9 madenciye 13 yıldır ulaşılamadı

Çöpler Altın Madeni / Erzincan

Çöpler Altın Madeni / Erzincan

  • Erzîngan'ın Licik (İliç) ilçesinde Anagold Madencilik’in faaliyet yürüttüğü Çöpler Madeni’nde 13 Şubat’ta siyanürlü liç dağının kayması sonucu toprak altında kalan 9 işçiyi arama çalışmaları sürüyor.
  • Licik'te yaşananlar, Elbistan-Afşin Çöllolar Açık Maden sahasında 6 ve 11 Şubat 2011’deki faciayı tekrar gündeme getirdi. Toprak altında kalan işçilerden birinin cansız bedenine ulaşıldı; 9 işçiye ise 13 yıldır ulaşılamadı.

Elbistan'da toprak altında kalan ve 13 yıldır ulaşılamayan işçilerden Ali Muhmani Koşan’ın kardeşi Muhsin Koşan, “Sesimizi duyuramadık. Yargılanma süreci adil olmadı. Bizim davamızda eğer adil bir karar çıksaydı bizden sonra Soma, Bartın ve son olarak İliç’teki facia yaşanmayacaktı" dedi.

Erzîngan’ın Licik (İliç) ilçesinde bulunan Çöpler Madeni'nde 13 Şubat’ta meydana gelen göçükte 9 işçi toprak altında kaldı. 300 dönümlük bir alana yayılan kaymada, kütlenin toplam hacminin 10 milyon metreküp olduğu tahmin ediliyor. Soruşturma kapsamında biri saha sorumlusu olan Kanada vatandaşı J.R.G. ve firma sorumlusunun da aralarında bulunduğu 9 kişi gözaltına alındı, 6’sı tutuklandı. Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamaya göre, olay yerinden alınan toprak ve su numuneleri inceleme için yetkili kimya laboratuvarlarına gönderildi. Savcılık, çevre, maden, jeoloji, kimya, inşaat, ziraat ve harita mühendisi ile iş sağlığı ve güvenliği uzmanından oluşan 8 kişilik bir bilirkişi heyetinin oluşturulduğunu ve bu heyet tarafından hazırlanacak raporun beklendiğini açıkladı.

Maden sahası, daha önce siyanür sızıntısı nedeniyle kesilen ceza ve kapasite artırımına karşı açılan davayla gündeme gelmişti. Söz konusu madende siyanür sızıntısı nedeniyle 2022'de ilgili firma hakkında en üst sınırdan çevreyi kirletme cezası kesilmişti.

 

Elbistan-Afşin Çöllolar Açık Maden sahası

 

5 gün arayla

Licik'te yaşananlar, Elbistan-Afşin Çöllolar Açık Maden sahasında 6 ve 11 Şubat 2011’de yaşanan felaketi yeniden gündeme geldi. Maden faciası, Ciner Grubu tarafından Afşin-Elbistan B Termik Santrali’nin kömür ihtiyacının karşılanması amacıyla 2009'da faaliyete geçen Çöllolar Kömür sahasında yaşandı. Geçen iki senelik süreçte pek çok kez uyarıları yapılan iş kazasının ilki, 6 Şubat 2011'de gerçekleşti. Şev kaymasında Yaşar Alkaya (51) isimli işçi yaşamını yitirdi, 10 işçi de yaralandı. 5 gün sonra 10 Şubat 2011’de gerçekleşen ikinci şev kaymasında ise 10 maden işçisi 2,5 kilometrekarelik bir alanda 50 milyon metreküp toprağın altında kaldı. Toprak altında kalan işçilerden sadece Ruşen Demir’in cansız bedenine ulaşıldı. Jeoloji Mühendisi Halil Tatlı, Maden Mühendisi Nail Yılmaz ile işçiler Hacı Mehmet İpek, Muhsin Koşan, Kemal Elmas, Cuma Yıldırım, Adnan Demir, Tuğran Gökhan ve Aydoğan Polat, hala bulunamadı. 

 

Elbistan'da toprak altında kalan 11 işçi 

 

Aileler 13 yıldır bekliyor

Felaketin ardından toprak altında kalan 11 işçiye dair 16 Temmuz 2012’de Elbistan Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 9'u özel şirket personeli, 14'ü resmi görevli olmak üzere toplam 23 kişi hakkında “Taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan ceza istendi. 5 yıl süren davada, ailelere 91 bin 200'er lira tazminat verilmesine, 19 sanığın da beraatına karar verildi.

Sürekli göçük yaşanıyordu

Göçük altında kalan ve kendisine ulaşılamayan Ali Muhmani Koşan’ın kardeşi Muhsin Koşan, 13 yıllık mücadelesini MA'dan Ceylan Şahinli'ye anlattı. Ağır iş makinesi ustası olan iki çocuk babası kardeşi Muhsin Koşan’ın işe ilk başladığı süreçte 12 saate varan mesailerde çalıştırıldığını belirten Koşan, bu alanda sürekli göçük yaşandığına dikkat çekti. Koşan, kardeşinin 1999'a kadar İstanbul’da kargo görevlisi olarak çalıştığını hatırlatarak, şöyle devam etti: “Gölcük depremi ile birlikte kardeşim enkaz altında kalma korkusu sebebiyle ağır bir travma yaşadı. Sonra bir akrabamızın söylemesiyle bu işe başladı. İlk kaza yaşandığında bizi arayarak, ‘Biz de orada olabilirdik’ dedi. O olaydan sonra çalışmak da istemedi. İkinci göçük yaşanmadan önce onlar orada kalan makinaları çıkarmak için gidiyor. O sırada göçük altında kalıyorlar.

Arama dedikleri yüzeyseldi

Oraya vardıktan sonra bir seneden fazla göçüğe gidip geldik, ancak hiçbir sonuç alamadık. Arama faaliyetleri dedikleri şey, zaten yüzeysel bir şeydi. İlk günler termal kameralarla, helikopterle üzerinden uçarak yaptıkları bir aramaydı. Canlı arama faaliyetleriydi bunlar ve bizleri oyalamaya yönelikti.”

Ekmek dileniyordunuz!

Koşan, 13 yıldır göçük altında kalan kardeşinin kemiklerini dahi alamadıklarını belirterek, bu süreçte hem resmi kurumlar hem de iktidar medyasının kendilerine dönük sessizliğine tepki gösterdi. Koşan, şunları söyledi: “Bize başsağlığına gelen bürokratlar, dönemin milletvekilleri, ‘Karşınızdakiler çok güçlü, bunlar herkesi sustururlar aman iyi bir avukat bulun, biz iyi avukatlar tanıyoruz’ dediler. Öte yandan çok tanınan bazı gazeteciler bizi programlarına çıkarırken, ‘Lütfen firmanın, şahısların ismini söylemeyin' diyerek bizi uyardılar. O dönemin çok önemli bir devlet yetkilisiyle yaptığım konuşmada, adil yargılanma talebine karşılık bana, ‘Siz düne kadar onların kapılarında ekmek dileniyordunuz’ dedi.”

Belki sonrakiler yaşanmazdı

Dava sürecinin uzamasıyla her gün aynı acıyı yaşadıklarını ve duruşma salonlarında mağdur edildiklerini ifade eden Koşan, bu nedenle şikayetlerinden vazgeçmek durumunda kaldıklarını kaydetti. Koşan, üç kez bilirkişi raporunun değiştiği davalarında yıllarca çıkmayan kararın şikayetlerini geri çekmeleriyle ilk duruşmada verildiğini söyledi. Erzîngan’da yaşanan maden katliamıyla yeninden aynı süreci yaşadıklarını belirten Koşan, şunları ekledi: “Sesimizi duyuramadık. Bizim için yargılanma süreci adil olmadı. Bizim davamızda eğer adil bir karar çıksaydı bizden sonra Soma, Bartın ve son olarak İliç’te yaşanan facia ve daha birçoğu yaşanmayacaktı. Madenciler hayatları ile bedel ödemeye devam etmesin. Faillerin ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalması gerekiyor. Onların acılarını paylaşıyoruz.” MARAŞ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.