Çürümüş inşaat sektöründen kâr etmek

Forum Haberleri —

6 Şubat 2023 Depremi / Hatay

6 Şubat 2023 Depremi / Hatay

  • İskenderun'daki yıkım örnekleri, Türkiye'nin inşaat sektörünün merkezindeki çürümenin izini sürüyor.
  • Erdoğan kampanya gezilerinde Türkiye'nin yeni hastaneleriyle övünürken, devletin onlarca yıldır devasa geri ödeme planlarına kilitlenmiş olduğu gerçeğini asla dillendirmiyor. 

Hannah Lucinda Smith/Çeviri: Serap Güneş

Aysel Kaya'nın ailesi yıllardır evlerinin bir depremde yıkılabileceğinden endişe ediyordu. Evleri Türkiye'deki pek çok ev gibi kaçak inşa edilmiş ve kötü durumdaydı, bu yüzden sonunda satıp yeni bir ev aldılar. Bu ev, 6 Şubat'ta Türkiye'nin güneyini yerle bir eden 7,8 büyüklüğündeki depremden ve büyük artçı şoklardan kurtuldu, ancak 68 yaşındaki Kaya kurtulamadı. Önceki akşam sırtından tedavi olmak için yattığı hastanede kaldığı koğuşun çökmesi sonucu hayatını kaybetti.

Depremden en çok etkilenen yerlerden biri olan liman kenti İskenderun'daki SSK hastanesinde, Kaya ile birlikte 70'ten fazla hasta ve sağlık personeli hayatını kaybetti. Torunu Alican Kenar, iki saat sonra olay yerine ulaştığında binanın katlarının çökmüş olduğunu gördü. Devlet kurtarma ekipleri ertesi güne kadar olay yerine ulaşamadı. Kaya'nın cesedi dört gün sonra bodrumdan çıkarıldı.

İnşaat sektörü çürüyor

İskenderun'daki yıkım örnekleri, Türkiye'nin inşaat sektörünün merkezindeki çürümenin izini sürüyor. Doğu Anadolu Fayı üzerinde yer alan Antakya'da tarihi ya da modern hemen her bina ağır hasar görmüş ya da yıkılmış durumda. Ancak İskenderun'da eski binalar hala ayakta dururken yenileri çökmüş durumda. Hastanenin yanında, on iki katlı modern bir apartman bloğunun duvarlarında derin çatlaklar oluşurken, her iki taraftaki eski az katlı binalar zarar görmemiş gibi görünüyor. Kenar, enkazın hasta kayıtları ve terk edilmiş baretlerle dolu olduğu hastane kalıntıları arasında bir beton ve inşaat demiri parçasını işaret ediyor. Metal ince ve pürüzsüz, betonun tutunmasına yardımcı olacak oluklardan yoksun. Beton kireçli ve çakıl taşlarıyla dolu.

1968'de açılan hastane 2012'de yapılan depreme dayanıklılık testinde başarısız olmuştu. Yasalara göre yerel belediyenin hastaneyi standartlara uygun hale getirmek için iyileştirme çalışmaları yapması gerekiyordu, ancak onarımlar hiçbir zaman yapılmadı. O dönemde İskenderun, muhalefetteki CHP tarafından kontrol edilen Hatay belediyesinin bir parçasıydı. Seçim sınırları 2014 yılında yeniden çizildi ve İskenderun kendi başına bir belediye oldu. O tarihten bu yana da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AKP'si tarafından kontrol ediliyor.

Afet riski bölgelerine yapılaşma izni

Erdoğan'ın başbakan olduğu 2013 yılında hükümet, riskli gördüğü alanlara el koymasına olanak tanıyan 6306 sayılı "Afet Yasası"nı çıkardı. İskenderun, faya yakınlığı nedeniyle afet risk bölgesi olarak sınıflandırıldı, yani buradaki binaların daha katı kurallara tabi tutulması gerekiyordu. Şubat 2022'de İskenderun'un deprem bölgelerinin sınırları Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yeniden çizildi. Bölgenin orijinal sınırları içinde yer alan çöken hastane artık bu sınırların dışında kalmıştı.

Kentsel dönüşüm alanında çalışan araştırmacı Murat Güney, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde yer alan İstanbul'da arazilerin nasıl imara açıldığını ve gasp edildiğini inceledi ve kararların kamu güvenliğine değil, kâra dayalı olduğu sonucuna vardı. Şehrin 1999 İzmit depreminde ağır hasar gören yoksul bölgeleri imar planlarının dışında bırakılırken, İstanbul'un kaya üzerine kurulu ve Boğaz manzarasına sahip daha eski, hasarsız bölgelerine el konuldu ve "kentsel dönüşüm" projeleri için yandaş müteahhitlere verildi.

"Elbette o bölgelerde de deprem riski var. Ancak öncelik onlar değil," diyor Güney.

"Hükümet afet yasasını, arsa değerinin yüksek olduğu yerlerde kentsel dönüşümde kendi şartlarını dayatmak için bir araç olarak kullanıyor. Deprem riskinin aslında çok yüksek olduğu ancak arsa değerinin düşük olduğu diğer alanlar ise riskli bölge ilan edilmiyor."

İngiliz firmaları için "yüksek değerli bir fırsat"

Bu arada Türkiye, büyük şehirlerdeki 18 mega hastane için milyarlarca dolar harcıyor; bu yatırımlar, özel şirketlerin yollar ve havaalanları gibi kamu varlıklarını inşa ettiği ve bunları belirli bir süre için devlete geri kiraladığı bir finansman modeli olan kamu özel işbirliği (KÖİ) yoluyla finanse ediliyor. İngiltere'de PFI olarak bilinen bu model, 1990'ların sonlarından 2008'deki ekonomik krize kadar popülerdi. Birleşik Krallık hükümeti, konsoloslukları ve Londra Belediyesi aracılığıyla PFI'yi yurtdışında tanıtmaya yöneldi.

İngiltere’nin bu pazarlaması için, on yıl önce KÖİ hastaneleri için ihaleler açan Ankara'dan daha çok ilgi gören başka bir yer yoktu. Türk sağlık bakanlığı yetkilileri Eylül 2014'te İngiltere'yi ziyaret etti ve İngiltere'nin iki KÖİ hastanesi gezdirilerek İngiliz müteahhit ve danışmanlarla tanıtıldı. 22 İngiliz sağlık şirketi de Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından düzenlenen bir geziyle Türkiye'yi ziyaret etti.

Ankara'nın hastane inşa programı; planlama, proje yönetimi, tasarım ve mimari ve "niş inşaat" sözleşmelerinde 1,25 milyar sterlinden fazla kazanma potansiyeli ile, İngiliz işletmeleri için "yüksek değerli bir fırsat" olarak işaretlendi. Depremde yıkılan hastanelerde İngiliz müteahhitlerin çalıştığına dair herhangi bir iddia bulunmamaktadır.

Diğer faydalanıcılar ise Erdoğan'la bağları olan Türk müteahhitler. Bunlar arasında, 18 mega hastaneden beşinin ihalesini kazanan "beşli çete"nin en büyük müteahhitlerinden biri olan Rönesans da bulunuyor. Rönesans aynı zamanda Antakya'da 2013 yılında tamamlanan ve depremde anında çöken 12 katlı lüks bir rezidansın da müteahhidiydi. Rönesans için projeyi inşa eden müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun, depremden günler sonra Karadağ'a kaçmaya çalışırken tutuklandı.

Birleşik Krallık Uluslararası Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada "Dünyanın dört bir yanındaki İngiliz şirketlerine verdiğimiz desteğin bir parçası olarak, Türkiye'de faaliyet gösteren işletmeler zaman zaman Türk inşaat sektöründe ya da bu sektörün bir parçası olarak çalışan ortaklarla bir araya getirilmektedir. Görüşmelerin ticari projelere doğru ilerlediği durumlarda, özel işletmelerin potansiyel ortaklar hakkında kendi durum tespitlerini yapmaları gerekir."

Bu bir ulusun çöküşüdür

Erdoğan kampanya gezilerinde Türkiye'nin yeni hastaneleriyle övünürken, devletin onlarca yıldır devasa geri ödeme planlarına kilitlenmiş olduğu gerçeğini asla dillendirmiyor. Seçimlerin 14 Mayıs'ta yapılması planlanıyor, ancak ertelenmesi yönünde çağrılar da var.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü Türkiye Temsilcisi Oya Özarslan, hükümetin KÖİ hastaneleri için yaptığı ödemelerin "devletin sağlık bütçesindeki kara delikler" olarak görüldüğünü söyledi. Türk Tabipler Birliği, 2022 yılında KÖİ geri ödemelerinin koruyucu sağlık bütçesinin yüzde 23'üne denk geldiğini hesapladı.

"AKP iktidarının son 20 yılında inşaat sektörünün ekonominin itici gücü olduğu çok iyi biliniyor. İnşaat, dünya çapında en çok yolsuzluk yapılan sektörlerden biri olarak bilinirken, Türkiye'de büyük devlet ihaleleriyle gelişti" dedi.

Savcılık, İskenderun hastanesinin çöküşünden kimin sorumlu olabileceğini araştırmak için bir kamu davası açtı, ancak Kenar, ailesinin büyükannesinin ölümü için adalete ulaşma ihtimalinin düşük olduğunu biliyor. Erdoğan'a karşı 2016'daki darbe girişiminden bu yana hakim ve savcıların üçte biri tasfiye edildi ve yerlerine başka devlet kurumlarını soruşturması muhtemel olmayan yandaşlar atandı.

"Sistemlerini ve iş yapma biçimlerini iyileştirmelerini bekliyorum. Ancak bunun gerçekleşeceğinden de şüpheliyim" diyor Kenar, "Bu bir ulusun çöküşüdür."

*İngiliz firmaları Türkiye'nin çürümüş inşaat sektöründen nasıl kârlı çıktı? başlıklı yazıdan alınmıştır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.