Efrîn'de ne işiniz var?
- Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bizim işimiz yok Suriye’de. Suriye'nin içişlerine karışmayız" sözlerine işaret eden DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, "Peki işiniz yoksa ve içişlerine karışmıyorsanız Efrîn’de ne işiniz var; neden kaymakam atadınız, neden PTT açtınız ve ÖSO güçlerine maaş ödüyorsunuz?" diye sordu.
Hatimoğulları, partisinin haftalık Grup Toplantısı'nda güncel gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye'nin paramiliter gruplarla kurduğu ilişkiye değinen Hatimoğulları, Kayseri’de bir çocuğa yönelik cinsel saldırı iddiası sonrası Türkiye’nin pek çok yerinde Suriyeli yurttaşlara yönelik saldırılar yaşandığını kaydetti. Hatimoğulları, "Kayseri’de bir pogram denemesi yapılmasını asla kabul etmiyoruz" dedi.
Hatimoğulları, şunları söyledi: "Diyor ki bizim işimiz yok Suriye’de. Suriye'nin içişlerine karışmayız, diyor. Dostum Esad birden Esed oluverdi, şimdi de bir daha dostum Esad politikasına dönmek istiyorlar. Görüşme için yıllardır çaba içindeler. Bu yeni bir tutum değil. Peki işiniz yoksa ve içişlerine karışmıyorsanız, Efrîn’de ne işiniz var, neden kaymakam atadınız, neden Türkiye'ye bağlı üniversitelerin Antep üniversitesinin şubesini açtınız, neden PTT açtınız ve ÖSO güçlerine Türkiye’nin parası ile maaş ödüyorsunuz? Bu iş işlerine karışmak değilse nedir? Burada bir kez daha tekrarlıyoruz; Türkiye resmi olarak Suriye ile görüşmelidir. Esad ile de görüşmelidir ama bu görüşmeler gerçekleşeceği zaman oradaki Kürt halkının iradesi ile de görüşmelidir. Orada Qamişlo ile de görüşmelidir. Her kesimle mutlak görüşmelidir. Biz şunu çok iyi biliyoruz ki; Kürt sorununu çözmemiş olan bir Türkiye'nin, dış siyasette başarıya imza atma ihtimali yoktur. Şu uyarıyı bir kez daha yapıyoruz; Türkiye’de şu an Dışişleri Bakanlığı diyalog ve diplomasi çalışması yürütmek yerine, MİT faaliyetleri yürütüyor. İstihbari faaliyettir, dış siyaset istihbari faaliyetlerle yürütülemez. Bu konuyla ilgili son sözüm şudur; Şam ile anlaşmanın sahici yolu, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözmektir. Sahici yolu Qamişlo ve Kobanî'den geçer."
* * *
MSD Arap halkını selamladı
Demokratik Suriye Meclisi (MSD), Suriye halkının "zulme, baskıya ve ırkçılığa karşı" duruşu ve serhildan ruhunu selamlayarak, "Suriye toprakları, tüm Suriyelilere ait. Tek yol ulusal diyalogdur. Tüm Suriyelileri, ulusal bir kongreye çağırıyoruz” diye seslendi.
Demokratik Suriye Meclisi (MSD), işgalci Türk devleti ve Şam arasındaki görüşmelere ve işgal altındaki bölgelerde yaşanan olaylara ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı. Suriye halkının "zulme, baskıya ve ırkçılığa karşı" duruşu ve serhildan ruhunun selamlandığı açıklamada, "Suriyelilerin meşru talepleri ve hedefleri mücadelemizin ve siyasi çalışmalarımızın pusulasıdır” vurgusu yapıldı. Türk devletinin Suriye halkının, umutlarını, taleplerini ve hedeflerini kendi çıkarları doğrultusunda kullandığı, bazı Suriyelileri de yakacak gibi kullanarak Şam hükümeti ile yeniden ilişkilenmeye çalıştığı belirtilen açıklamada, “Tüm bunlar Suriyelilerin kurtuluşunun birlik, dayanışma ve çelişkileri ortadan kaldırmadan geçtiğini gösteriyor” denildi.
Ulusal bir kongre ihtiyacı
Türkiye'deki Suriyeli mültecilere yönelik ırkçı politikalara ve işgal altındaki bölgelerde yaşananlara dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Son dönemde yaşanan olaylar, sadece Suriyelilerin birbirine destek olabileceği ve birbirini koruyabileceğinin bir göstergesidir. Bu zorlu süreçte tüm Suriyelilerin güvenliği ve huzuru için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Biat etme kanunlarını kırmaya ve özerkliği sağlamaya çalışan her siyasi hareketi kucaklıyoruz, çünkü Suriye toprakları, tüm Suriyelilere ait. Acılarımızı aşmanın esas ve tek yolu ulusal diyalogdur. Bu aynı zamanda Suriye halkının görüşünü uluslararası alanda çözüm projesinin temeli olarak kabul ettirmenin de yoludur. Suriye siyasi güçlerini halkımızın ve ülkemizin geleceği sorumluluğunu üstlenmeye yanı sıra siyasi güçler başta olmak üzere tüm Suriyelileri, Suriye'nin kurtuluşuna temel olan ulusal bir kongreye çağırıyoruz.”
* * *
Irkçı saldırılar için acil çağrı
DEM Parti, Suriyelilere karşı gerçekleştirilen ırkçı saldırılara karşı Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nu acil toplantıya çağırdı.
Rîha Milletvekilli Dilan Kunt, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu (İHİK) Göç ve Uyum Alt Komisyonu'na başvurarak, alt komisyonların acil toplanarak olay yerinde incelemede bulunmasını istedi. Yaşananların özetlendiği başvuruda, "Kayseri'de yaşanan saldırılar, taciz ve istismar vakasından kaynaklı tepkinin çok ötesine geçmiş; uzun yıllardır çeşitli manipülasyon, provokasyon ve yayılan nefret söylemlerinin sonucu olarak Suriyeli sığınmacılara dönük pogrom noktasına evirilmiştir. Kayseri'deki saldırının bilançosu ve boyutları, gelinen noktada Türkiye geneli önü alınamaz olaylara ve can kayıplarına dönüşme riski ve potansiyeli taşımaktadır. Kayseri'deki saldırılar sırasında güvenlik birimlerinin, siyasetçilerin ve politik aktörlerin bu saldırıları durdurmak ve önlemek yerine, yaşanan olaylara etkin müdahale etmediği anlaşılmıştır" denildi.
Türkiye yüzünden 3 milyon insan geldi
Türkiye'nin sebep olduğu Suriye'deki çatışmalar sonucu 3 milyon 57 bin 762 göçmenin Türkiye'ye geldiği belirtilen başvuruda, "Bugün gelinen noktada meydana gelen yakma, yıkma, saldırıların sona ermesi ve halkın itidale çağrılması için başta Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Komisyonu olmak üzere tüm karar alma aktörlerine ve devlete sorumluluk düşmektedir" diye kaydedildi. Başvuruda, bu nedenlerden ötürü İHİK’in alt komisyonunun acil olarak toplanması istendi.