Enternasyonalistler Öcalan nöbetinde

• Özgürlük Nöbeti’ni 10. yıl vesilesiyle 523. haftasında devralan enternasyonalistler, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın paradigmasının önemine işaret ederek, İmralı’daki tecridin bir an önce kaldırılması talebinde bulundu.

BARIŞ BALSEÇER / STRASBOURG

Fransa’nın Strasbourg kentinde Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nin 25 Haziran 2012 tarihinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve üzerindeki tecridin kırılması için başlattığı Özgürlük Nöbeti 10. yılında. Avrupa’daki en uzun eylem kabul edilen nöbet eylemini 523. haftasında enternasyonalistler devam ettiriyor. 

Tecrit bir konseptin sonucu
Özgürlük Nöbeti’ni devralan enternasyonalistlerden Sarah Marcha, Öcalan’ın esareti ve devam eden tecridin uluslararası bir konseptin sonucu olduğunu vurguladı. Jineoloji çalışmalarının bir aktivisti olarak eyleme katılan Marcha “Bunun temel sebebi Öcalan’ın kapitalizme ve neoliberalizme karşı ortaya koyduğu paradigmadan duyulan rahatsızlık” diye konuştu. Türk devletinin Kürdistan’da sürdürdüğü işgal saldırılarının uluslararası destekle sürdüğüne dikkat çeken Marcha, tüm bu savaş konseptinin Öcalan üzerindeki tecritle bağlantılı olduğunu belirtti. Enternasyonalist olarak Kürt halkına ve önderliğine dönük tecrit ve savaş politikalarını kabul etmediklerini ifade eden Marcha, Avrupa kurumlarına görevlerini yerine getirme çağrısı yaptı. 

Öcalan bize yol gösteriyor
Almanya’dan eyleme katılan Rosina da tecridin insanlık suçu olduğunu vurgulayarak, “Bunun hiç kimse tarafından kabul edilmemesi gerekiyor” dedi. Avrupa gençliğinin kapitalizme karşı mücadelede bir çıkış aradığını söyleyen Rosina, “Kürt Özgürlük Hareketi ve onun mimarı Öcalan’ın paradigması bize bu yolu gösteriyor” diyerek, Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için mücadele edeceklerinin altını çizdi.

Dayanışma için buradayım
Fransa’dan eyleme katılan bir diğer enternasyonalist ise Matthias. Kürt halkı ve mücadelesiyle 2013 yılında tanışan 33 yaşındaki Matthias, “Paris katliamının yaşandığı süreçte arkadaşım Clement Meric faşistler tarafından katledildi. O günden beri tüm eylemlerde yer alıyorum” dedi. Fransız hükümetinin Kürt politikasını da eleştiren Matthias, “Ayrımcılığa karşı olduğunu söyleyen Macron sıra Kürtlere gelince onların taleplerine kulak tıkıyor” dedi.