Antalya’da hedef yüzde 50 oy arttırmak

Dosya Haberleri —

Yeşil Sol Parti-Antalya

Yeşil Sol Parti-Antalya

  • Ahmet Kaya: Geçtiğimiz seçimlerde 110 bin civarında oy aldık. Bu seçimde oy oranımızı en az %50 oranında arttırmayı ve en az 2 vekilimizi meclise göndermeyi umuyoruz. TİP ile tek liste olarak girmiş olsaydık hepimizin ortak vekillerinin sayısını arttırabilirdik.
  • Canan Çalağan: "Temel hedefim kadının eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyütmek olacak. Aynı zamanda da emek mücadelesini, özellikle de kadın emeği mücadelesini parlamentoda sürdürmeye çalışmak olacak.
  • Fırat Eren: "Ben inşaat yüksek mühendisiyim. Bu dönemde Yeşil Sol Parti’de görev alma sebebim 6 Şubat depremlerinden sonraki yıkım ve felaketin bana düşündürdükleri oldu. Yaşananlar karşısında görev üstlenmem gerektiğini düşündüm. Ben zaten uzun yıllardır Antalya'da yaşayan biriyim."

MIHEME PORGEBOL

Yalnızca Türkiye için değil dünya çapında da önemli cazibe merkezlerinden biri Antalya. Üstelik bu kent, cazibesini tarih boyunca da hep korudu. Günümüzde çoğunlukla turizm ve tarım sektörlerindeki dinamiğiyle görünür olsa da Antalya tarihsel süreç boyunca gerek konforlu bir yaşama olanak tanıyan iklimiyle, gerek verimli tarım arazileriyle, gerekse de tatlı su kaynaklarıyla birçok medeniyet için önemli bir kent oldu. Bunu Antalya ve çevresindeki sayısız antik kent ve tarihi yapıdan da okumak mümkün. Tarih boyunca halklar, inançlar ve topluluklar için verimli bir yaşam olanağı sunan Antalya’da artık işler eskisi gibi değil. Hayat pahalılığı, trafik, konut yetersizliği, emek sömürüsü ve gelir adaletsizliği kentin başlıca sorunlarından. Bu sorunlar Türkiye’nin tamamı için geçerli sorunlar olsa da Antalya’da durum biraz daha farklı; Çünkü Türkiye’nin içinden geçtiği siyasi süreç ve yüksek enflasyon, Antalya yerlisini üretemez duruma getirip şehirden soyutlayan, dışlayan bir konuma getirmiş durumda.

14 Mayıs seçimine yaklaşırken bu sorunlar Antalya’da da gittikçe daha çok gündem olmaya başlıyor. Bu sorunları gündemine alan ve Antalya’da iddiasını büyüten partilerden biri de Yeşil Sol Parti. Yeşil Sol’un Antalya aday listesi sırasıyla şöyle: Saruhan Oluç, Canan Çalağan, Muhsin Taşar, Zöhre Tedik, Erbakan Tağ, Hülya Hasbay, Selami Özyaşar, Nigar Durmuş, Fırat Eren, Neriman Bakır, Hasan Doğan, Hülya Aktaş, Eyup Uşma, Kamile Yılmaz, Mahir Doğan, Nefise Oğuz, Serdar Köşkeroğlu.

Biz de kapatılma tehditlerine önlem olarak Yeşil Sol Parti’de seçim çalışmaları yürüten HDP Antalya İl Eşbaşkanı Ahmet Kaya ile Yeşil Sol Parti Antalya Milletvekili Adayları Canan Çalağan ve Fırat Eren’le seçimler bağlamında Antalya’yı konuştuk.

Antalya’yı biraz tarif eder misiniz? Burada hangi halklar, hangi inançlar yaşıyor?

Ahmet Kaya: Burada halk olarak en büyük nüfusa Türkler sahip. Çoğu Burdur ve Konya’dan gelmiş Türkmenler ve Yörüklerden oluşuyor. Türk nüfustan sonra en yoğun nüfus da Kürtlerden oluşuyor. Yaklaşık 300 bin Kürt seçmen yaşıyor. Bu da yaklaşık 700-800 bin kişilik bir nüfusa denk düşüyor.  Buranın ana kitlesi bu iki halktan oluşuyor ama genel olarak Türkiye’de yaşayan bütün halklar burada da bir arada yaşıyor. Onun dışında burada oy kullanacak 5 bin civarında da yabancı yaşıyor. Antalya’da yaşayan yabancı nüfusun önemli bir kısmı Rus, İngiliz ve Farslardan oluşmasına rağmen Ukrayna-Rusya savaşından sonra buraya Ukraynalılar da yoğun bir şekilde geldi. İnançlar bağlamında baktığımızda ise Antalya’nın genel yapısının Sünni Müslüman olduğunu görürüz. Bunun yanında Aleviler de çok yoğun olmasa da önemli bir nüfusa sahip. Antalya’da yerleşikleşmiş Aleviler var. Alevi köyleri var. Tabii yine çok yoğun olmasalar da Hıristiyan da bir nüfus var burada.

Antalya her ne kadar daha çok turizmle bilinse de aynı zamanda önemli bir tarım merkezi. Üreticilerin sorunları neler?

Burası Türkiye’nin en büyük sera üretim merkezlerinden biridir. Domates, biber gibi ürünlerin yanında çiçekçilik de yapılıyor burada. Tarım üreticisinin en temel şikâyeti girdilerinin çok pahalı olmasıdır. Bizim de üreticiye vaadimiz girdilerin geriye çekilerek kazanımlarının arttırılması yönünde oluyor.

Ya turizm sektörü?

Antalya’da 400 bin civarında turizm işçisi mevcut. Onların da temel sorunu uzun çalışma saatleri ve düşük ücret. Aldıkları ücretler asgari ücretin üstünde değil çoğu zaman. Bunun yanında tüm Türkiye'de olduğu gibi onların da sendikalaşması önünde çok büyük bariyerler var. Bu bariyerlerin kaldırılması lazım. Burada Devrimci Turizm İşçileri Sendikası var ama onların da örgütleme çalışmaları engelleniyor. Antalya genelinde turizm sektöründe iş yapan çok büyük oteller var ve bu otellerin tamamı toplamda 8 şirkete ait. Bu da örgütlemeyi zorlaştıran bir durum. Dolayısıyla örgütlenme kanallarının açılması lazım. Biz HDP olarak geçen yıl 11 maddelik bir deklarasyon yayımlamıştık. Bu deklarasyonda değindiklerimiz işte tüm bu halklara ve emek sınıfına dönük vaatlerimizin de genel bir çerçevesidir.

Geçmişe kıyasla neler değişti Antalya’da?

Ben 1964 yılında Burdur’dan buraya ortaokul okumaya geldim. O zamanlar bile şimdikinin üç beş katı sanayi vardı Antalya’da. Yağ fabrikaları, iplik fabrikası, büyük büyük dokuma ve orman ürünlerine dönük fabrikalar, ferrokrom fabrikası vb. Bütün bunlar devlete bağlı ve halkın hizmetindeydi. Bunların tamamı özelleştirildi. Bu fabrikaların hiçbiri yok şimdi. Mesela pil fabrikası vardı, pil fabrikasının yerine özel okul yapılmış. Ya da ferrokroma fabrikası zarar ediyor diye gösterilip özel sektöre devredilmiş. Yani bizim olan, halkın olan her şey özelleştirilmiş ve bu anlamdaki üretim de düştü. Tüm bunlar hayatı pahalılaştırıyor. Üstüne bir de global savaşlardan kaynaklı Antalya’ya dünyanın birçok yerinden insan geliyor. Özellikle Ukrayna-Rusya savaşından sonra buraya büyük bir akış oldu. Böylece Antalya'da gayrimenkul satışları ve ev kiraları patladı. Ev kiraları 12 bin liradan başlıyor. Konyaaltı ve Lara gibi bölgelerde kira ortalamaları 30 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Bu hem kabul edilebilir değil hem de devamı gelebilecek bir şey değil. Antalya’nın yerlisini şehrin dışına da iten bir şey bu. 4 kişilik bir ailenin tüm fertleri asgari ücretle çalışırsa bile zar zor kendini kurtarabilir durumda.   

14 Mayıs seçimleri özelinde Antalya’ya ne vaat ediyorsunuz?

Biz Halkların Demokratik Partisi olarak bu seçime Yeşil Sol Parti adıyla giriyoruz. Biz Antalya’nın özeldeki bu sorunlarının aslında Türkiye’nin tamamında var olduğunu da biliyoruz ve 11 maddelik deklarasyonumuzu zaten bu yüzden yayımladık. Bu sorunların çözümüne sadece Antalya’da değil tüm ülkede talibiz. Yaptığımız esnaf ziyaretlerinin birinde yurttaş “bizim evde sessiz çığlık var” diyordu. Biz gittiğimiz her yerde bu çığlığı hissediyor, duyuyoruz. Bu çığlığın seçimde bizim oy oranlarımızda ses bulacağını düşünüyoruz. Geçtiğimiz genel seçimlerde 110 bin civarında oy almıştık, oy oranımızı en az %50 oranında arttırmayı ve en az 2 vekilimizi meclise göndermeyi umuyoruz.

Peki Türkiye İşçi Partisi’nin burada aday çıkarmış olmasının bu hedefinize nasıl bir etkisi oldu?

TİP’le ilgili insanlarda bir tepki var ama biz meseleye şöyle bakıyoruz: TİP, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın bir bileşenidir. Bizim ittifakımız seçimle sınırlı değil. Seçimden sonra da bu birliktelik ve birlikte mücadele devam edecek. Ancak Antalya'da TİP’in milletvekili çıkartmaya yetebilecek bir oya ulaşması çok zor. Antalya'da 1 milyon 905 bin civarında seçmen var. Bunun yüzde 85’inin tercihi zaten büyük oranda bellidir. Toplam seçmen sayısını 17’ye böldüğünüzde bile çıkan sonuç 100 binin üzerindedir. 100 bin kavak yaprağı toplasanız beliniz çatlar. Yani TİP’in böyle bir sayıya ulaşması mümkün değildir. Dolayısıyla TİP burada HDP'ye zarar da veremez. Alacağı oyla HDP'nin vekilliklerine pek etki edemez. Ama tek liste olarak girmiş olsaydık hepimizin ortak vekillerinin sayısını arttırabilirdik. Yani bu birliktelik bir sinerji oluştururdu. Şimdi ayrı ayrı aldığımız oyları toplasan bile çıkamayacak sayıda vekilliği o zaman bir sinerjiyle hiç sorun yaşamadan meclise gönderebilirdik. Ben TİP’in burada 5 ile 10 bin arası bir oy çıkaracağını düşünüyorum. Milletvekili çıkaramayacağı ve oyla D’hont sistemine göre hesaplandığı için oyları AKP’ye yarayacaktır. Bu durum ittifakımız açısından sıkıntılıdır ama sonuçta TİP bizim ittifak ortağımızdır. Birlikte mücadeleye devam edeceğiz. Biz elimizden geldiğince bunun ötesinde tepkisel gelişmelere izin vermemeye çalışıyoruz ama yanlış ve etik olmayan propagandalar yapıldığını da görüyoruz. “Oylar ittifaka gidiyor. Ha TİP’e oy vermişsin ha Yeşil Sol Parti’ye” gibi propagandalar duyuyoruz. Ama durum böyle değil. Halkı yanıltmasın kimse. Bizim oyumuz sadece ve sadece Yeşil Sol Parti’ye’dir.

***

Emek mücadelesini Meclis’e taşıyacağız

Canan Çalağan, Yeşil Sol Parti’den Antalya’da 2. sıra milletvekili adayı. Çalağan’la kadın ve emek politikalarına odaklanan seçim çalışmalarına ilişkin konuştuk:

Biraz kendinizden ve milletvekili adaylığınızdan bahseder misiniz?

Ben her şeyden önce bir kadın mücadelesi aktivistiyim. Yaklaşık 30 yıldır kadın mücadelesi içerisinde yer alıyorum. Yine yaklaşık 30 yıl da bir kamu emekçisi olarak sendikal mücadele içerisinde yer aldım. Ta ki 29 Ekim 2016’da bir kanun hükmünde kararnameyle tam da sendikal mücadelem gerekçe gösterilerek ihraç edilene kadar. Yasadışı bir iktidar tarafından yasadışı gösterilmeye çalışılarak ihraç edildim ama sendikal mücadelem ihraçtan sonra da aynı şekilde devam etti. Bunun yanında Halkların Demokratik Kongresi'nde yıllarca kadın çalışmalarında ve toplumsal çalışmalarda yer aldım. Şimdi ise siyasal alanda bir faaliyet yürütüyorum ve bu alandaki temel hedefim de yine kadının eşitlik ve özgürlük mücadelesini büyütmek olacak. Aynı zamanda da emek mücadelesini, özellikle de kadın emeği mücadelesini parlamentoda sürdürmeye çalışmak olacak.

Antalya ne durumda sizce?

Antalya hem tarihsel olarak hem kültürel olarak hem coğrafi olarak dünyanın nadir kentlerinden biri. Çok kadim bir kent. Bu yüzden burada böyle onurlu bir göreve talip olmak her şeyden önce benim için çok kıymetli. Ne yazık ki 21 yıllık AKP iktidarı, hatta bir bütün olarak cumhuriyetin ilk yüzyılı boyunca uygulanan politikalar tüm ülkeyi olduğu gibi Antalya’yı da yıprattı. Buradaki çok renkliliği, kadim kültürü, çoğulculuğu aşındırdı.

Nasıl yaptı bunu?

Buradaki insanları daha da yoksullaştıran politikalar yürütüldü. Mevcut erkek egemen şiddet dili ve kadına yönelik cinsiyetçi bakış açısı artık had safhada. Emekçilerin büyük bir kısmının tarımda, hayvancılıkta ve turizm sektöründe çalıştığı bir durum var burada. Bu emekçi grubu içerisinde kadın oranı da çok yüksek. Emeğin esnek, güvencesiz ve gerçekten kötü koşullarda, çok düşük ücretlerle ölçüldüğü bir ortam var burada. Ne yazık ki bu da yoksulluk getiriyor ve Antalya’nın en temel problemlerinin başında da bu geliyor. Ayrıca Antalya muhteşem bir doğaya sahip. Mevcut iktidar gördüğü her yeşili bir talan alanı, doğanın tamamını da bir sermaye olarak görüyor. Antalya’nın güzelim dağlarını, çam ormanlarını kocaman taş ve maden ocaklarıyla doldurarak geri dönülemez bir gasp ve talana sebep oldu. Yine kıyı şeridini aynı talan mantığıyla tekel gruplarının rantı için bir zemine dönüştürdüler. Bu kentte yaşayan insanların çok büyük bir kısmı bu şehrin güzelliklerinden de imkanlarından da yararlanamıyorlar.

Bütün bunları 21 yıllık AKP iktidarının ülke bazındaki politikaları bağlamında nereye koyuyorsunuz?

Bu ülkede bir demokrasi problemi var. Bir inkâr ve tektipleştirme problemi var. Bu politikaların yansımalarını özellikle kadınlar üzerinde görüyoruz. Erkek egemen düzenin temsilcisi olarak AKP-MHP iktidarının ve onlarla seçime giren diğer ittifak partilerinin genel çerçevesi kadının adı ve varlığı temelinde bugüne dek yürütülen mücadeleyle elde edilmiş bütün kazanımları gasp etmek. Bir kıyım ve yıkım iktidarıyla karşı karşıyayız. Kadınların ve işçilerin ölmediği tek bir gün yok. Öncelikle bu ülkede adaleti tesis etmemiz gerekiyor. Mevcut iktidar gücünü kaybetmemek ve çıkarlarını korumak uğruna sürekli olarak bir beka söylemine sarılıyor. Aslında mevcut iktidarın bekası uğruna adalet sistemi alabildiğine altüst edilmiş vaziyette. Diyalog ve müzakere yerine sürekli bir çatışma, kutuplaştırma ve ayrıştırma siyaseti hâkim. Açıkça sermaye yanlısı ve emek düşmanı bir iktidar söz konusu. Başta Kürt halkı olmak üzer bütün halkların düşmanı, kadın düşmanı, emek düşmanı bir iktidarla karşı karşıyayız. Gerçekten çok büyük yıkımlar ve zulümler gördük bu son 21 yılda. Yaşamlar yok oldu.

Yeşil Sol Parti ne öneriyor peki tüm bunlara karşı?

Bir yönetimde karar alma süreçleri ne kadar merkezileşirse o kadar erkekleşir. Dolayısıyla en demokratik yönetim ve işleyiş ancak ve ancak yerelden gerçekleşebilir. Dolayısıyla evet mevcut iktidarın acilen değişmesi gerekir ama sadece mevcut iktidarın değişmesi etkili bir çözüm getirmez. Biz bu eril düzenin komple değişmesini istiyoruz. Cumhuriyetin çok daha demokratik bir özle yeniden inşa edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü biz cumhuriyetin kurucu özneleriyiz. Kadınlar, emekçiler, yoksullar, halklar ve farklı inanç grupları olarak cumhuriyetin birinci yüzyılında hak ettiğimiz bir yaşamı görmedik. İkinci yüzyıl ise özellikle kadın eşitliği ve özgürlüğüne dayalı demokratik ve ekolojik bir toplumla mümkün olabilir. Bunun için mücadele edeceğiz. Bizim asıl işimiz 14 Mayıs’ta mevcut iktidarı değiştirdikten sonra, yani 15 Mayıs’ta başlayacak. Halkımız bu onuru bize bahşeder ve seçimde bizden yana bir tercihte bulunurlarsa söz verdiğimiz gibi bu ülkeye gerçekten eşit, özgür, demokratik, barış içinde bir yaşamı getirmek için sonuna kadar çalışacağız.

**-

Yandaş can değil para derdinde

Fırat Eren de Yeşil Sol Parti’nin genç milletvekili adaylarından biri. Aslen Vanlı ama hayatının önemli bir kısmını Antalya’da geçirmiş ve buradaki sorunlara hakim.

Yeşil Sol Parti’den Antalya milletvekili adayı olma gerekçeniz neydi?

Ben inşaat yüksek mühendisiyim. Bu dönemde Yeşil Sol Parti’de görev alma sebebim 6 Şubat depremlerinden sonraki yıkım ve felaketin bana düşündürdükleri oldu. Yaşananlar karşısında görev üstlenmem gerektiğini düşündüm. Ben zaten uzun yıllardır Antalya'da yaşayan biriyim. Senelerdir Antalya'nın sorunlarıyla ilgili çalışmalar yürütüyor raporlar hazırlıyorum.

Nedir Antalya’nın temel problemleri?

Antalya’nın en temel problemi artan fiyatlar ve hayat pahalılığı. Zaten kira fiyatları Antalya'da Türkiye geneline göre yaklaşık üç kat arttı. Bugün Antalya’daki barınma sorunu İstanbul’u geçmiş durumda. Antalya’nın yerlileri, Kurdistan’dan gelen aileler, başka yerlerden buraya çalışmak için gelen yurttaşların ortak sorunu barınma. Barınma sorununun da temelinde öncelikle konut yetersizliği var ancak Antalya’nın aldığı büyük göçler de bunun bir başka sebebi. Gerek pandemiden bu yana ülke genelindeki üretim krizi gerekse de global çaptaki savaşlar Antalya’ya yoğun bir göç yaşanmasına neden oldu. İnsanlar buraya yönelince haliyle fiyatlarda ciddi bir artış oldu. Ama burada aylık 8 bin 500 liralık asgari ücretle geçinen işçi arkadaşlarımız zaten onar binlerle ifade edilen kiraları ödeyemez duruma geldi. Kimileri memleketlerine döndü kimileri de birkaç ailenin bir arada yaşadığı birleşik hayata geçtiler. Zaten Antalya, konut açısından metrekare bazında çok küçük evlerin olduğu bir yer. Bu küçük evlerde yaklaşık 20 kişinin bir arada yaşadığı durumlar var.

Bundan birkaç yıl öncesine kadar 300-500 bin olan daire fiyatları bugün 3-5 milyon civarında. Hatta kimi bölgelerde 60 milyona kadar çıkabiliyor. İnsanlar nasıl yaşasın? Ayrıca Antalya’daki konutların yaklaşık yüzde 85’i eski yapı. Bunlar zaten deprem yönetmeliğine göre yapılmış değil ve olası bir depremde Antalya’yı çok büyük bir felaketin beklediğini öngörüyoruz. Bunun önlenmesi için kentsel dönüşüm adı altında devletin yaptığı kimi çalışmalar var ama bu çalışmalar da tamamen ranta dayalı. Örneğin; Antalya'nın en rağbet gören yerleri Konyaaltı ve Muratpaşa. Buralardaki eski yapıları dönüştürerek daha büyük rantlara olanak tanıyorlar ama kentsel dönüşüme gerçekten ihtiyacı olan yerler görmezden geliniyor. Nerede daha çok para kazanılabilirse oraya yöneliyorlar.

***

2018 oy oranları!

Antalya’da 2018 milletvekili seçimlerinde Millet İttifakı 692 bin 535 ile oyların yüzde 47,2’sini alırken, Cumhur İttifakı ise 659 bin 178 oy ile oyların 44,95’ini almıştı. HDP ise 106 bini aşkın oy ile oyların yüzde 7.7’sini alarak, 1 vekil kazanmıştı. Kentte CHP’nin 5, İYİ Partinin 3, AKP’nin 6, MHP’nin ise 1 vekili var.

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.