Hani Filistinliler yoktu?
Dosya Haberleri —
Efrîn’de Apartheid ve Filistinli yerleşimci - 2
- Geçtiğimiz günlerde istifa eden Türk Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Gazze’de başlayan savaş ile birlikte çok sayıda yaralı ve kanserli Filistinlinin Türkiye’ye tedavi için getirildiğini açıkladı. Bu yaralı ve kanser adı altında getirilenler şimdi Efrîn’de katledilerek topraklarına el koyulan Kürtlerin köyleri ve mülklerine yerleşti.
- Efrîn’e bağlı Şera’da inşa edilen Filistinli yerleşimci köyü katledilen ve göçertilen Êzîdîlere ait Pavilion köyü üzerinde yapıldı. Adını Hayfa yakınlarındaki Filistinlilerin üç köyü olan Muawiya, Ain al-Sahla, Bartaa’yı temsilen "Basma" olarak adlandırıldı. Bu planın en tuhaf tarafı Kürt katliamı için İsrail bankası ve Filistinli derneklerin Türkiye-Katar-Kuveyt kardeşliği oldu.
EMRULLAH BOZTAŞ
Türk devleti Efrîn'i işgal ettikten sonra en büyük amaçlarından biri bölgeyi Kürtsüzleştirmek ve demografik yapıyı kendi istedikleri gibi şekillendirmek oldu. Nitekim bunun içinde her türlü planı denediler. Efrîn’den bilgi geçen kaynaklar Türkiye'nin kapsamlı planına dikkat çekiyor. Gazze’de savaş bölgesinden getirilen Türk devletine yakın ya da işbirliği içinde olan 160 Filistinli yerleşimci aile daha kademeli olarak bir plan dahilinde Efrîn’in Türkiye sınırına yakın bölgelerinde Kürtlerden arındırılmış (sahipleri katledilmiş ya da kaçırtılmış) yeni yapılan yerleşimci köylerine iskan ediliyor. Türkiye topraklarına girdikten sonra "savaş yaralıları ve kanser hastaları" olarak tanıtılan bu aileler, Türk ve Katar Kızılayı'nın desteğiyle Cindires bölgesinde özel olarak inşa edilmiş yerleşim yerlerine yerleştirilmeye başlandı.
Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin Koca (geçtiğimiz günlerde görevinden istifa etti) Efrîn’deki Apartheid rejimine kol kanat geldi. 3 Kasım’da yapılan açıklamada, Filistin’den ithal yerleşimci getirilmesi, Türkiye'nin insani yardım konusundaki kararlılığı olarak bakanın ağzından ifade edildi. Gazze’den kanser hastalarının getirildiğini söyleyen bakanlık, Kurdistan’a gerçek bir kanseri taşımış oldu. Fahrettin Koca'nın 21 Kasım'da Gazze'den tahliye edilecek 50 hastadan oluşan listeyi açıklaması, halihazırda 88 hasta ve 62 refakatçiyi ülkeye nakletmiş olan Türkiye'nin devam eden çabalarını daha da vurguluyor. Şimdi bu sayı binleri buldu ve Efrîn’de Filistinli yerleşimci terörünün fitilini ateşledi.
Türk Kızılayı ve AFAD’ın denetiminde
İsrail Hamas savaşı ile gündemi işgal eden Gazze şeridinden 160 Filistinli ailenin önce Türkiye’ye getirildiği ardından da Efrîn’in Darbelut bölgesinde oluşturulan bir yerleşime aktarıldı. Filistinli yerleşimcilerin sözde tedavi amacıyla Türkiye'ye başlayan yolculuğu, Ezzaz ve Efrîn’in işgalinde Filistinli yerleşimci olarak noktalanıyor.
Mayıs 2018 ortasından bu yana köyün eteklerinde yer alan Al-Mahmadiya kampı, başlangıçta Şam kırsalından gelenleri (Filistinli eski mülteciler) ağırlıyordu. Daha sonra Efrîn Nehri'nin doğusundaki "Deyr Ballout Kampı" adlı başka bir kampın da eklenmesiyle toplam nüfus yaklaşık 3 bine ulaştı. Efrîn'e yaklaşık 27 kilometre (km), Atme kasabasına 5 km ve sınır şeridine 2 km uzaklıkta bulunan Deyr Ballout Kampı, Şam'ın güneyinden ve Kalamun'un doğusundan gelen Filistinliler ile selefi cihadist kişilere ev sahipliği yapıyor.
Kamp sakinlerinin yaklaşık üçte ikisi Suriyeli Filistinlilerden oluşuyor ve yaklaşık 325 Filistinli aile Şam kırsalındaki Babliya, Beit Sahm ve Yalda gibi bölgelerden taşınarak getirildi. Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve Türk Kızılayı, kampın insani işlerini münhasıran denetlemekte ve istisnalar dışında erişim Suriyeli veya Filistinli kuruluşlarla sınırlıdır.
İşgalci köyü Um Tuba
Filistinli kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütleri tarafından doğrudan finanse edilen yerleşimci köylerinden biri de işgalci köyü Basma'nın güneyindeki "Um Tuba"dır. Köy, 8 Mayıs 2023 tarihinde "Dignified Living Society - Palestine " (Filistin Onurlu Yaşam Topluluğu) tarafından finanse edilen "Beyaz Eller Derneği - Türkiye" tarafından açıldı. Adını Kudüs'ün güneydoğusundaki "Um Tuba" köyünden aldı. Köy yaklaşık bin 700 kişiye denk gelen toplam 281 yerleşimci aileyi barındıran 40 binadan oluşuyor.
“Basmet” yerleşimi, Efrîn'e15 km güneyinde, Türkiye sınırına 18 km uzaklıktaki Şerawa nahiyesine bağlı ŞadêrêŞeyh el-Deir köyünün güneyinde kuruldu.
Êzîdîler köyüne çöktüler
Efrîn’e bağlı Şera’da inşa edilen Filistinli yerleşimci köyü katledilen ve göçertilen Êzîdîlere ait Pavilion köyü üzerinde yapıldı. Yerleşimci köyü Katar ve Kuveyt’in aktif desteğini alan Müslüman Kardeşler örgütünün Filistin kolu tarafından finanse edildi. Suriye'nin çeşitli bölgelerinden getirilen yüzlerce Filistinli ve cihadist ailenin barındığı yerleşim kompleksinin ek bölümleri de Qibar köyünde yapıldı.
Şera’daki Filistinli yerleşimci terörünün odağında "Basma kompleksi” denilen ve "Filistinliler için Onurlu Yaşam Derneği - 48” tarafından finanse edilen köydür. Burası "Beyaz Eller Derneği - Türkiye" tarafından genişletilmeye devam ediyor. Adını Hayfa yakınlarındaki Filistinlilerin üç köyü olan Muawiya, Ain al-Sahla, Bartaa’yı temsilen "Basma" olarak adlandırıldı. Oldukça açık bir Filistinli izi taşıyor.
Kürt'e karşı birleştiler
Bu planın en tuhaf tarafı Kürt katliamı için İsrail bankası ve Filistinli derneklerin Türkiye-Katar-Kuveyt kardeşliği oldu. Filistinli yerleşimciler için Filistin’de toplanan para bir İsrail bankası olan Banka Hapoalim’in 12. Şubesinde Live with Dignity adıyla Türkiye üzerinden Efrîn’deki işgal yapılanmasına aktarıldı. Müslüman Kardeşler yanlısı yayın yapan Suriye Kanalı da "Cebel El Halidiya" olarak adlandırdığı Lelun Dağı'nın yamaçlarına giden yolun yapımını gösteren bir videoyu yerel halkın ihtiyaçları karşılanıyor adı altında yayınladı. Projenin "Watan" şirketi tarafından yapıldığını belirten kanal, bunun yerleşimcilerin ihtiyaçlarının karşılanmasına dönük olduğuna atıfla "yerel halk" tarafından yapılan çağrılar sonrasında hayata geçirildiğini söylüyor.
Joud Yerleşim Projesi
Bu Filistinli ve Türk devlet destekli çetelerin yerleşim bölgesi olarak kurulan Joud Yerleşim projeleri hakkında haber yapan North Press, Cinderes’in güneydoğusundaki Herş el-Khalediya bölgesinde Türk ve Filistinli derneklerin desteğiyle "Joud" adlı yeni bir yerleşim kümesinin inşa edildiğini duyurdu. Yerleşimde kısa sürede açılan işgal evlerinden, Al-Shamia Köyü projesi, Al-Baraka Cluster, Kuveyt Al-Khair ve Al-Bukamal şehrinden gelen yerleşimciler için "Umut Projesi" adı altında Lelun Dağı'ndaki yerleşim projelerinin bir devamı olarak yapıldı.
Filistinli Wafa vakfının hayratı!
Cinderes şehrinin güneybatısında Kafr Safra yakınlarında kurulan Filistinli yerleşimci köyü "Al-Zaeem", 2018'den beri Türkiye'nin İstanbul Eyüp’te Merkezi bulunan "Wafa Al-Muhsinin Hayırsever Vakfı" tarafından kuruluyor. Bu köy Filistinli yerleşimcilere, Kudüs'ün doğusundaki "Al-Zaeem" köyünden "Şeyh Anbar Camii Komitesi" katılımı ile 28 Ağustos 2022'de yaptıkları açılış töreni ile ilk aşama gerçekleştirildi. Hemen yakınında Al-Muhammadiya köyü yakınlarında Filistinli yerleşimci köyünde 50 konut bulunuyor. Proje, derneğin anavatanları olan Filistin’de topladıkları para ile "Al-Zaeem Kompleksi" yakınında inşa edildi. Her iki köyde en az 150 Filistinli yerleşimci ailesi yaşamaya başladı.
Korkunç olan şu ki, Kudüs'ün doğusunda bulunan Al-Zaeem köyü, yüksek duvarlarla çevrili, büyük bir kapıyla kapatılmış ve belirli zamanlarda sınırlı erişime sahip büyük bir hapishane gibidir. Buradaki ironi, İsrail Filistinlilerin bu köydeki evlerini yıkarken sakinlerinin de Efrîn'de aynı şeyi paraları ile finanse ederek yapmalarında yatıyor.
Filistin Ecnadeyn Köyü
Utanç abidesi Ecnadeyn köyünün açılışı Cinderes şehrinin doğusunda, 4 Ocak 2023 tarihinde Filistin ve Katar mali destekli “İdlib Vatan Ekibi” tarafından yapıldı. “Filistin Ecnadeyn Derneği” tarafından finanse edilen "Ecnadeyn" köyü, adını Kudüs'ün kuzeybatısındaki Ramla köyü yakınlarında meydana gelen Ecnadeyn Savaşı'ndan alıyor. Kendilerini Amerika’yı sömürgeleştirenlere benzetiyor olacaklar ki burayı da Filistin’de çıktıkları bölgelerin adlarıyla anıyorlar. Devamında genişletilen Filistinli yerleşiminde kardeş gördükleri Ahrar Al Şam çetelerine ve ailelerine 40 ev dağıttılar ve yerleşim biraz daha büyümüş oldu. Katledilen ve kaçırtılan Kürtlerin tarlaları üzerine yapılan Proje’de, 200 bina inşa edildi. Evlerin tamamı prefabrik ve Türkiye’de üretildi devlet destekli olarak getirildi.
280 tane asırlık zeytini kestiler
Filistinli yerleşimci terörü, 4 hektarlık verimli tarım arazisi üzerindeki 280 asırlık zeytin ağacının sökülmesi, yakılması ve satılması ardından Ecnadeyn köyünün kurulması ile sonuçlandı. Geldikleri çöl iklimine benzetmeye çalıştıkları Kurdistan toprağında ağaç bırakmamaya yeminli Filistinli yerleşimciler göçerttikleri Kürtlerin arazilerine çöreklendi. Mülk Cindires şehrinin doğusunda, Hamilka ve Raffatya köyleri arasındaki bölgede yer alır ve sahibi Şitka köyünden merhum Macid ve Murad Manan'dır. Her iki ailenin arazilerine 2018 yılında yaşanan Türk işgali sonrası el konuldu.
Kudüs ve Ramallah’ın köy isimleri Efrîn’de
Kudüs ve Ramallah arasındaki “Sour Baher, Beit Hanina, Al-Eisawiya, Deir Yassin” köylülerinin maddi ve manevi destekleri ile ilk etabı 4 Mayıs 2023 tarihinde açılan "AL-Amal Land 2" Filistinli yerleşim köyü Efrîn kent merkezine yalnızca 7 km mesafede. Projeyi destekleyen birçok köyden ikisinin temsilcileri Şeyh Khalil Umaira ve Dr. Khalid Abdel Rabeh açılışta bizzat bulundu. Bu işgal ve Aparthid pojesi 2011 yılından bu yana Türkiye'de yarım kuruluşu olarak kayıtlı “Küresel Yardım ve Kalkınma Ajansı” tarafından sürdürülüyor. Gobaleh/Mount Leelon çiftliğinin yakınındaki bu bir dizi işgal köyünün ismi Kudüs çevresindeki köy ve kasabaların adlarıyla anılıyor.
İslamcı Filistinlilerin gaspı
Efrîn’de en yoğun Filistinli yerleşimci ve demografik değişim Cinderes kenti ve çevresinde yaşanıyor. Kentin batısındaki "Ashbal Beit Al-Maqdis" köyü, Filistinli İslami aktivist İbrahim Halil'in bağışlarıyla "Sadakataşı - Al-Sadaqah Stone" Türk Derneği tarafından "Albairaq Derneği, Onurlu Yaşam Derneği, Taranhamou - İyilik Taneleri" işbirliğiyle 8 Ekim 2023 tarihinde açıldı. Bu yerleşimde Filistinlilerin isimlerini taşıyan camiler inşa edildi.
Filistin’in kirli Nur’u
2 Nisan 2024 tarihinde, "Weefaq Humanitarian Foundation", Cinderes şehri yakınlarında, ilk aşaması 48 binadan oluşan Filistinli yerleşimini “Al-Nur Konut Kompleksi Projesi” adı altında açtığını duyurdu. Birleşmiş Milletler ve Türkiye kadar Filistin’de yaşayan Filistinlilerin de finansman sağladığı proje, 26 binada 416 daireden oluşuyor. Cinderes'in kuzeyinde ve "Yalanqoz/Al-Rehan" köyünün doğusundaki 23 bin metrekarelik tarım arazisinde, 50 yaşındaki en az 300 zeytin ağacının çoğunun sökülmesi ve Türk şirketler aracılığı ile Arap Körfez devletlerine satılması ardından başladı. Suriye devletinin hakim olduğu dönemde ve Efrîn Kanton Özerk Yönetimi altındayken tarım arazilerinde ev yapımını kesin olarak yasaklanmıştı.
Katar parası Türk bankaları ile geliyor
Türkiye'de kayıtlı Filistinli sözde yardım kurumu "Weefaq" vakfı, "Taysir Mufid" başkanlığında ve "Mohammed Khaled Awama" yönetici direktörlüğünde, Türkiye'nin bölgeyi işgaliyle birlikte 2018'den bu yana Filistinli yerleşimciler için köyler ve yerleşim alanları yapımına hız verdi. Vakıf, Türk denetimindeki silahlı çetelerle koordineli Kürt soykırımının devamını sağlarken AFAD ile yaptıkları protokolle bu yerleşimlerden Türk ekonomisine de katkı sağlıyor. İnşaat ve taahhüt işleri Türklere ait. Bu işler için Filistin, Katar ve Kuveyt’ten toplanan paralar Türkiye üzerinden bankalar aracılığı ile transferi ediliyor. Bu yöntem standart uygulama haline gelmiş durumda.
Kürt halkını göçertmek için uygulanan özel yöntemlerden biri de köylerin elektriksiz bırakılması. Filistinli yerleşimciler için kamu elektrik şebekeleri projeye derhal eklemlenirken, Cinderes bölgesindeki düzinelerce köy ve kasaba, 2018'de çeteler tarafından kablo ve trafoların çalınması ve sabote edilmesi nedeniyle kamu elektriğinden mahrum, hiçbir tamirat çalışması da yapılmıyor. Cinderes ilçesinin Türk sınırına yakın bölgelerde ise Arap ve Türkmen yerleşimciler için Türkiye’nin parası ve gözetiminde tuğla ve çimentodan imal edilmiş bir kısmı prefabrik 15 yerleşimci köyü daha bulunuyor.
Bilbil’in demografisi kökten değişti
Yerel bir istatistik kaynağına göre 43 köyden oluşan Efrîn Bilbil İlçesinde yerli Kürtlerin nüfusu 9 bin 174 kişidir. Mart 2018'de Efrîn'in işgalinden sonra ilçeye yerleştirilen yeni göçmenlerin sayısı 18 bin 507 Arap ve 2 bin 561 Türkmen'e ulaştı. Bu değişim ile 30 bin 242 kişiye ulaşan toplam nüfus içinde Kürtlerin oranının yüzde 100'den yüzde 30'a düşürüldüğünün resmi kanıtı. İşgalden önce, 2017 sonu itibariyle Suriye nüfus kayıtlarına göre ilçenin toplam nüfusu olan 66 bin kişiden yaklaşık 35 bini kent merkezinde ikamet etmekteydi. Türk devleti ve ABD’nin Eğit Donat programına dahil edilen çetelerin 20 Ocak 2018 tarihinde yaptıkları işgal ile ilçeden yaklaşık 26 bin sivil Kürt halkı göç etmek zorunda kaldı. Bunların neredeyse tamamının geri dönüşü engellenirken Türk devletine bağlı Hamza Tümeni, Sultan Murat gibi Türkmen ve Arap ağırlıklı çetelerin adam kaçırma, öldürme ve tecavüzleri ile de binlercesi Efrîn güçlerinin elindeki dar Şehba bölgesine göç etmeye devam ediyor.