Bilirkişi: Sarım’da HES yapılamaz

Toplum/Yaşam Haberleri —

Sarım Havzası

Sarım Havzası

  • Sarım Havzası'nda HES yapılmasına karşı çıkan köylülerin çabasıyla bölgede incelemede bulunan bilirkişi heyeti, yapılması planlanan HES'in doğayı ve canlı hayatını tahrip edeceğini belirtti.

MUSTAFA DOĞAN/AMED

Amed'in Lice, Kulp ilçeleri ile Bingöl'ün Genç ilçesi sınırlarında bulunan doğa harikası Sarım Havzası'nda Sarım Çayı ve yan kolları ile Geliyê Godernê'yi de kapsayacak yap-işlet-devret yöntemiyle HES (Hidro Elektrik Santrali) kurulmasına bir engel olmadığı yönünde olumlu ÇED (Çevresel Etki Değerlendirmesi) raporu verilmişti. Bunun üzerine bölgede yaşayan köylüler adına avukatlar Ahmet İnan ve Barış Yıldırım, Erzurum 2. İdare Mahkemesi'ne kararın iptali ve yürütmenin durdurulması için dava açtı. İtirazı değerlendiren mahkeme, yerinde keşif yapılması için hidrobiyoloji, ekoloji/biyoloji, peyzaj mimarlığı, jeoloji, jeofizik, orman, ziraat, maden mühendisliği, şehir planlama uzmanlık alanlarından birer, çevre mühendisliği uzmanlık alanından da iki kişiden olmak üzere 11 kişilik bilirkişi oluşturulmasına karar verdi.

 

Amed Barosu Çevre Kent Komisyonu Genel Sekreteri
Avukat Ahmet İnan

 

Bilirkişi heyeti inceledi

Mahkemenin belirlediği 11 kişilik heyet, davacı köylüler ve avukatları ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı avukatları Sarım Havzası'na giderek incelemelerde bulundu. Heyet içinde yer alan avukatlardan Amed Barosu Çevre Kent Komisyonu Genel Sekreteri avukat Ahmet İnan, "Jandarma eşliğinde Genç ilçesine bağlı Riz (Sağgöze) köyü ile Lice arasındaki bölgeyi 6 saatte gezdik. Köyleri dolaştık. Barajın yapılacağı bölgede 4 ayrı noktada durarak incelemelerde bulunduk. Burada köylülerle konuştuk. Gelen 11 kişiden oluşan heyet üyeleri uzmanlık alanlarına göre bölgenin coğrafyasını, bitki örtüsünü, ormanını, jeolojisini, su kaynaklarını inceledi" şeklinde konuştu. 

Heyet üyelerinin yaptıkları incelemede bu bölgeye HES kurulmayacağını söylediklerini kaydeden İnan, "Sarım Havzası'nı gören bilirkişi heyet üyeleri direkt olarak 'Burada HES yapılması akıl mantık işi değil, bu coğrafyada yapılamaz' dediler. Yapılması halinde doğaya, toprağa ve suya zarar verileceğini, canlı doğa yaşamının yok edileceğini söylediler” dedi. 

 

Sarım Çayı

 

Doğa katliamına yol açar

Sarım Havzası’nın eşsiz doğaya sahip bir bölge olduğunun altını çizen İnan, yaşanabilecek doğa katliamına dikkat çekti: “10 ayrı akarsu birleşerek Sarım Çayı’nı oluşturuyor, oradan da Batman Çayı’na karışıyor. Yani yapılması düşünülen HES bu akarsuları da etkileyecek. 5 yıllık inşaat çalışması ile 104 dönümlük araziye yapılması planlanıyor. 190 bin metreküp hafriyat atığı ortaya çıkacak. Bu sarp coğrafyada HES yapılabilmesi için beton yığınının buraya getirilmesi coğrafyanın delik deşik edilmesi demek. Önce yol çalışması yapılacak, dağlar tıraşlanacak, binlerce ağaç kesilecek. Su tribünleri için tonlarca dinamit kullanılarak tüneller açılacak. Coğrafya tahrip edilecek. Çıkacak inanılmaz hafriyatı Diyarbakır'daki çöp arıtma tesisinde arıtamazsın, taşınması yalandır. O hafriyat o coğrafyada bırakılacak ve doğa tahrip edilecek.”

 

Geliyê Godernê

 

Tehlike altındaki canlılar

Bölgede Sarım Havzası'nın baraj ve HES'lerle kirletilmemiş istisnai akarsulardan biri olduğunu vurgulayan avukat İnan, resmi kurumların hazırladığı raporlarda bile bölgede balık ve bitki türlerinin yanında uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınmış hayvan türlerinin bu coğrafyada yaşadıklarını söyledi. 

Bern Sözleşmesi kapsamında nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya bulunan su samuru ve dağ keçilerinin bölgede yaşadığını, en son 47 yıl önce nesli tükendiği sanılarak dünyada en çok aranan 10 balık türü arasında yer alan Batman Çöpçü Balığı’nın da Sarım Havzası'ndaki akar sularda görülerek rapor edildiğini belirten İnan, HES'e izin verilmesi halinde yaşanacaklar hakkında şunları söyledi: "Sadece karada ve su da yaşayan canlılar değil, bu coğrafyaya özgü 7-8 endemik bitki türü de burada yetişiyor. Bunlar bilim insanlarınca kayıt altına alındı. Olumlu ÇED raporunda doğa yaşamına zarar verilmeyeceği, karasal ve sucul canlılara zarar verilmeyeceği ifade ediliyor. Oysa bunlar doğru değil. Dinamit patlatarak tüneller açmak demek, su canlılarını yok etmek demektir."

 

Keşif heyeti

 

'Amaç kâr arttırmak'

Yapılması planlanan HES'in su biriktirme tarzında değil, suyun tribünlerde döndürülmesi suretiyle elektrik üretiminin projelendirildiğini ifade eden avukat Ahmet İnan, "Suyun yüzde 90'ı alınıp tribünlerde döndürülecek. Yüzde 10 can suyu bırakılacak. Akarsuyun en geniş yerinden ölçüm alınması gerekirken, regülatör kısmından, yani akarsuyun en dar olan kısmından can suyunu hesaplamışlar. Amaç kâr artırmak. Dünyada başta ABD ve Kanada başta olmak üzere tüm ülkeler yüzde 10 değil, yüzde 40 can suyunu esas alıyorlar" dedi. 

'Yasalara aykırı'

Sarım Havzası'na yapılması planlanan HES için hazırlanan ÇED raporunda bölgenin ormanlık alan olduğu, mera, tarım arazileri ve sulak alanların bulunduğu belirtiliyor. Mera kanununda siz meraları imara açamazsınız, hayvancılık için en değerli alandır. Coğrafya dağlık bir alandır, tarım arazileri ve meralık alanlar kısıtlı. Ormanlık alanları imara açamazsınız. Tarım arazilerini imara açamazsınız. Akarsular etkilenecek. Su koruma kanunları var. Bu eşsiz doğanın tahrip edilmesi bir yana, değişik yasalara göre de bu coğrafyada HES yapılması hukuki değil. 'Nerede HES yapılamaz' denilirse, 'Sarım Havzasıdır' diyebiliriz. Bunu dünyaya örnek gösterebiliriz" şeklinde konuştu. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.