Berlin’de kadın filmleri

Kadın Haberleri —

.

.

  • Bu yıl 8-14 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Berlin Film Festivali geçmiş yıllara oranla kadın yönetmenlerin işlerine daha geniş yer ayırdı.

Bu sene 10. kez düzenlenen Berlin Kürt Filmleri Festivali, Covid-19 salgını gölgesinde birçoğu online, bir kısmı da salonda izleyici ile buluşan filmlerin ardından sona erdi.

Festivalde filmlerin dışında iki tane de panel düzenlendi. 10 Ekim’de düzenlenen panelde Jiyan İnsan Hakları Derneği’nin çocuklara yönelik sanat terapisi çalışmaları anlatılırken, ”Yedi Kapı: Sorunların Gücü” paneli ise ”Türkiye’nin Kürt bölgelerinde eğitim sisteminin tek boyutlu yapıları içerisindeki engeller ve alternatifler” alt başlığında gerçekleşti. Panele Yedi Kapı filminin yönetmeni Mehmet Mim Kurt, belgeselde yer alan öğrenciler ve öğretmenler katılırken panelin moderatörlüğünü sinema araştırmacısı Özgür Çiçek üstlendi. Türkiye’de giderek büyüyen sorunların Kürt öğrencilere etkisinin tartışıldığı panelin ev sahipliğini Berlin Kürt Filmleri Festivali ile birlikte Almanya’da bulunan Heinrich Böll Derneği üstlendi.

Toz Bezi dikkat çekti
Bu yılki Berlin Kürt Filmleri Festivali’nin dikkat çeken yanlarından birisi de diğer yıllara oranla kadın yönetmenlerin yoğun olarak yer alması oldu. Festivalin ”fokus” bölümünde gösterilen kurmaca filmler arasında, Ahu Öztürk’ün yönettiği 2015 yapımı Toz Bezi filmi dikkat çekerken; belgesel ve kısa filmlerde de kadın yönetmenlerin işlerine yer verildi. İlk kez Berlinale’de gösterilen Toz Bezi filmi, Nesrin ve Hatun adındaki iki Kürt kadın temizlik işçisinin İstanbul’daki yaşam mücadelelerine odaklanıyor. Kadın dayanışmasını sade ve güçlü bir dille anlatan film, gösterime girdiği yıl da beğeni ile karşılanmıştı.

Bağlar
Belgesel bölümünde ise, Berke Baş ve Melis Birder’in ”Bağlar” filmi, Güliz Sağlam’ın Barış İçin Kadın Girişimi ile çektiği ”Kadınlar Cizre ve Silopi’yi Anlatıyor” filmi, Bingöl Elmas’ın ”Pippa’ya Mektubum” filmi ve Dilan Engin’in ”Prenses Model” filmleri dikkat çekiyor.
Bağlar filmi müzakere sürecinde Türkiye’nin batısındaki yönetmenlerin ilgisinin Kuzey Kürdistan’a yönelmesi ile ortaya çıkan işlerden bir tanesi. Bu filmde Amed’in Bağlar ilçesinin bölgesel lig basketbol takımında gençlerin yaşadıkları mücadele ve zorluklar minimal bir dille anlatılırken, arka planda dönemin siyasal koşullarına da yer verilmeye çalışılıyor. Bugünden bakınca ise bütün bu çaba oldukça naif kalıyor.

Kadınlar Cizre ve Silopi’yi anlatıyor
Çeşitli kadın eylemliliklerini aktivist bir noktadan belgelemesi ile bilinen yönetmen Güliz Sağlam’ın kamerası ile gösterdiği ‘Bağlar’ ise diğer filme göre daha derine iniyor. Belgesel Barış İçin Kadın Girişimi aracılığıyla Cizre ve Silopi’ye giden 150 kadının burada yaşadıkları tanıklıkları, 9 günlük sokağa çıkma yasağı sırasında yaşanan yıkımları ve Batı’dan gelen feminist kadınlarla Kürt kadınların ortaklaşma çabalarını belgeliyor. 30 dakikalık belgesel yine Batı’dan gidenlerin gözünden de olsa barışın tesisi ve kadınların rolü noktasında bir noktada var olan mümkünleri yeniden hatırlatma işlevi görüyor.

Diren Ayol
Fokus kısmında Türkiye’ye odaklanmayı seçen film dolayısıyla son yıllarda yaşanan toplumsal hareketlerden, savaş ve yıkımlardan oldukça nasibini alıyor ancak kendisini bunlarla da sınırlamıyor. Kadın filmleri dışında Gezi parkı eylemlerini trans aktivist Şevval Kılıç ve LGBTİQ+ hareketinin perspektifinden belgeleyen trans yönetmen Rüzgar Buşki’nin ”Diren Ayol” filmi de bu sene Berlin Kürt Filmleri Festivali’nde gösterildi.
Bu film seçkisi Bakur’daki Kürt sinemasının Kürt özgürlük hareketi dışında belgesel sinema ve aktivizm üreten kesimlerle nasıl bir diyalog içerisinde olduğunu düşünmek için de bir alan açıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.