‘Evsizlerin Doktoru’da aday

Dünya Haberleri —

  • “Evsizlerin Doktoru” olarak tanınan, birçok kez sağlık hizmetinde bulunmak için Rojava’ya da giden Prof. Dr. Gerhard Trabert, Federal Parlamento seçimlerinde bağımsız aday.

NİHAL BAYRAM - MAİNZ

Almanya’nın önde gelen sivil toplum kuruluşlarından olan Yoksulluk Karşıtı ve Sağlık Hizmeti Örgütü (Armut und Gesundheit e.V.) Başkanı Prof. Dr. Gerhard Trabert, 26 Eylül’deki seçimlerde milletvekili adayı. Dünyanın birçok ülkesinde mağdurlara, ihtiyaç sahiplerine, felaketzedelere sağlık hizmeti veren Trabert, iç savaş günlerinde Yugoslavya’da, tsunami olduğunda Sri Lanka’da, büyük depremden hemen sonra Haiti’deydi. Nerede bir felaket yaşanmışsa oraya giden Trabert, Afganistan, Pakistan, Angola, Libya, Etiyopya, Endonezya, Kenya, Bangladeş’te de bulundu. Birçok kez Rojava’ya da gitti, sağlık ihtiyaçlarının karşılanması için kampanyalar düzenledi. En son Almanya’da yaşanan sel felaketi mağdurlarının yardımına koştu. Hizmetleri nedeniyle yaşadığı kent Mainz’da Temmuz 2021’de Basın Ödülü alan Trabert’i adaylık sürecinde destekleyen kampanyalar da yürütülüyor.

Gazetemize adaylığıyla ilgili konuşan Dr. Trabert, şimdiye kadar "var olan gerçekliği görmezden geldiği ve kibirli bakış açısı nedeniyle siyasetten uzak kaldığını" belirtirken, korona sürecinde fikrinin değiştiğini söyledi. Siyasetin salgın sürecinin faturasını geliri az olan insanların sırtına yüklediğini kaydeden Trabert, "Siyasi bir değişikliğe ihtiyaç var. Geliri az, mülteci ya da farklı nedenlerden desteğe ihtiyacı olanlar için yeni bir siyasete ihtiyaç var. Hedefim değişime yol açmak" dedi.

Irkçılık ve adaletsizliğe hayır

Dünyanın her yerinde insanların yardımına koşan, özellikle de mülteciler için yürüttüğü çalışmalarla tanınan Trabert, “İnsanların kendi memleketlerinden kaçmalarının çeşitli nedenleri var. Tek açık ve net olan şudur; hiç kimse nedensiz ülkesinden kaçmaz. Kaçışta olan insanlara onurlarını kırmadan yardım etmek gerekiyor. Almanya ve Avrupa'da artarak uygulanan dışlama ve izolasyon politikaları sonlandırılmalıdır” diye konuştu. "Yunan adalarından gelen mülteci kamplarının fotoğrafları utanç vericidir. Oradaki koşullar Almanya ve AB’nin elindedir" diyen Dr. Trabert, şunun altını çizdi: "Irkçılık ve sosyal adaletsizlik madalyanın iki yüzü. Dünyanın neresinde olursa olsun her türlü ırkçılığa ve sosyal adaletsizliğe karşı mücadele etmek gerekiyor."

Salgın, uçurumu derinleştirdi

Yoksul ile zengin arasındaki uçurumun her gün daha da büyüyerek derinleştiğinin altını çizen Prof. Trabert, bu büyümenin salgınla birlikte daha da arttığını söyledi. Bu süreçte mültecilerin durumunun daha az görünür olsa da daha da zorlaştığını kaydeden Prof. Trabert, şu örneği verdi: "Suriye, Bosna, Akdeniz, Yunanistan vs. gibi merkezlerde mülteci kaçış nedenlerine karşı mücadele edilmelidir. Aynı zamanda salgın sürecinde herkes için eşit bakım mümkün olmalıdır ama bunun böyle olmadığı ortaya çıktı.”

Yapacak çok iş var

Almanya’da diğer ülkelerle karşılaştırdığında iyi olsa da yoksulluğun ve sosyal adaletsizliğin arttığını belirten Prof. Trabert, sosyal haklar, mülteciler, sağlık ve sosyal adalet konularının önceliği olacağını söyledi. Trabert, seçildiği taktirde parlamento gündemine ilk taşıyacağı konuları ise şöyle sıraladı:

*  Ev kiralarının ödenebilecek düzeyde tutulması,

*  sosyal evlerin yapımı,

*  asgari ücret ve sosyal devlet yardımlarının (Hartz IV) yükseltilmesi,

*  kadın haklarının güvence altına alınması,

*  yüksek gelirli olanlar için daha yüksek gelir vergisi, mülkiyet vergisi,

*  mülteciliğin nedenlerine karşı mücadele, savaştan kaçan insanların hakkını koruma,

*  sağlık sektöründeki özelleştirmeyi engelleme,

*  tüm evsizlere ücretsiz sağlık sigortası,

* çocuk haklarının anayasada etkileyici korunması.

 

Sağlık Bakanlığı’ndan "yoksulluk ve sağlık" başlıklı bir çalışma grubunun kurulmasını talep edeceğini ifade eden Trabert, yoksullar ve dezavantajlıların daha fazla ve kolay sağlık hizmetinden faydalanabilmesinin yolunun açılması için girişimlerde bulunacağını ekledi.

Suç ortaklığından vazgeçilmeli

Birçok kez Rojava’ya giderek oradaki durumu yerinde gözlemleyen Prof. Trabert, Almanya’nın Türkiye’yle siyasi ve askeri iş birliğine de tepkili. NATO ortağı Türkiye’nin uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Rojava’yı işgal ettiğini kaydeden Trabert, Türkiye’ye silah satışının durdurulması için de mücadele edeceğini vurguladı. Dr. Trabert, "Almanya gün geçtikçe insan hakları ihlallerinde suç ortaklığı yapıyor. Silah sanayisi daha çok kontrol edilmeli. Kriz bölgelerine ve demokratik bir temel düzenin olmadığı ülkelere silah ihracatı durdurulmalı” dedi.

Mutlaka oy kullanıın

Mektupla oy kullanma devam ederken, 26 Eylül’de seçmenlere sandığa giderek oylarını kullanmaya çağıran Trabert, şunları dile getirdi: "Oy kullanmak, söz hakkının olması demektir. Demokrasi, o ülkenin insanları ne kadar siyasi katılım süreçlerinde yer alırsa o kadar güçlü olur. Oy vermemek ise radikal akımlara, özellikle Almanya'daki sağ popülist ve ırkçı partilere dolaysız yoldan destek vermek demektir. Bunu biz demokratlar mutlaka önlemeliyiz" çağrısında bulunuyor.

Direkt oylara ihtiyacı var

Bağımsız aday olarak yarıştığı için direkt oylara ihtiyacı olan Dr. Trabert, "Bağımsız olduğum için bir partinin aday listesinde yer almıyorum. Sadece direkt oylar ile yani ‘erststimme’ ile parlamentoya girebilirim” diyerek, destek çağrısında bulundu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.