AfD’ye karşı ortak siyaset şart

Dünya Haberleri —

Sebastian Friedrich

Sebastian Friedrich

Der Aufstieg der AfD (AfD’nin Yükselişi) kitabının yazarı Sebastian Friedrich’le, AfD’nin kapatılması tartışmalarını konuştuk.

  • AfD’nin kapatılmasıyla ilgili farklı görüşler var. Ancak siyasi açıdan bu işin hukuksal boyutlarının ve yasaklamanın ne kadar mümkün olduğu iyi düşünülmeli. Aksi takdirde bir mahkeme süreci başlatılır ve süreç başarısız sonuçlanır da AfD kapatılmaz ise, ülkedeki sağcı kesim büyük başarı elde etmiş olur.
  • Benim korkum, liberal ve sol liberal kesimin parti kapatıldığında Almanya’da neofaşizm sorununun çözüleceğini düşünmeleri. Oysa AfD kapitalizmin sebep olduğu krizin sonucudur. Sosyalistlerin çağımızın elzem sorularına verdikleri cevaplar daha yüksek sesle tartışılmadığı sürece sağcıların başarılı olma şansları var.
  • Şu an gördüğümüz tabloda liberaller, muhafazakârlar ve solcular AfD’ye karşı beraber dayanışma göstermekte. Bu dayanışmanın sonuç elde etmesi için her üç kesimin de ortak siyaset yürütmesi lazım. Aralarındaki çelişkileri kaldırıp ortak ilkeler için hareket ettikleri takdirde AfD yasaklansın isteği gerçekleşir.
  • CDU’lu siyasetçi Marco Wanderwitz mahkeme dilekçesi hazırlıyor. Çoğu siyasetçi onunla bu konuda aynı görüşü paylaştığı için soru önergesinin meclise sunulacağı muhtemel. Ancak Anayasa Mahkemesi kolları sıvasa bile mahkeme hazırlığı bir yıl sürer ve bu durumda AfD bu yılki seçim sürecine katılır.

     

GÖZDE GÜLER

Aralarında aşırı sağcı parti AfD'nin üst düzey siyasetçileri, sağcı ideologlar, neo-Naziler ve mali açıdan güçlü girişimcilerin olduğu Potsdam yakınlarındaki bir otelde yapılan toplantı araştırmacı gazetecilerden oluşan kamu yayıncısı CORRECTIV tarafından 10 Ocak’ta yayımlanan haberle açığa çıkarılmıştı. Milyonlarca göçmenin Almanya'dan gönderilmesinin konuşulduğu toplantı, Almanya’da oldukça yankı uyandırdı. AfD’nin yasaklanması talepleri çok farklı siyasetten insanı bir araya getirdi.

2025 yılında yapılacak federal seçimlere gelmeden önce Alman siyasetinin merkezinde eyalet seçimleri var ve üç doğu eyaletinde AfD’nin yüzde 30'un üzerinde oy alması bekleniyor. Thüringen ve Saksonya'da eyalet parlamento seçimleri bu yıl 1 Eylül'de, Brandenburg'da ise 22 Eylül'de yapılacak. Almanya'da farklı araştırma şirketlerinin açıkladığı son anketlere göre, AfD oylarını Brandenburg'da yüzde 32, Saksonya'da yüzde 34 ve Thüringen'de yüzde 36’ya yükseltti. AfD şimdiden 'mutlak çoğunluktan' ve Thüringen'de bir Eyalet Başkanı çıkarmaktan bahsediyor. Bu durumda AfD’li ilk Eyalet Başkanı, Björn Höcke olacak. 

Alman gazeteci ve Afd uzmanı Sebastian Friedrich AfD’nin yasaklanması tartışmalarına dair şuanki tabloda liberaller, muhafazakârlar ve solcuların AfD’ye karşı beraber dayanışma göstermekte olduğuna işaret ederek bu dayanışmanın ciddi bir sonuç elde etmesi için her üç kesimin de ortak bir siyaset yürütmesinin gerekli olduğunu belirtti. AfD’nin kapatılması durumunda bile Almanya’da neofaşizm sorunun çözüleceğini düşünmenin saflık olduğunun altını çizen Sebastian Friedrich, AfD’nin kapitalizmin sebep olduğu krizin bir sonucu olduğunu söyledi 

2017 yılında yayımlananan Der Aufstieg der AfD (AfD’nin Yükselişi) kitabının yazarı Sebastian Friedrich’le AfD’nin kapatılması tartışmalarını ve bu tartışmaların AfD’nin lehine ve aleyhine yarattığı siyasi iklimi konuştuk.

AfD’nin yıllardır devam eden kapatılsın mı kapatılmasın mı tartışması var? Sizce bu anti-faşist ve anti-ırkçı hassasiyetleri olan kamuoyunu meşgul etmek için ortaya atılan suni bir gündem mi yoksa bu son Potsdam’daki göçmenlerin toplu sınır dışı edilmesinin gündeme geldiği toplantıyla beraber ciddi bir hal aldı mı? Son anketelere göre 22 oy oranıyla Federal Meclis’te ikinci sırada yer alan bir partiyi kapatmak mümkün mü?

Bu soru birçok yönden zor bir soru. Anayasa hukukuna dayalı yasalar gereği AfD’nin sağcı vekillerinin ırkçı söylemleri bir partinin kapatılmasına yeterli olabilir mi kesin söyleyemeyiz. Birçok anayasa hukukçusu böyle bir şeyin olabileceğini düşünmüyor. Lakin Alman İnsan hakları Enstitüsü yasal sürecin partinin kapatılması için başarılı sonuçlanabileceğini düşünüyor. Diğer üçüncü görüş ise aşırı sağcı belirli kurumların veyahut gençlik merkezlerinin kapatılmasının iyi bir olasılık olduğunu düşünüyor. Siyasi açıdan bu işin hukuksal boyutlarının ve yasaklamanın ne kadar mümkün olduğu iyi düşünülmeli. Aksi takdirde bir mahkeme süreci başlatılır ve süreç başarısız sonuçlanır da AfD kapatılmaz ise, ülkedeki sağcı kesim büyük başarı elde etmiş olur.

Siyasi olarak da bu sorunun yanıtını direk yanıtlayamayız. Benim korkum, liberal ve sol liberal kesimin parti kapatıldığında Almanya’da neofaşizm sorunun çözüleceğini düşünmeleri. Oysa AfD kapitalizmin sebep olduğu krizin sonucudur. Sosyalistlerin bu konuda çağımızın elzem sorularına verdikleri cevaplar daha iyi ve yüksek sesle tartışılmadığı sürece sağcılar ve neofaşistlerin başarılı olma şansları var.

Fakat solcu görüş AfD’nin kapatılması için destekleyici bir bakış açısı sunuyor. Şu an gördüğümüz tabloda liberaller, muhafazakârlar ve solcular AfD’ye karşı beraber dayanışma göstermekte. Bu dayanışmanın ciddi bir sonuç elde etmesi için her üç kesimin de ortak bir siyaset yürütmesi lazım. Aralarındaki çelişkileri kaldırıp ortak ilkeler için hareket ettikleri takdirde talep ettikleri AfD yasaklansın isteği gerçekleşir.

AfD kapitalist neoliberal ekonomi politiğin son 20 yılda ortaya çıkarttığı bir sonuç. Sadece Almanya’ya özgü değil. Mesela, İtalya’da Giorgia Meloni üzerine seçimi kazanmadan çok fazla senaryo üretildi. Fakat seçimi kazandıktan sonra Meloni’den artık pek söz eden kimse yok. Meloni, İtalya’da radikal bir değişiklik yapacağına dair bir işaret de vermiyor. Meloni sisteme uyum sağlamak zorunda bir bakıma ve bunu yapıyor. Bunu AfD özelinde nasıl değerlendiriyorsunuz? Özel olarak Almanya’nın Nazi geçmişinden dolayı mı AfD’nin diğerlerinin aksine Almanya’yı kaosa ve Nazi dönemine geri götüreceği endişeleri var?

AfD iktidarı, 1933’teki iktidardan daha farklı görünür. Mesela belki birkaç haftada çok partili demokratik sistemi yok edemez veya bütün basını susturamaz. O zamanki ülke ve şimdiki ülke arasında çok fark var. Bugün burjuva demokrasi güçleri  o zamana göre daha güçlü. Ayrıca şimdiki sistem daha federal ve iktidar bölüşülmüş yani tek bir merkeze bağlı değil. En azından AfD’nin hükümeti yönetebileceğine dair bir başarı elde edeceğini düşünmüyorum. Fakat aynı şeyi eyalet yönetimi için söyleyemem. Thüringen, Brandenburg ve Sachsen’da AfD şu an en güçlü parti olmakta ve bu durumda eyalet yönetiminde etkili olabileceğini düşünüyorum.

AfD’nin öncelikli olarak şu anki hedefi mümkün olduğu kadar güç kazanmak ve bu gücü uzun vadede elde tutabilme çabasıdır. Georgia Meloni birçok sağcı entelektüel için sisteme ve düzene çok uyumlu davrandığı için kötü bir örnek. Farklı olarak Viktor Orban örneğini verebilirim. Kendisi yoğun bir şekilde Macaristan’da sistemi sağcı yönetimine göre düzenlemekte. Ola ki AfD de iktidara geçerse Macaristan’daki  hükümet gibi devletin kurumları üzerindeki hegemonyasını günde güne artırmaya çalışacaktır.

 

 

 

AfD’nin kapatılma tartışmalarının uzun vadede ciddi bir harekete evrilme ihtimali var mı?

Muhtemelen bununla ilgili bir mahkeme süreci başlatılacak. Mesela CDU’lu siyasetçi Marco Wanderwitz’in, bir mahkeme dilekçesi hazırlamakta olduğunu biliyoruz ve soru önergesi olarak meclise talep edilmesi için diğerlerinden destek bekliyor. Çoğu siyasetçi onunla bu konuda aynı görüşü paylaştığı için bu soru önergesinin meclise sunulacağı muhtemel. Anayasa Mahkemesi bu durumda önergeyi araştırmak durumunda. Bu ne kadar sürer bilinmez mesela NPD’de yıllar sürdü. Anayasa Mahkemesi kolları sıvasa bile mahkemenin hazırlanması bir yıl sürer ve bu durumda AfD bu yılki seçim sürecine dahil olur.

AfD’nin yasaklanma ile sürekli gündemde kalması ters tepki de yaratmaz mı? Yani AfD’ye oy kazandırma ve seçimlerden daha da güçlü çıkmanın yolunu da açmaz mı?

Evet böyle bir tehlike var. Son yapılan anketler de gösteriyor ki, geçtiğimiz aylarda yapılan AfD kapatılmalı tartışmaları partinenin lehine bir seyir izlemiş. Mesela Almanya’nın kuzey bölgesinde AfD’nin gerçek anlamda doğru muhalefet yaptığı için yasaklanmaya çalışıldığı algısı var. Diğer taraftan ise AfD’nin anketlere göre aldığı yüzde 22 oyun, onun maksimal seçmen potansiyelini gösterdiği ve bunun ötesinde daha fazla seçmene hitap edemeyeceği yorumları da var.

 

Almanya ırkçılığa karşı yapılan eylemler

 

Olası bir yasak durumunda AfD’nin alternatifi hangi parti olabilir? Memleket partisi (Die Heimat) mesela olabilir mi?

Büyük bir kesim bir diğer partiye üye olmaz. Eskinin NPD’si bugünün Memleket partisi, AfD seçmenine göre zayıf kalıyor. Muhtemelen daha iyi imaja sahip oldukları için CDU ve AfD arasındaki partilere dahil olurlar. Bündnis für Deutschland, die Partei olabilir ya da hala oluşum aşamasındaki Anayasayı Koruma Örgütü (Verfassungsschutz) eski başkanı Maaßen’ın fikirlerini baz alan Werte-Union (Değerler Birliği). Bir diğer kesim de yeniden bir parti kurmaya çalışır ancak AfD yasaklandıktan sonra onun devamı olan bir partinin kurulması yasal olarak mümkün değil.

Aslında bu oyların dağılma durumu AfD yasağının çıkması için en iyi argüman. Çünkü bu Almanya’nın sağcı kesimini epey geriye götürür ve diğer partilere yönlendirir. Ayrıca AfD gibi güçlü bir partiyi tekrar kurmak ve yapılandırmak hem maddi hem de manevi olarak uzun zaman alır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.