Cenazeler 6 yıldır ailelerine verilmedi

Halide Kaya

Halide Kaya

  • Kilyos’ta kaldırıma gömülen 282 cenazeden çoğu 6 yıl geçmesine rağmen ailelere teslim edilmedi. Cenazesi dört yıl sonra verilen Leyla Kaya’nın ailesi, kendilerine yaşatılan işkenceyi unutmayacaklarını söyledi. 

Bedlîs merkeze bağlı Oleka Jor (Yukarı Ölek) köyünde bulunan Xerzan (Garzan) Mezarlığında 8-19 Aralık 2017’de HPG’lilere ait 282 cenaze mezarlardan çıkarılarak, İstanbul’da bulunan Kilyos Mezarlığında kaldırımın altına gömüldü. Aradan geçen 6 yıla rağmen ailelerine teslim edilen cenaze sayısının 20-30 arasında olduğu tahmin ediliyor, ancak bu konuda net bir bilgi bulunmuyor. Cenazelerin verilmemesine ise “DNA örneği” gerekçe gösteriliyor. 

Bedlîs’in Xizan (Hizan) ilçesinde 22 Şubat 2017’de çıkan bir çatışmada şehit düşen Leyla Kaya’nın cenazesi de Xerzan Mezarlığında bulunurken söz konusu tarihte mezarlıktan çıkarılarak, Kilyos’ta kaldırıma gömüldü. Ailesi, dört yıllık mücadelenin ardından Kaya’nın cenazesini teslim alabildi. Cenazelerinin kendilerinden habersiz bir şekilde çıkarıldığını basın yoluyla öğrenen Kaya Ailesi, DNA eşleşmesi sonucunda 9 Şubat 2021’de cenazelerini İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) teslim aldı. 

Devlet baskılarının en yoğun olduğu 1990’lı yıllarda koruculuk dayatmalarını reddeden Kaya Ailesi, 1994’te Muş’un Gimgim (Varto) ilçesi Mamahik (Yurttutan) köyünden Kocaeli’nin Gebze ilçesine göç etti. Kaya’nın annesi Halide Kaya, kızının devlet baskılarının askerlerin ev baskınlarıyla sürdüğü bir ortamda büyüdüğünü anlattı. Her baskında aile bireylerinin işkenceye uğradığını, eşine de koruculuk dayatıldığını dile getiren anne Kaya, bu nedenle göç etmek zorunda kaldıklarını söyledi. Kaya, “Her hafta köyde birisine zorla nöbet tutturuyorlar. Eşime sıra geldiğinde kabul etmedi. Kabul etmediği için eşimi soydular ve çırılçıplak bir şekilde arabanın üstüne bağlayıp karakola götürdüler. Bunu kabul etmediği için ‘terörist’ dediler. Eşim o esnada ‘Ben terörist değilim. Benim çocuklarım var, aileme bakıyorum’ diye karşılık verdi. Sonra eşimi alıp cezaevine götürüp 7 ay boyunca işkence yaptılar. Bir ay boyunca eşime soğuk su ve elektrikle işkence yapmışlar. Bayılana kadar bu işkenceyi sürdürüyorlarmış. Eşim işkencede aldığı darbeler sonucunda erken yaşta yaşamını yitirdi” dedi.

Evleri de yakıldı

Eşinin tutuklanmasının ardından 10 çocuğuyla birlikte tek başına kaldığını belirten Kaya, bulundukları evin askerler tarafından yakıldığını ve evsiz kaldıklarını da ifade etti. Kızının tanık olduğu baskı ve işkencelere karşı öfkeli olduğunu dile getiren Kaya, “Hem okuyor hem işe gidiyordu. ‘Bu işkenceyi hiçbir zaman unutmayacağım’ diyerek, evi terk edip gitti” diye konuştu.

Leyla Kaya’nın ağabeyi Turan Kaya ise dört yıl boyunca verdikleri mücadele sonucunda cenazelerini alabildiklerini belirterek, “Kardeşimin cenazesinin üstüne sadece taşlar koyulmuştu, üzerine toprak bile atılmamıştı. Kardeşimin cenazesini defnetmeye götürürken, her yerde bir çevirmeye takılıyorduk. Köyde, defin işlemi sırasında belli bir sayı koymuşlardı, bu yüzden kardeşimin cenazesine kimse katılamadı. Bu devletin bir psikolojik baskısıydı” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.