konuyla ilgili Nujinha’dan Nasim Ahmedi’ye değerlendirme yaptı. Behesht-e Zahra Mezarlığı yetkililerinin yaklaşımını yorumlayan aktivist, asıl meselenin başörtüsüz kadın fotoğrafları değil; mezar taşları ve ölüm ilanlarında kadınların fotoğraflarının kullanılmasının engellenmesi olduğunu vurguluyor. Aktivist, “Ataerkil sistemin temel amacı, kadınları sömürmek, istismar etmek ve ardından kimliklerini tamamen silmektir. Bu zihniyete sahip erkekler, kadınların varlığına değer vermez. Kadınlara, yaşamları boyunca olduğu gibi, ölümden sonra da kimliklerini belirleme hakkı tanımazlar. Hatta bu yüzden, kadınların erkekler gibi ölmelerine bile izin vermezler” diye konuştu.

Kadının varlığı siliniyor

Aktivist konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Bir mezar taşı üzerinde yalnızca kadının eşi olan erkeğin adı yer alıyor. Yazı aynen şöyle: ‘Yüce Lider Ayetullah Alam-ül-Hüda'nın eşi merhum Mağfiret’in mezarı.’ Bu mezar taşında kadının kendi adı yok; kimliği, yalnızca eşinin üzerinden tanımlanıyor. Bu durum, kadının bireysel varlığının tamamen silinmesi anlamına geliyor. Kadınların adının bu şekilde görünmez kılınması, onların unvanlarını ve statülerini sürekli olarak erkekler üzerinden tanımlayan inançlardan besleniyor. Bir erkek, eşinin adı yerine kendi adını ya da genel bir unvanı kullanıyorsa, aslında o kadının varlığını bilerek ya da bilmeden silmiş oluyor.” KIRMANŞAH

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.