Amacı ve anlamı yitirmeden

Forum Haberleri —

sanat/foto:pixabay

sanat/foto:pixabay

  • İlke ve politikanın yer değiştirmesi pratik yaklaşımıyla sisteme benzeme; söz ve pratiğin sadece kopukluk değil, alakasızlık düzeyinde kopukluk arz etmesi gibi durumlar da amaçtan ve anlamdan uzaklaşmayı ifade eder.

ARYANA BARAN

Her toplumsal demokrasi mücadelesi için kaçınılmaz bir gerçeklik vardır. Büyüdükçe  renklileşir, karmaşıklaşır. Karmaşıklık, karışıklık  olmadığı için sorun anlamına gelmez. Ama büyüyen ve karmaşıklaşan toplumsal özgürlük çalışmaları daha derin bakış, daha komple ele alış, daha güçlü koordinasyon gücü ve stratejik yaklaşım gerektirir.

Amaç ve anlam ile çok boyutlulaşan pratik demokrasi mücadelesi arasında doğru bağ kurmak önemlidir. Bu, çoğu durumda “ilkede katılık, politikada esneklik” anlamına da gelir. Ve “Amaç güneş kadar netse yol yöntemi bulunur” belirlemesini doğrular.

Amaç sadece mücadelede ulaşılacak yeri değil, hangi anlamla ulaşılacağını da içerdiğinden, mücadelenin felsefesini de kapsamış olur. Ve doğru olan da budur. Dolayısıyla amaç ve anlam ne kadar netse, mücadelenin pratikleşme düzeyi de o kadar hakikatli olur.

İlkeyi savunmak adına mücadelenin kapsamını, kapsayıcılığını, çok boyutluluğunu, renklileşen ve genişleyen karakterini engellemek mücadeleyi amaçtan uzaklaştırır. Daralmanın, marjinalleşmenin, çekiciliğini yitirmenin, mücadelenin güncel canlılığına yanıt verememenin örneklerinde bu gerçeği görebiliriz. Ve bunlar her ne kadar ilke adına yapılsa da, esasta bir süre sonra ilkeyi yitirmeye, özünden boşaltmaya yol açar. Diğer yandan ilke ve politikanın yer değiştirmesi pratik yaklaşımıyla sisteme benzeme; söz ve pratiğin sadece kopukluk değil, alakasızlık düzeyinde kopukluk arz etmesi gibi durumlar da amaçtan ve anlamdan uzaklaşmayı ifade eder. Günlük durumlara, duruşlara, ortaya çıkan pratiklerin alışkanlık haline getirilip normalize edilmiş tarzlara bu esaslar üzerinden bakar, bu perspektifle değerlendirirsek, hakikate daha yakın bir kavrayış ve görme gücünü geliştirebiliriz.

Örneğin şöylesi çok anlaşılır örneklerle konuyu görünür kılabiliriz. İktidarcılık karşıtı bir çizgide mücadele edenler iktidar olma, konum kapma kavgası veriyorsa, orada amaçtan uzaklaşma vardır. Toplumsal demokrasi iddiasındaki bir mücadelede nalıncı keseri tarzında kendine, ailesine, çevresinde yontma varsa orada sadece yontma yoktur, orada amaçtan, anlamdan kopuş vardır.

Her şeyin mücadelenin, toplumsal demokrasi ve toplumsal özgürlük için başladığı, yapılan her şeyin merkezinde ve hedefinde toplumun özgürleşmesi, kendi kendini yönetme gücüne ulaşması amacının olduğu bir mücadelede; toplumsal örgütlenme, toplumsal eğitim tali görülüyor ya da rafa kaldırılmışsa anlamdan ve amaçtan uzaklaşma var demektir. işte çetrefilleşen dal budak salan dertlerin özü, en sade haliyle budur.

Şüphesiz konunun sosyolojik, siyasal, konjonktürel olarak değerlendirilecek birçok boyutu vardır. Değerlendirilmelidir de. Ancak bu, işin özünü değiştirmez. Tam da bu noktada kendini kandırmamak, başkalarını da kandırmaya çalışmamak çok önemlidir. Sanki anlamda, anlamlı duruş da bir daha geri gelmeyecek tarzda geride kalmış gibi yaklaşmak veya yansıtmaya çalışmak, amaçtan vazgeçmek, vazgeçilmesini dayatmaktır. Bunun adı da objektif veya sübjektif olarak, toplumu umutsuzluğa, karamsarlığa mahkum etme faaliyetidir. Oysa tersini iddia etmek ve savunmak için üç temel olgu en canlı haliyle geçerli durumdadır ve bu olguların yeniden doğru görülmesi önemlidir.

Özgürlük mücadelesini vermenin birincil gerekçesi olan, insanlığı, kadını, halkları karanlığa, acıya mahkum etmek isteyen iktidarcı, eril egemen sistem en saldırgan haliyle varlığını sürdürmektedir. Mücadelenin ikinci gerekçesi; toplumsal özgürlük ve demokrasi, kadın özgürlüğü, ekolojinin özgürleştirilmesinin ihtiyacı zerrece azalmamıştır. Üçüncüsü; bu öldürücü sisteme karşı su ve havadan daha elzem ihtiyaç olan özgürlüğü, demokrasiyi inşa edecek olan çizgi demokratik modernite, demokratik ulus çizgisidir. Demek ki, mücadelenin gerekçelerinde de, bizi özgürlüğe taşıyacak özgürlük çizgisinin hakikatliliğinde de değişen bir şey yok. O halde devrimci, demokratik, mücadeleye dair güzellikler, iyilikler, motive edici umutlar geçmişte kalmış, bugün de inşa olamazmış gibi yaklaşmak yanlıştır, yanılgıdır. Böyle bakıp yaklaşanlara şüpheyle yaklaşmak, böylesi yaklaşımları, özgürlüğe inançsızlık, amaçtan uzaklaşma olarak değerlendirip izin vermemek gerekir. Hakikate böylesi net bir tutumla yürünür.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.