Birlikte başarabiliriz

Kadın Haberleri —

.

.

  • Dünyanın dört bir yanında 8 Mart hazırlıkları yapılırken, 8 ülkeden 8 kadının hemcinslerine şu mesajı veriyor: “Uzun bir yol kat ettik ve ancak birlikte başarabiliriz. Kolektif güçlerin birleştiği bir dönem daha önce hiç olmamıştı.”

BERİVAN ALTAN/GÖZDE Ç. ÖZKÖSE
MA/ANKARA

ABD’nin New York kentinde dokuma işçisi 129 kadının yaşamını yitirdiği gün olan 8 Mart, isyan ve özgürlüğün haykırıldığı gün olarak kutlanırken, kadın hakları dünyanın dört bir yanında büyük etkinliklerle gündeme geliyor. 8 ülkeden 8 kadın, kısa cevaplarla 8 Mart’ın kendileri için ne ifade ettiğini anlattı. 
 
Feminist mücadele tüm mücadelelerin temeli

Almanya Uluslarötesi Feminist Dayanışma üyesi Maria Hartmann, feminist mücadelenin diğer tüm mücadeleleri tetikleme potansiyeli en yüksek mücadele olduğunu belirterek, kadın mücadelesinin hayatın her alanına nüfuz ettiğini söyledi. 
Hartman, “Emek mücadelesinde, kapitalizme karşı mücadelede, beden siyasetinde, her alanda kadın mücadelesi esastır. Kadın mücadelesi, devletin bedenlerimizi ve insanları nasıl kontrol ettiğiyle ilgilidir. Bu yüzden inanılmaz bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle feminist mücadeleyi tüm mücadelelerin temeli olarak görüyorum. Ve bunun şu anda Almanya’da gerçekleşmekte olduğunu fark ediyorum. Feminist mücadele, özgürlüğün çekirdeği olma konusunda devasa bir potansiyele sahip” dedi.
 
Militan bir gün

Filistin Kadın Komiteler Birliği Temsilcisi Abeer Abu Khadir, Filistin’deki öncelikli mücadelelerinin her türlü ayrımcılığın sona erdiği bir toplum yaratmak ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti teşvik eden toplumsal mirastan kurtulmak olduğunu belirtti.
Filistinli kadınların, ulusal kurtuluş mücadelesine katılımlarıyla halkın tarihinde ve davasında ayrı ve ayırt edici bir iz oluşturduklarını dile getiren Khadir, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, ırk ayrımcılığı ve kadının tüm haklarından mahrum bırakılarak aşağılanmasına karşı, siyonist koloniciliğin yaşam hakkı tanımadığı feminist mücadeledeki kadınların mücadelelerinin altını çiziyoruz. 8 Mart, ulusal ve sosyal haklarımızı savunduğumuz militan bir gündür. O gün, Filistin Ulusal Hareketi’nin bir parçası olarak halkımızın meşru ulusal hakları için mücadelemizin devam ettiğini tekrarlıyor, Filistin toplumunda kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı ve adaletsizliği yok edeceğimizin altını çiziyoruz. Filistinli kadınlar olarak, Uluslararası Kadınlar Günü’nü kutluyor, dünyada ulusal ve toplumsal mücadele veren tüm özgürlük savaşçılarını selamlıyoruz. Bu günü hakları, eşitliği ve sosyal adaleti kutsamak için bir mücadele günü olarak kabul ediyoruz.”
 
Jineolojiye inanıyorum

İspanya Colectiva DisPuta kurucularından Veronica Arauza, 2000 yılından bu yana trans ve sömürge karşıtı mücadelede aktif yer aldığını aktararak, “Dünyanın farklı yerlerinde farklı sosyal grupların nasıl mücadele ettiğini ve geliştiğini görmek çok kıymetli. Dünyanın bir ucundaki devrimden bir şeyler öğrenmek ve ataerkil sistemi alaşağı edecek bağlantılar ve ilişkiler kurmak da öyle” dedi. 

Jineolojî’ye inandığını aktaran Arauza, şöyle devam etti: “Sosyopolitik olarak ataerkil yapıları yeniden üretmek için nasıl eğitildiğimizi sorgulayarak, anlamanın iyi olduğunu düşünüyorum. Dünyada kadın hareketini yaşamakta olan yerler var. Kürt hareketi, kadın hareketinin özgürlük içinde yapısal bir önemi olduğunu, sistemin ataerkil olduğunu ve salt bu durumun pek çok hakkı yok ettiğini fark eden ve bunu içselleştirmiş en önemli harekettir. Öcalan da, bundan bahsediyor, peki ama bir erkek tarafından söylenmiş bir felsefeyi nasıl savunacağız? Ancak bu felsefe kadınlardan bahsediyor. Umduğum ve dilediğim bu felsefenin içselleştirilmesi. Tüm çeşitliliğiyle bir feminizm mümkün. Bu çeşitliliğin içerdiği siyasi güçleri bölmemeliyiz.”
 
Hep beraber bir aradayız

Güney Amerika ülkesi Şili’den mesaj gönderen Maria Basura, 2016 yılında başlatılan Fuck the Fascism projesinin iki kurucusundan biri. Ülkelerinde karşı karşıya oldukları en önemli sorunun eşitsizlik olduğunu dile getiren Basura, “Çünkü burası bir diktatörlük ve çok şiddetli polis ve devlet baskısıyla karşı karşıyayız. Ve şimdi insanlar sokaklara çıkıyor, mücadele etmek, taşlar atmak için. Ülke çapında milyonlarca kadın ve muhalif örgüt harekete geçmiş durumda. İçinde göçmen kız kardeşlerimiz, trans yoldaşlarımız ve bastırılan tüm azınlıkları içeren kesişimsel feministler olmadan sokaklarda 8 milyon insan olmamız mümkün değil. Hep beraber bir aradayız” dedi.
 
Sömürüsüz, şiddetsiz bir sistem için

Yunanistan’da Öğretmenler Sendikası “Aritsotle” İdari Konsey üyesi ve aynı zamanda Atina Belediye Meclis üyesi olan Dina Reppa, tüm dünyada olduğu gibi Yunanistan’da da kadınların pandemi sürecinden dolayı birçok sorunla karşı karşıya kaldığını aktardı. Kadınların, dünyanın her yerinde olduğu gibi Yunanistan’da da kendilerine yönelik politikalara karşı mücadele ettiğini ifade eden Reppa, “Kadını susturmayı hedefleyen bir sisteme karşı hem toplumsal mücadele hem de mahkeme salonlarında adalet mücadelesi veriyoruz. Mesajımız tek ve son derece güçlü. Hepimiz, biz, özgürlük talep eden insanlar, kadınlar ve erkekler, sömürüsüz, şiddetsiz, kadına ve LGBTİ+ bireylerine baskının sona erdiği bir sistem yaratmalıyız” diye belirtti. 
 
Çok işimiz var

Morning Star Kadın Çalışmaları editörü Bethany Reilley, pandemi ile birlikte İngiltere’de de kadın haklarına yönelik saldırıların arttığını, her 3 günde bir, bir kadının eski eşi veya arkadaşı tarafından öldürüldüğünü, çocukların ve kadınların istismarcılarla evlere kapanmak zorunda kaldığını aktardı. İngiltere’de ivedilikle ele alınması gereken konunun tecavüz suçlarına karşı var olan cezasızlık politikalarıyla mücadele olduğunu kaydeden Reilley, “2019 ve 2020’de 55 binden fazla kişi tecavüze uğradı, ancak bunun yalnızca 2 bini kovuşturuldu ve bu 2 bin kovuşturmanın yalnızca bin 500’ünde hapis cezası çıktı. Mahkûmiyet sayısı o kadar düşük ki, kadınlar artık bu ülkede tecavüzün suç olmaktan çıkarıldığı görüşünde.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin Reilley, şu mesajı verdi: “Bugün bize uluslararası kız kardeşliğin neler başarabileceğini anımsatsın ama daha ne kadar çok işimiz olduğunu da aklımızdan çıkarmayalım. Ve bu yıl, insan haklarını ve kadın haklarını pandemi bahanesiyle askıya alan dünyanın dört bir yanındaki hükümetlere karşı mücadelemizi yükseltmeye adayalım. Uluslararası kadınlar günümüz kutlu olsun.”
 
Garê direnişi ruhuyla

Tevgera Azadî Silêmanî Bürosu Eşbaşkanı Şehên Mihemed, 8 Mart hazırlıklarının sürdüğünü belirterek, sadece 8 Mart’ta değil, kadınlar için her günün mücadele ve direniş günü olduğunu söyledi. Bu yıl “Özgür kadını, özgür toplumu savunma zamanı” sloganıyla alanlarda olacaklarını dile getiren Mihemed, “Güney Kürdistan’daki bütün kadınlara çağrımız bu eyleme ve etkinliklerimize Garê direnişi ruhuyla katılmalarıdır. Dünya Kadınlar Günü tüm kadınlara kutlu olsun” ifadelerini kullandı. 
 
Eminiz, başaracağız

İrlanda’da medya endüstrisinde bir araya gelmiş, cinsiyet eşitliği ve çeşitliliği için çalışan kadınlardan oluşan bir kolektif olan  ‘Why Not Her’ adlı kolektif oluşumun üyesi Linda Coogan Byrne, “Galce’de bir söz var, ‘Ni Saoirse go Saoirse na mBan’, kadın özgürlüğü olmadan özgürlüğün elde edilemeyeceği anlamına gelir. Hepimiz bunun için çalışıyoruz, birlikte çalışıyoruz, çünkü ancak birlikte çalışarak başarabiliriz. Uzun bir yol kat ettik ve başaracağımızdan eminiz, çünkü bu kadar çok kolektifin güçlerini birleştirdiği ve daha iyisi için çalıştığı bir durum daha önce olmamıştı” diye belirtti. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.