Erdoğan’la pazarlık çok tehlikeli 

• Sosyal Demokratların İsveç'in NATO üyeliği konusunda Erdoğan'a "boyun eğdiğini” söyleyen Kürt Milletvekili Amineh Kakabaveh, “NATO’ya girmek için Erdoğan ile pazarlık yapılarak, şartlarına evet denmesi demokrasi için çok büyük bir tehlikedir” uyarısında bulundu. 

ERKAN GÜLBAHÇE

Türk devleti, NATO üyeliğine karşı İsveç’ten 30 dolayında kişinin iadesini, Rojava ile YPG’ye verilen desteğin kesilmesini ve Türkiye’ye silah ambargosunun sona erdirilmesini istiyor. NATO ve ABD’den sık sık yapılan “Türkiye’nin endişelerini giderin” telkini üzerine İsveç ve Finlandiya’dan heyetlerin bugün Ankara’ya giderek Erdoğan rejimiyle pazarlık masasına oturması bekleniyor. Heyetlerin ziyareti öncesi görüştüğümüz Kürt Milletvekili Amineh Kakabaveh ise İsveç’ten Erdoğan’ın şantajlarına boyun eğmemesini istedi. 

Kakabaveh’in de iadesi isteniyor!

Türkiye’nin İsveç’ten iadesini istediği isimler arasında 

Türk vatandaşı dahi olmayan Doğu Kürdistanlı İsveç Milletvekili Amineh Kakabaveh de var. 

Türk Büyükelçi Emre Kunt’un skandal talebini gazetemize değerlendiren Kakabaveh, “Ben İran Kürdistan’ında doğdum. İsveç vatandaşıyım. Ne Türkiye ne de İran vatandaşıyım. Benim de iademini istediklerine göre gerisini siz düşünün. Bu Erdoğan’ın siyasetini eleştirip, ifşa edenlere ne derece tahammülsüz olduğunu ortaya koyuyor” dedi. Kakabaveh sadece Kürtlerin değil özgürlük isteyen herkesin hedefe konulduğunu belirterek, iadesi istenenler arasında yazar-çevirmen Ragıp Zarakolu’nun da olduğunu hatırlattı. 

Pazarlık kabul edilemez

Kakabaveh, “Türkiye, özgürlük isteyenlerin seslerinin duyulmasını istemiyor. Aksine bu seslerin Türkiye’de, zindanlarda olmasını istiyor” diyerek böylesi bir devletle pazarlık yapılmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Kürt milletvekili, “Halkına baskı uygulayan ırkçı bir devletle pazarlık yürütmek çok tehlikeli. NATO’ya girmek için diktatörlerin siyasete dahil edilmesi ve Erdoğan’ın şartlarına evet denmesi demokrasi için de İsveç için de büyük bir tehlikedir” uyarısında bulundu. 

Şantaja boyun eğiyorlar

Kakabaveh, Erdoğan’ın Avrupa devletlerinin korkularından yararlandığını ifade ederek, “Erdoğan, Avrupa’nın kendisine ihtiyacı olduğunu biliyor ve bu nedenle de Avrupalı devletler üzerinde baskı oluşturmak istiyor. Avrupalı devletler de Erdoğan’ın hedefini bildikleri halde bu durumu görmezden geliyor ve Erdoğan’a boyun eğiyor” dedi.

Başbakan Andersson söz vermişti

Bu nedenle geçmişte tek oyuyla hükümete gelmesini sağladığı Sosyal Demokratlara desteğini çeken Kakabaveh, bu konuda şunları söyledi: “Bilindiği gibi Sosyal Demokratlara destek verdiğim zaman İsveç Başbakanı Magdalena Andersson, Ortadoğu’da DAİŞ’ten kurtarılıp örnek bir demokratik model olan Rojava’ya destek vermeye ‘evet’ demişti. YPG ve YPJ ile PKK’ye üye olup İsveç’e gelenleri ‘terörist’ olarak görmeyecek ve kabul edeceklerdi. Ben en baştan Türkiye gibi onları ‘terörist’ göreceklerse oyumu vermeyeceğimi söyledim. Ben uyarıda bulundum, hükümetten cevap bekliyorum. Göründüğü gibi oyum önemli. Zaman ne gösterecek ileride bakacağım bu oy ile ne yapabilirim. Ama hiçbir şekilde sessiz kalmayacağım.”

Kürt vekiller birlik olsa baskı artardı

Kakabaveh’e Erdoğan’ın ‘teröristler’ diyerek hedef gösterdiği İsveç Parlamentosu’ndaki diğer Kürt vekillerin neden sessiz kaldıklarını da sorduk. Kürt vekiller arasında farklı siyasal görüşlerden ve partilerden kişiler olduğunu aktaran Kakabaveh, “Kürtler birlik olsalardı durumumuz bu halde olmazdı. Eğer İsveç Parlamentosu’ndaki bütün Kürt vekiller bir olsaydı tüm partilerden devlete bir baskı oluşurdu” tespitinde bulundu.

Erdoğan yandaşları tehdit ediyor

Milletvekili Kakabaveh tüm engel ve tehditlere rağmen sözünü sakınmadan söylemekte kararlı. “Tehdit alıyor musunuz” sorumuza “Evet” yanıtını veren Kakabaveh, “Erdoğan taraftarları, faşistler, islamcılar ve DAİŞ’çiler açık açık beni sosyal medya hesaplarım ve mail üzerinden sürekli tehdit ediyorlar” dedi.

Her yerde mücadeleye devam

Bir sonraki dönem için parlamento listesinde olmadığını belirten Kakabaveh, “Bir partiye üye değilseniz listeye giremiyorsunuz. Parlamentoda ya da dışarıda nerede olursa olsun insan hakları, kadın hakları ve Kürt halkının hakları için çalışmaya ve mücadeleye devam edeceğim” diye konuştu.