Çürümeye susuyor, bedene karışıyor

Kadın Haberleri —

Diyanet

Diyanet

  • Türkiye’de yaşanan sosyal çürümeye karşı Diyanet’in sesizliğine dikkat çeken DBİ üyesi Diba Keskin: “Diyanet’in bu hutbelerle asıl amacı ülkede yaşanan bu yoksulluk, açlık ve zulmün görülmemesini sağlamaktır.”

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından camilerde okutulan hutbeler üzerinden kadınların kazanılmış haklarının hedef alınmasına tepki gösteren Demokratik Birlik İnisiyatifi üyesi Diba Keskin MA’ya değerlendirmelerde bulundu. Diba Keskin yaptığı değerlendirmede, “Ülkede açlık ve hırsızlık var ama Diyanet bunu hiç konuşmuyor, kadınlar katlediliyor bir tepki yok. Kadın nasıl istiyorsa öyle giyinir. Bu onun yaşamıdır. Kimse bedenine ve nasıl yaşaması gerektiğine müdahale edemez” dedi. 

Katliama ve hırsızlığa tepki yok

Devlet için askeri güç kadar Diyanet’in de önemli bir yer teşkil ettiğini belirten Diba Keskin, “Türkiye’de 90 bin cami var. Her camiye 10 kişi gidiyorsa bu bir milyon insana tekabül ediyor. Türkiye ve Kürdistan’da Cuma Namazı’na gidenlere verilen vaazlarda ‘kolunu, göğsünü açan kadınlar imansızdır’ deniliyor. Bunu da peygamberlere ve dini kitaplara dayandırarak belirtiyorlar.  Bu ülkede açlık ve hırsızlık var ama Diyanet bunu hiç konuşmuyor. Bunun en büyük etkisinde kalanlar da kadınlar oluyor. Ayda neredeyse 30 veya 40 kadın, erkek eliyle katlediliyor. Kadın katliamlarının birçok nedeni ise ‘namus’ algısı olarak gösteriliyor ama buna yönelik bir tepki yok” diye belirtti. 

Türkiye toplumsal çürümede

Diba Keskin, Türkiye’de yaşanan sosyal çürümeye dikkat çekerek, “Bir çürüme yaşanıyor. Türkiye, toplumsal çürümede Avrupa devletleri arasında birinci, dünyada ise ilk üç devlet içerisinde yer alıyor. Diyanet, bu çürümeyi, ülkede yaşanan hukuksuzluğu, haramı ve yanlışı görmüyor ama her kötülüğü kadın bedeni üzerinden tanımlayarak, kadının saçlarını açtığını hutbe olarak okutuyor. Tüm çürümüşlüğü bir kenara bırakıp toplumun tüm kötülüklerini, 360 bin imam, vaiz ve camiye gelen milyonlara kadın bedeni üzerinden yorumlamak, kadınların nasıl bir baskı ve tehdit altında olduğunu gösteriyor. Diyanet aslında bu mesajla kadınlara dönük saldırıların devam edeceğini ve haklarının ancak kendileri istediği kadar olacağının mesajını verdi. Kadın nasıl istiyorsa öyle giyinir çünkü bu onun yaşamıdır. Kimse kadının bedenine ve nasıl yaşaması gerektiğine müdahale edemez” ifadelerini kullandı.

Dinde zorlama yoktur

Toplumun yaşadığı diğer sorunların altını çizen Diba Keskin şöyle devam etti: “Toplumda yoksulluk ve açlık krizi tüm toplum gibi Diyaneti de ilgilendirir. Bu açlık, cehalet, yoksulluk, zulüm Diyanet’in umurunda değil ama gençlerin kolunun açık olması ‘hayasızlık’ olarak görülüyor. Diyanet’in bu hutbelerle asıl amacı ülkede yaşanan bu yoksulluk, açlık ve zulmün görülmemesini sağlamaktır. Sen bunu görmeyeceksin ama kalkıp başını açan bir kadını hutbeye taşıyacaksın. İşte bu durum ülkedeki çürümenin en temel taşıyıcısıdır. Berrin Sönmez, ‘Sizler ilerde bu ülkeyi İran rejimine benzetmeye çalışıyorsunuz. Ben bu durumun olmasından korkuyorum ve şimdiden buna ses çıkarıyorum’ diyerek başörtüsünü çıkardı. O korku benim içimde de var. Ben inancım için başörtü taktım. Dinde, inançta zorlama yoktur.” WAN 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.