Devlet terörü yakasından düşmüyor

Yurt Dışı Haberleri —

Mehmet Çakas

Mehmet Çakas

  • Türk devletinin ölüm tehdidi ve baskılarından dolayı Kurdistan’dan çıkmak zorunda bırakılan sivil haklar aktivisti ve siyasetçi Mehmet Çakas, Alman devletinin 129b garabeti ile karşı karşıya kaldı. 
  • İltica başvurusunun Almanya tarafından reddedilmesi ile bu ülkeyi terk ederek İtalya’da siyasi sığınma başvurusu yapan Çakas, Alman devletinin isteği ile Mart 2023’te Almanya’ya iade edilerek hapse atıldı.
  •  Yazılı savunmasında Kürt halk gerçeği ile kendisininkinin aynı olduğunu ifade eden Mehmet Çakas, kendisine yöneltilen terör suçlamasına “40 yıldır devlet terörünün mağduruyum” diyerek cevap verdi.      

 

REWŞAN DENİZ/FRANKFURT

Alman Ceza Kanunu’nun 129/b maddesinden yargılanan Mehmet Çakas, Kürt halkının bitmeyen çilesi ile kendi durumunun aynı olduğunu söyledi. Çakas, “40 yıldır devlet terörünün mağduruyum” dedi. Babası Türk devlet güçleri tarafından katledilen, “senin sonun da baban gibi olacak” denilerek tehdit edildiği için Kurdistan’dan çıkmak zorunda kalan Çakas, Alman devletinin kendisine yamamaya çalıştığı terör suçlamasının onur kırıcı ve aşağılayıcı oluğuna dikkat çekerek “Bu suçlamayı kesinlikle reddediyorum” dedi. Kürt halkına ve onun bir ferdi olarak kendisine siyasi ve toplumsal aktivitelerinden dolayı Alman devletinin yönelimlerinin de kabul edilemez olduğunu söyledi.  
Almanya'da sığınma başvurusu reddedildiği için İtalya'ya giden Mehmet Çakas, Almanya'nın talebiyle Aralık 2022'de tutuklanarak, Mart 2023’te iade edildi. Hannover Cezaevi'nde tutulan Çakas hakkında Almanya’da bulunduğu dönemde Bremen-Hannover bölgesindeki siyasi faaliyetleri gerekçe gösterilerek dava açıldı. Alman Ceza Kanunu'nun 129b maddesinde yargılanan Çakas'ın ilk duruşması Celle Eyalet Yüksek Mahkemesi'nde 4 Eylül'de görüldü. 10-11 Ekim tarihlerinde yapılan duruşmada Çakas’ın yazılı savunması, avukatları tarafından mahkemeye sunuldu. “Terörizm” suçlamasıyla yapılan yargılamaya tepki gösteren Çakas, mahkemede sözlü savunma yapmayacağını, sorulara da cevap vermeyeceğini söyledi. 

Halkımın tarihinden bağımsız değil
Tüm dünyada evrensel insan hakları ve hukuk normlarında yasal hak olarak görülen barışçıl gösteri ve  yürüyüş hakkı dahi Mehmet Çakas için suç oldu. Mehmet Çakas, Almanya'da 129b'den yapılan diğer yargılamalarda olduğu gibi siyasi toplantı ve gösteri düzenlemek için yasal faaliyetlerinden suçlanıyor. Savunmasının ilk bölümünde 100 yıllık mazisi ile Lozan Antlaşması ardından Kürtlere dayatılan katliam ve zulüm tarihini, ikinci bölümde ise bu tarihin kendisi ve ailesini nasıl etkilediğini anlatan Çakas savunmasında “Benim yaşadıklarım, halkımın tarihinden bağımsız görülemez. Biz Kürtleri asıl olarak halkımızın yaşadığı zulüm belirlemiştir” ifadesini kullandı. 

Aşağılayıcı ve onur kırıcı
Yazılı savunmasında, savcılığın hakkında isnat ettiği hiç bir durumun suç olmayışına özel vurgu yapan Çakas, her Kürt ferdi gibi siyaset yapma ve kendini ifade etme hakkının Türkiye’de gasp ediliğini, Almanya’nı da kendisine yönelttiği suçlama ile aynı durumu hayata geçirdiğine atıfta bulundu. 2018-2021 yılları arasındaki siyasal faaliyetleri nedeniyle hakkında dava açıldığını kaydeden Çakas, “Bahsi geçen zamanda hiçbir yasadışı iş yapmamış ve tamamen yasaların öngördüğü gibi temel haklar temelinde hareket etmiş biri olduğumu düşünüyorum. Buna rağmen ‘terör’ gibi aşağılayıcı ve onur kırıcı bir suçla itham ediliyorum. Bu suçlamayı kesinlikle reddediyorum” diye belirtti. Türkiye’de Kürtlerin sosyo-politik duruşları ve demokratik faaliyetleri nedeniyle sık sık ‘terörle mücadele’ kisvesi altında yargılandığına işaret eden Çakas, “Burada, Almanya'da benzer bir davayla karşılaşmak beni çok şaşırttı. Bu durum karşısında, 40 yıldır maruz kaldığım inkârın gerçekliğini ortaya koymanın ve açıklamanın gerekli olduğunu düşünüyorum” dedi. 

40 yıldır devlet terörünün mağduruyum
129b suçlamaları ile Kürt halkının yaşadığı trajedinin Almanya’da da görünür hale geldiğini savunmasında detayları ile açıklayan Çakas örneğinde, ‘Almanya demokratik değerleri kişilere ve dış siyaset göre mi uyguluyor’ sorusunu akıllara getirdi. Yaşadıklarının Kürtlere dayatılan inkar ve imha gerçekliğiyle ve devlet terörü ile doğrudan bağlantılı olduğunu kaydeden Çakas, “40 yıldan fazladır bizzat devlet terörünün mağduru olan bir insanım. Bu nedenle siyasi sığınma talebiyle geldiğim, demokratik değerlerine inandığım bir ülkede böylesine ağır bir suçlamayla karşı karşıya kalmam, mensubu olduğum Kürt halkının 100 yıldır yaşadığı trajedinin düzeyini göstermektedir” vurgusunda bulundu. 

Üç maymunları oynuyorsunuz
İddianamede bolca Kürt ve Kurdistan sözcüğü geçse de Kürt ve Kurdistan’a yaşatılan insanlık dışı uygulamalar söz konusu olduğunda “görmedim, duymadım, bilmiyorum” halinin kendisini tekrar ettiğinin altını çizen Çakas; PKK’nin yapısı ve eylemlerine de uzun uzadıya yer verilse de, PKK’nin ortaya çıkışı, Kurdistan’ın bölünmesi, Kürt halkının inkarı ve 100 yıldır uygulanan soykırımın görmezden gelindiğini belirtti. 

TC suçlarını mağdurlara yüklüyor
Hakkında açılan davanın temelinin de Kürt halkının inkarına dayandığını ifade eden Çakas, iddianamenin Lozan Antlaşması’nın 100. yıl dönümü olan 24 Temmuz 2023’de eline geçtiğine işaret ederek, savunmasında 100 yıldır Kürtlere uygulanan kesintisiz soykırım ve katliam politikasına genişçe yer verdi. Asimilasyon ve inkar politikasına direnenlerin de Türk devleti tarafından geçmişten bu yana “gerici, vahşi, haydut, eşkıya, anarşist ve nihayetinde terörist” ilan edildiğini belirten Çakas, “Türk devleti kendi işlediği tüm cinayetlerin sorumluluğunu da direnen, teslim olmayan Kürtlere yüklemiştir. Bu özel ve dönemsel bir yaklaşım da değildir. Aksine Kürt halkına karşı Türk devletinin uyguladığı inkar ve imha siyasetinin manipülasyon yöntemi ile kendi suçunu mağdura mal etme yöntemidir” diye ekledi. 

İmha seferi başlattı!
Kendisinin Almanya’ya geldiği 2015 yılında Türk devletinin Kürtlere karşı büyük bir imha seferi başlattığını hatırlatan Çakas, “Kürt halkı HDP aracılığıyla iradesini demokratik anayasal çözümden ve ortak vatanda barış içinde yaşamaktan yana koymuştu. Türk devleti, Erdoğan liderliğinde cihadist bir tarzda Kürt halkının kökünü kazıma fetvası verdi. Türk devleti İŞİD’i eğitip, donatıp Kürtlere karşı saldırttı. Türk devletinin çökertme adını verdiği politikasının temel amacı, yeni bölge konjonktüründe olası Kürt kazanımları oluşmadan onları ezmek ve Kürtlere ait ne varsa yok etmekti. Büyük ve kapsamlı bir plan ile Kuzey Kürdistan’dan başlatılan cihadist-fetih saldırısı Rojava ve Güney Kürdistan’da devam etti” diyerek, Sur, Cizre, Nusaybin’den Efrîn’e kadar gerçekleştirilen katliamları detaylarıyla anlattı. 

Kürt halkı hep ayaktaydı
“Almanya’da kaldığım süre boyunca ideolojik, politik amaç gözetmeksizin tüm Kürt halkının büyük bir fedakarlıkla bu katliamcı cihadist saldırılara karşı hep ayakta olduğunu gördüm” diyen Çakas son olarak şunları belirtti: “Ancak, bu dönemdeki siyasi faaliyetlerim iddianamenin özünü oluşturduğu ve iddianamedeki suçlamalar hakkında açıklama yapmamaya karar verdiğim için, bu dönemdeki hayatım hakkında bir şey söylemek istemiyorum.”
Çakas’ın duruşmasına 7 Aralık, 7 Ocak ve 10 Ocak tarihlerinde devam edilecek. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.