Kürtlerden Avusturya siyasetine 7 soru
Yurt Dışı Haberleri —
- FEYKOM, 29 Eylül’de yapılacak Avusturya Ulusal Konsey seçimlerine katılacak partilere Kürtlerin önceliklerine yaklaşımlarını sordu. İşte seçime girecek partilerin Kürt halkının sorularına verdiği yanıtlar.
REWŞAN DENİZ
Avusturya'da Ulusal Konsey seçimleri 29 Eylül Pazar günü yapılacak. Avusturya parlamentosunun 1971 yılından bu yana ikinci meclisi olan Ulusal Konsey, toplam 183 üyeden oluşuyor. Avusturya'da federal yasamanın merkezi organı olan Ulusal Konsey, hükümetin oluşumu ve günlük siyaset üzerinde belirleyici bir etkiye sahip. Avusturya Kürt Toplumu Federasyonu (FEYKOM) seçim öncesi partilerin yaklaşımını ölçmek için siyasi partilere 7 soru yöneltti. Bir ay önce sorulan sorulara Avusturya Sosyal Demokrat Partisi (SPÖ), Avusturya Yeşiller Partisi (Die Grünen), Yeni Avusturya ve Liberal Forum (Neos), Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) ve Sol Parti (LINKS) yanıt verirken; muhafazakar Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) dönüş yapmadı.
Abdullah Öcalan’ın durumu
FEYKOM’un Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecritle ilgili sorduğu soruya Sosyal Demokrat Parti (SPÖ) Öcalan'ın tecrit koşullarının tüm siyasi mahkumlarda olduğu gibi uluslararası hukuka uygun olarak düzenlenmesi gerektiğini belirtti. Yeşiller, Nelson Mandela kuralları olarak adlandırılan kuralların uygulanması için mücadele ettiklerini, CPT'nin ziyaretlerini desteklediklerini vurguladı. Liberal Parti (NEOS) ise Öcalan üzerindeki tecritten haberdar olduğunu aynı zamanda bir süre önce 69 Nobel ödüllü şahsiyetin Öcalana özgürlük kampanyası kapsamında imzaladıkları mektuptan ve Öcalanın özgürlüğü için mücadele ettiklerini de bildiğini belirtti. NEOS (Liberal Parti), Türkiye'de yargının siyasi amaçlar için araçsallaştırıldığının farkında olduklarını ve bu konuyu hem Viyana'da hem de Belçika'da gündeme getireceklerini söyledi. Sol Parti (LINKS) hiçbir mahkumun insanlık dışı koşullarda tutulmaması gerektiğini ve bunun için mücadele ettiğini belirtti. Avusturya Komünist Partisi (KPÖ) ise tecridin bir insan hakları ihlali olduğunu ve herkesin buna karşı çıkması gerektiğini, Abdullah Öcalan'ın Türkiye'de barış ve demokratikleşme için önemli bir rol oynayabileceğine inandığını ve bu rolü oynayabilmesi için gerekli koşulların yaratılması gerektiğini kaydetti. Ayrıca KPÖ verdiği yanıtta daha önce CPT'ye gönderdiği bir mektupta Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını talep ettiğini ve Öcalan'ın 25 yıl boyunca İmralı'da işkence gördüğü koşulları eleştirdiğini de aktardı.
Kürt sorununa yaklaşım
FEYKOM’un Kürdistan ve Kürt halkının hakları meselesine nasıl baktıkları sorusuna ise SPÖ, Türkiye ve İran’da insan hakları ihlallerini sert bir şekilde eleştirirken, özellikle HDP’li siyasetçilere verilen cezaların kaldırılması çağrısında bulundu. NEOS ise halkların kendi kaderini tayin hakkını desteklediğini ve barış ile istikrara katkı sağlayacak projeler önerdiğini ifade etti. Yeşiller, Kürtlerin kültürel ve siyasi özerkliğini savunarak, bölgedeki demokratik yapının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı. KPÖ, Türkiye’nin Kürt bölgelerine yönelik askeri müdahalelerini kınarken, Avusturya'nın bu konuda arabulucu olabileceğine işaret etti. LINKS ise Kürtlerin ulusal baskıya karşı mücadelesini destekleyerek, her türlü baskıya karşı durduklarına vurgu yaptı.
Ülkü faşistlere karşı netler
Partiler FEYKOM’un ülkücülerle ilgili sorduğu soruya verdiği yanıtta ise Türkiye kökenli faşist hareketlerin, özellikle Ülkü Ocakları’nın Avusturya’daki varlığına karşı net tutum sergiledi. SPÖ, Ülkü Ocakları'nın sembollerinin yasaklanmasını ve bu tür faşist faaliyetlere karşı yasal önlemlerin alınması gerektiğini ifade etti. NEOS, faşist gruplara karşı sıfır tolerans politikasını benimsediğini ve bu örgütlere verilen her türlü desteğin kesilmesi gerektiğini dile getirdi. Yeşiller ise Ülkü Ocakları’nın feministler ve azınlıklar için ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayarak bu gruplarla mücadelede önleyici çalışmaların önemine dikkat çekti. LINKS, faşist hareketlere karşı antifasist direnişi desteklediğini, sadece yasal önlemlerin yeterli olmayacağını ve sosyal adaletin de bu mücadelenin önemli bir parçası olduğunu aktardı. KPÖ ise Ülkü Ocakları gibi faşist grupların toplumsal bir sorun teşkil ettiğine inandığını belirtti.
Kürt mülteciler
Partilerin Kürt mültecilerin korunması konusundaki görüşlerinin yer aldığı yanıtta ise NEOS, kurallara uygun koruma talebinde bulunan kişilere bu hakkın hızla ve doğru şekilde tanınması gerektiğini belirtti. SPÖ, Avusturya'da yasal olarak bulunan herkesin meşru haklarını savunduğunu ve yurtdışındaki çatışmaların Avusturya'ya taşınmasına karşı çıktığını ifade etti.
LINKS, Kürt mülteciler için koşulsuz koruma gerektiğini ve şiddet veya zulüm riski taşıyan ülkelerden yapılan her türlü sınır dışı işlemine karşı olduğunu aktardı. Yeşiller, insan haklarının müzakere edilemez olduğunu vurgulayarak, Kürt mültecilerin başvurularının adil ve hızlı bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. KPÖ ise, siyasi zulme uğrayan herkesin korunması gerektiğini savunarak Türkiye’ye yapılacak sınır dışı işlemlerine karşı net bir tutum sergilenmesi gerektiğine dikkat çekti.
Kürt organizasyonlarıyla işbirliği
Avusturya’da bulunan Kürt örgütleriyle ortak iş yapma ve birlikte çalışma konusuna nasıl baktıkları yönündeki soruya ise partiler, işbirliğine büyük önem verdiklerini kaydetti. KPÖ, Kürt örgütleriyle uzun yıllara dayanan işbirliğinin altını çizerek bu örgütleri demokratik ve sosyal haklar için mücadelede stratejik ortaklar olarak gördüğünü dile getirdi. Yeşiller ise Kürt topluluğunun ihtiyaç ve taleplerini ciddiye aldıklarını, bu konulara farkındalık yaratmak için çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. NEOS, Kürt organizasyonlarıyla aktif bir diyalog içinde olduklarını ve bu grupların insan hakları ve vatandaşlık haklarına dair taleplerini hem Avusturya’da hem de AB düzeyinde gündeme getirdiklerini belirtti. LINKS ise, "Defend Kurdistan" ittifakının bir parçası olarak Kürtlerle olan bağlarını güçlendirdiklerine işaret etti.