BfV endişelendi!

• AKP Milletvekili Mustafa Açıkgöz’ün Almanya’da Kürtleri ve muhalifleri ölümle tehdit etmesi Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın gündemine girdi. BfV Ülkü Ocaklarına bağlı bir camide yapılan konuşmayı “Endişe verici” bulurken, Almanya’daki Kürt Milletvekilleri’nin açıklamalarında, bir daha Almanya’ya adım atmamaları vurgusu öne çıktı. 

AKP Milletvekili Mustafa Açıkgöz’ün Almanya’ın Neuss kentinde Kürtleri ve Gülencileri yok etme tehdidini iki gün sonra gören BfV “Endişe verici” buldu. AKP’nin Türkiye sınırlarını aşan ölüm tehdidi ve terör uygulamalarına tepkiler devam ediyor.  

Almanya Anayasayı Koruma Dairesi (BfV) AKP'li Mustafa Açıkgöz'ün Neuss'ta yaptığı açıklamaları bir kaç gün sonra görebildi. Almanya'da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Birimi Açıkgöz'ün Neuss kentinde Almanya Demokratik Ülkücü Türk Dernekleri Federasyonu'na bağlı bir camide yaptığı konuşmayı "Endişe verici" olarak değerlendirdi.

Kuzey Ren-Vestfalya Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın açıklamasında, Türkiye'de yapılacak seçimler öncesinde Türk hükümetinin yurtdışında oy toplamaya çalıştığı belirtilerek, yabancı politikacıların Almanya'da seçim kampanyaları düzenleyebilmeleri için 10 gün önceden başvuruda bulunmaları ve Federal Hükümetin bu başvuruyu onaylaması gerektiği vurgulandı.

Takip ediyorlar-mış

Yapılan açıklamada, sosyal medyada da paylaşılan konuşmanın Neuss'ta Ülkü Ocakları'na bağlı bir camide gerçekleştiği belirtildi. Almanya'da Ülkücü hareket, aşırı sağcı yapılanmalar bağlamında Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından takibat altında tutuluyor. Bir Teşkilat sözcüsü, Türk siyasetçinin ifadelerinin suç teşkil edip etmediğine ilişkin Düsseldorf savcılığının halihazırda araştırma yürüttüğünü kaydetti. 

Gerekli tedbirler alınmalı

NRW Eyalet Meclisi Başkan Yardımcısı Berivan Aymaz AKP’li vekil Mustafa Açıkgöz’ün açıklamalarının ateşle oynamak anlamına geldiğini belirterek, aşırı sağcılara karşı tedbir alınmasını istedi. Bremen Eyalet Parlamentosu Milletvekili Cindi Tuncel ise, eğer gerekli önlemler alınmaz ise Almanya’nın da bundan zarar göreceğini vurguladı. ADGB ise yaptığı yazılı açıklamada emek ve özgürlükten yana olan tüm kesimleri de harekete geçmeye çağırdı.

Muhaliflerin güvenliği sağlanmalı

Milletvekili Berivan Aymaz, Neuss kentinde bulunan camide PKK ve Gülen hareketi için yaptığı tehditlerin tüm muhalif kesimlere yapıldığını belirterek, “Bu ateş ile oynamak anlamına gelir. Sağ milliyetçi güçler, Türkiye’deki politikacılar Kürtleri ve yüm muhalif kesimleri sürekli tehdit ediyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik çalışmalarda bu tehditler artmıştır. Siyaset ve güvenlik kurumları, tüm muhalif kesimlerin güvenliğini sağlamalı” dedi. Aymaz, “Almanya, Türkiye’ye bu tür tehditler karşısında diplomatik hoşgörünün olmayacağını belirtmelidir. Federal İçişleri Bakanı Faeser, Türkiye'den gelen şiddet tehditlerine karşı çok net bir tavır alması çağrısında bulunuyor” diye belirtti.

Faşistlerin yolunu kapatalım

Bremen Eyalet Parlementosu Milletvekili Cindi Tuncel, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un Almanya’daki Türk yetkililerini çağırıp uyarmasını olumlu bulsada yetersiz olduğunu vurguladı. “Almanya bu durumu kabul etmemeli. Almanya, Türkiye değildir, seçim çalışması yapmak istiyorlarsa gidip bu taleplerini Alman devletine bildirmeleri gerekir. Eğer kabul edilmezse seçim çalışması yapmaya hakları yoktur” diyen Tuncel şöyle devam etti: “Tüm devlet yetkilileri bilmelidir ki faşist kişilerin gelip Almanya’da seçim çalışması yürütmesi sorun çıkaracaktır. Faşistlerin yolunu kapatmamız gerekir. İçinde olduğumuz koalisyondaki parti yetkilileriyle görüşmelerimiz var, parlementoya sorularımız ve taleplerimiz olacak. Hep beraber faşistlere kırmızı kart gösterip ırkçı propaganda yapmalarını engellemeliyiz. Bir daha Almanya’ya adım atmamalarını sağlamamız gerekir.”

Tüm kesimler tepki göstermeli

Avrupa Demokratik Güçbirliği, Almanya’yı ırkçı-faşist saldırganlığa karşı tutum almaya, emek ve özgürlükten yana olan tüm kesimleri de AKP-MHP saldırganlığına karşı harekete geçmeye çağırarak, “Almanya’da Kürtlerin kriminalize edilmesi, derneklerin, yayın evlerinin basılması, festival gibi etkinliklerin yasaklanması hayatın günlük olgularından. Yakın bir zamanda Nürnberg’de Kürt kurumlarına yapılan baskınlar ve KNK üyesi ve eski KON-MED Eşbaşkanı Tahir Köçer’in tutuklanması da bu yaklaşımın başka bir örneğidir. Mültecilik bir insan hakkı Almanya’da yerlerinden edildiği için yaşamak zorunda bırakılan Kürt, devrimci, ilericileri korumakla sorumlu” dedi. HABER MERKEZİ