Bir soluktur SİNEM

  • Bir yazarın, dile kolay son 16 yılını tek kişilik hücrede, ağır tecritte geçirmek üzere çeyrek asırdır kesintisiz, bilfiil hapishane yatmasına rağmen toplumsal sorunları bu kadar yakından takip etmesi, güncele hakim olması kolay değildir.

STÊRKA MED

 

Çeşitli gazete, dergi ve sitelerde çıkan yazılarından bildiğimiz, iki yıl önce yayınlanan “Kabinede Evrim Teorisi“ kitabının yazarı M. Nuri Özen'in SİNEM adlı öykü kitabı çıktı.

Canları pahasına özgürlükte ısrar eden kadınlara ithaf edilen ve AR Yayınları’ndan çıkan SİNEM, toplamda 13 öyküden oluşuyor. Her bir öyküde ulusal, sınıfsal ve dolayısıyla toplumsal sorunlar sahici, yakın, bir o kadar da çarpıcı bir dille işlenmiş. Katıldığı kimi edebiyat yarışmalarında dereceye giren öykülerinden, yazılarından yazarın edebi diline aşina olsak da, öykülerindeki olaylar kurgu ve can verdiği karakterler okuru derin bir sorgulamaya itiyor.
SİNEM'i oluşturan öykülerin kurgusu, anlatım tarzı giriş, serim ve sonuç şekline bakınca olay öyküler olduğu anlaşılıyor. Yazarın tercih ettiği olay öyküleri, edebiyat kuramında önemli yer tutuyor. Olay öyküleri yazmak, yazarken başarıyla üstesinden gelmek zor bir iştir. Yazar için bir o kadar daha risklidir aslında.Bu riski göze alarak yazmak ve bunun üstesinden gelmek önemlidir, meşakkatlıdır. Tekrara girmeden oluşturduğu kendine özgü dil sayesinde olayları başarıyla öyküleştirmiştir.

SİNEM'i okurken, bir öyküyü bitirir bitirmez bir an önce sıradakine başlama merakı okuru sarıyor, kitabı bir solukta bitirmeye vesile oluyor. Önemli bir başka husus da, toplumsal sorunların işlenmiş olmasıdır. Yazarın kaldığı ağır koşullara bakılırsa, olay ve karakterlerle nesnel yaklaşmayı başardığını görmek şaşırtıcı gelebilir. Dile kolay, son 16 yılını tek kişilik hücrede, ağır tecritte geçirmek üzere çeyrek asırdır kesintisiz, bilfiil hapishane yatmasına rağmen toplumsal sorunları bu kadar yakından takip etmesi, güncele hakim olması kolay değildir. Hele ki bu ağır koşullara rağmen öznellikten uzak durmak, nesnel, evrensel bir edebi dille öyküleştirirken olayları, okurla bağ kurmak çok zordur. Bunun doğru yapıldığını iyi görebilmek mümkündür. 
Kitabın ismi, kapak tasarımı, tercih edilen mor ağırlıklı renkler kitabın içeriğiyle, öykülerin özüyle ahenkli ve son derece isabetli olmuştur. Zira ana teması, ağırlıklı olarak kadın sorunlarına, dolayısıyla toplumsal, sınıfsal ve ulusal sorunlara odaklıdır.

Yazar, okuru meraka sürüklemekle kalmıyor, derin bir iç yolculuğa da çıkarıyor, acı gerçeklerle yüzleşmeye zorluyor. İşlenen konular, anlatılan olaylar bir nevi “senin yanı başındadır, senindir“ diyor. Can verdiği karakter; “sensin" diyor. Zira karakterler çok tanıdıktır, hemen yanı başımızdadır, yani bizdendir. O kadar bizdendir ki okuru anlatır gibidir. İşte bu sahicilik, yakınlık okuru içine çekiyor, sarmalıyor. Kitabı eline alınca bitirmeden bırakmak istemiyor insan.
Toplamda on üç öykü, 128 sayfadan oluşan SİNEM, okuru çocukluk düşlerine götürüyor, direnişe, özleme, sevdaya ve de kavgaya teşne kılıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.