Almanya’da 129 b terörü
Yurt Dışı Haberleri —
- Almanya, bir hafta içinde iki Kürt siyasetçiye Alman Ceza Kanunu’nun 129 b maddesine dayanarak en üst düzeyde hapis cezası kesti. Özgür A.’ya verilen 5 yıl ardından Abdullah Öcalan’a da 4 yıl 5 ay hapis cezası kesildi.
- Abdullah Öcalan, "Bu açık Kürt karşıtlığı, düşmanca yaklaşımdır, hukukla alakası yok" derken; Alman Federal Başsavcı Dr. Peter Frank’ın Erdoğan’la Saray buluşmasını hatırlatan Azadî Hukuk Bürosu, "Alman yargısı Ankara’nın isteklerini uygulamaya hazır" dedi.
DENİZ BABİR/FRANKFURT
Almanya’da iki yıldır tutuklu olan 59 yaşındaki Kürt siyasetçi Abdullah Öcalan 4 yıl 5 ay hapis cezasına çarptırıldı. Son dönemlerde Kürtlere yönelik kriminalizasyonu arttıran Almanya, Öcalan’a 'anti terör' yasası olarak bilinen 129b maddesine dayanarak en üst düzeyde hapis cezası kesti.
Belçika mahkemesinin "PKK 'terör örgütü değil' savaşın tarafıdır" kararına rağmen Almanya, cezaevlerinde rehin tuttuğu Kürt siyasetçilere ceza yağdırmaya devam ediyor. Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Mayıs 2021’de Berlin’de yaptığı temaslar ardından tutuklanan ve bir yıldan fazladır 'terör örgütü üyesi' olmak iddiasıyla Frankfurt Yüksek Eyalet Mahkemesi’nde yargılanan Öcalan’ın karar duruşması önceki gün görüldü. Duruşmada Öcalan ile avukatları Antonia von der Behrens ve Stephan Kuhn hazır bulundu. Davayı çok sayıda Alman ve Kurdistanlı da izledi.
Almanya’nın yeni politikası mı?
Öcalan yaptığı savunmada, savcılığın kendisi hakkındaki 5 yıl 3 ay ceza talep ettiğini hatırlatarak, "Son 15 yıldır PKK davalarında olmayan rekor ceza isteniyor. Bu, Alman devletinin yeni yaklaşımı mıdır? Yoksa savcının PKK'ye, Kürt halkına ve bana olan öfkesi midir?" diye sordu.
Kürtlere yönelik inkar ve imha politikalarına dikkat çekerek, "Dört parça Kurdistan’da PKK öncülüğünde mücadele devam etmektedir" diyen Öcalan, Avrupa’nın da Kürtlere yönelik katliama ortak olduğunu vurguladı. Halepçe katliamında kullanılan gazların Alman teknolojisi ile üretildiğini hatırlatarak, "Bugün de diktatör Erdoğan’ın yaptığı katliamlar destekleniyor" ifadelerini kullandı. Öcalan, "Bu açık Kürt karşıtlığı, meseleye düşmanca yaklaşmaktır. Bunun hukukla alakası yoktur" dedi.
Savcı hızını alamadı!
"Almanya, ırkçı, faşist yönetimi ve Kürtlere yönelik katliamlarına rağmen Erdoğan’ı destekliyor. Bu dava da Erdoğan’a destek mahiyetindedir" diyen Öcalan, PKK’yi 'terör örgütleri listesi’nde tutularak, Kürtlere yönelik saldırıların da meşru kılınmaya çalışıldığını kaydetti.
Ömrü boyunca Kürtlerin özgürlüğü ve hakları için mücadele ettiğini vurgulayan Öcalan, "Ben hayatım boyunca her haksızlığa karşı durdum. Onun için koca bir ömür verdim tüm Kürt halkı gibi" dedi. İki yıldır cezaevinde tecrit altında tutulduğunu belirten Öcalan, "Hapiste izole edilmiş ve ölüme terk edilmişim. Sayın savcı benden itiraf bekliyormuş. Bu ne adalet, bu ne rezalettir. Sayın Savcı PKK karşıtlığında hızını alamamış. Bana istediği cezayı vermek istiyor" diye konuştu.
Öcalan sloganı yükseldi
Son olarak "Kürt halkı PKK’yi destekliyor. Sayın Abdullah Öcalan’a sahip çıkıyor. Çünkü ancak onunla çözüm olabilir. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit kaldırıldığında siyasi çözüm olacaktır" diyen Öcalan, "Alman devleti de çete lideri, tüm kötülüklerin sorumlusu diktatörü desteklemeyi bırakmalı, Kürtlerle ilişkilerini yeniden ele almalı" ifadesini kullandı.
Abdullah Öcalan’ın savunması salonda bulunan izleyiciler tarafından "Freiheit für Öcalan" sloganıyla ayakta alkışlandı.
Saray’la pazarlık açıklansın
Mahkeme heyeti, savunma avukatlarının müvekkillerine yönelik soruşturma ve takibinin yasal olmadığı yönündeki taleplerine kulak asmadı. Avukatların, Federal Başsavcı Dr. Peter Frank’ın tanık olarak dinlenmesini isteğini de reddetti. Savunma avukatları, Başsavcının 2022 yılının Temmuz ayında Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını mahkemede açıklamasını istemişlerdi. Zira Erdoğan’ın Saray’ına çıkan Başsavcı’nın, Almanya’da Kütler ile Erdoğan rejimi muhaliflerine yönelik soruşturmaları konuştuğu ifade edilmişti.
4 yıl 5 ay hapis
Verilen aradan sonra mahkeme heyeti Abdullah Öcalan’a 2019-2021 yılları arasında Hessen ve Saarland eyaletlerinde PKK yöneticisi olduğu gerekçesiyle Alman Ceza Kanunu’nun 129b maddesine dayanarak 4 yıl 5 ay hapis cezası verdi. Mahkeme kararında PKK’nin 'terör örgütü' olduğu iddiasını yineledi, Türk devletinin saldırılarını görmezden gelerek, "PKK’nin Türkiye’ye karşı şiddet eylemleri kabul edilemez ve bu saldırılar 'terör' faaliyetleridir" savında bulundu.
"PKK yasağını eleştirdiniz, kendiniz ile ilgi bir savunmada bulunmadınız. Bu da doğrudan PKK’ye üye olduğunuz anlamını taşıyor" diyen mahkeme, Öcalan’ın Almanya ve Fransa’daki siyasi faaliyetlerinden dolayı tutuklanması ve teknik takipte sürekli hareketli olduğunun tespit edilmesini de verdiği cezaya gerekçe yaptı. Şubat 2021’de Kürt Halk Önderi Öcalan için başlatılan yürüyüşü organize etmesi de suç sayılan Öcalan’ın savunmasını da "PKK propagandası" olarak kabul eden mahkeme, en üst düzeyde hapis cezası kesti.
Karar, mahkeme önünde Kürt ve Alman aktivistler tarafından protesto edildi.
*****
Kürtlere baskı artıyor
Kürtlere hukuki destek sunan Azadî Hukuk Bürosu, Abdullah Öcalan’a verilen cezaya tepki göstererek, "Burada adaletten söz edilemez" dedi. Başsavcı Dr. Peter Frank’ın Temmuz 2022’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesine dikkat çeken Azadî, "Görüşmelerde Türk tarafının PKK destekçilerine karşı daha kapsamlı ceza davaları açması, PKK’nin Almanya’da faaliyet yürütememesi ve iade edilmeleri talepleri yer almış olmalı" diyerek, ardından Kürtlere yönelik artan baskılara işaret etti.
Özgür A.’ya 5 yıl!
Nürnberg, Hannover ve Darmstadt’taki Kürt dernekleri ve siyasetçilerine yönelik baskını hatırlatan Azadî, "Aktivist Özgür A.’ya Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi’nin 5 yıllık yüksek hapis cezası da federal Alman yargısının Ankara’nın isteklerini uygulamaya hazır olduğunu gösteriyor. Ankara, bu federal hükümetin yetkililerinin desteğinden emin olabilir" açıklamasında bulundu.
Almanya rotayı değiştirmeli
Otuz yıldır burada yaşayan Kürt nüfusunun kriminalize edildiği, 'terörist' olarak damgalandığı bu politikaya karşı tüm demokrasi güçlerini karşı çıkmaya davet eden Azadî, "Ankara’daki rejime mesafeli davranmanın da zamanı geldi. 14 Mayıs’taki parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri rotayı değiştirebilir" açıklamasında bulundu.
******