Failleri 10 yıldır korunuyor

Selamet Yeşilmen

Selamet Yeşilmen

  • Nisêbîn’de sokağa çıkma yasağı sırasında evinin önünde katledilen Selamet Yeşilmen’in failleri, tüm delillere rağmen 10 yıldır korunuyor.

Kuzey Kürdistan kentlerinde 2015 ile 2016 yılları arasında sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte saldırılar yapıldı. Saldırıların yoğunlaştığı kentlerden biri de Mêrdîn’in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesi oldu. Türk devlet güçleri, yasak sırasında 23 sivil yurttaşı katletti. Bunlardan biri de 15 Kasım 2015’te evinin kapısında katledilen 44 yaşındaki Selamet Yeşilmen'di. Katledilmesinin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen faillerin korunmasına devam edildi.

Özel Harekat Polisleri (ÖHP) tarafından zırhlı araçla açılan ateş sonucu katledilen Selamet Yeşilmen, o sırada 5 aylık hamileydi. Elinde hamur dolu leğeni vardı. Selamet Yeşilmen’in aynı saldırıda kızı Sevcan ile oğlu Fikret de yaralandı. Kızı Sevcan görme yetisinin bir kısmını kaybetti, oğlu Fikret de bir bacağını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldı. Nusaybin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada Selamet Yeşilmen ve diğer isimlerin “örgüt bağı” araştırıldı. Katil polisler için de “usulüne uygun olduğu” savunması geliştirildi. Selamet Yeşilmen’in katledilmesinin ardından olay yerinden toplanan mermilerin, vücudundaki kurşun izlerinin incelemesi yapılmadı, balistik sonuçları alınmadı. Sadece tanık beyanlarına başvuruldu; tüm tanıklar, olayın sokağın girişinde bulunan zırhlı araçtan açılan yaylım ateşi sonucu yaşandığını beyan etti. Buna rağmen Selamet Yeşilmen’in katledilmesine ve çocuklarının yaralanmasına neden olan saldırı, diğer katledilenlerin dosyasında olduğu gibi “faili meçhul” bürosuna sevk edildi.

Aile davadan vazgeçmedi

Devlet tarafından Selamet Yeşilmen’in “terör mağduru” olduğu öne sürülüp ailesine de dava dosyasından vazgeçmeleri için baskı uygulandı. Ailesi, davasında ısrarcı oldu. Ceza dosyası “faili meçhul” bürosuna sevk edilse de ailenin İdare Mahkemesi’nde açtığı davada, İçişleri Bakanlığı yaşam hakkını koruyamadığı için “kusurlu” bulundu ve aileye tazminat ödenmesine hükmedildi. Katledilmesinin 10. yılı geride kalmasına rağmen faillerin korunduğunu belirten eşi Abdurrahim Yeşilmen, MA'ya yaptığı açıklamada, sağ olduğu sürece eşini katledenlerin yargılanması için mücadele etmeye devam edeceğini söyledi. Yeşilmen, “Nasıl olur da bir insanın katledilmesinin davası 11 yılda ortaya çıkarılamaz? Biz adalet istiyoruz. Başka bir talebimiz yok” dedi.

11 yaşından 65 yaşına kadar

Nisêbîn’deki sokağa çıkma yasakları sırasında Selamet Yeşilmen'in yanı sıra katledilen siviller: Ahmet Sönmez (54), Şahin Turan (25), Hasan Dal (45), Musur Aslan (19), Abdulkadir Yılmaz (65), Muhammet Altunkaynak (20), Nurhan Kaplan (45), Şerif Alpar (55), Sedat Güngör (22), Mehmet Emin İnan (55), Cudi Teber (23), Mahsum Akdoğan (19), Fehime Aktı (56), Hakan Doğan (15), Medeni Orak (45), Rohat Karakoç (25), Hasan Korkmaz (60), Mehmet Pitek (40), Heyhat Müjde (43), Saadet Müjde (19), Fehime Kurumaz (11), Dilşa Ak (59) ve Emire Gök (39). MÊRDÎN

 

* * *

 

 

Bombalamada bitmeyen gizlilik

HDP'nin Adana ve Mersin’deki İl binalarına bombalı saldırı dosyası, 10 yıldır gizlilikle yürütülüyor. Tugay Bek, "Fail olarak açıklanan DAİŞ'li Savaş Yıldız’ın MİT’e ilişkin iddiaları ise soruşturulmadı" dedi.

Adana ve Mersin’de 18 Mayıs 2015’te HDP İl binalarına çiçek saksılarına yerleştirilmiş zaman ayarlı, parça tesirli bombalarla eşzamanlı saldırı düzenlendi. Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma, 10 yıldır gizlilik/kısıtlama kararıyla kapalı tutuluyor. Saldırı günü seçim çalışmaları kapsamında HDP Adana İl Örgütü binasında bulunan avukat Tugay Bek, patlamadan yara almadan kurtuldu. Hem mağdur hem de mağdurların avukatlarından Tugay Bek, “Bu soruşturma fiilen durdurulmuş durumda. Gizlilik kararı, gerçeği gizleme aracına dönüştürüldü” dedi.

Dosya incelenmiyor

Soruşturmanın tüm aşamalarını takip eden Bek, 10 yıl boyunca gizlilik kararının kaldırılması için yapılan tüm başvuruların reddedildiğini belirterek, “Delil karartma ihtimali yok. Buna rağmen dosya bize açılmıyor. 10 yıl boyunca bir ceza soruşturmasının bu şekilde kapalı tutulması Türkiye’de bir ilk" dedi. Bek, gizlilik kararının sürdürülmesi, adaletin gerçekleşmesini engelleyen siyasi bir tercih olarak niteledi.

'Fail'in akıbeti belirsiz

Saldırıdan bir gün sonra Emniyet'in 'fail' olarak basına servis ettiği DAİŞ’li Savaş Yıldız'ın 2016'da Suriye’de YPG tarafından yakalandığını ve “Adana ve Mersin saldırılarını MİT’in talimatıyla yaptım” iddiasında bulunduğunu hatırlatan Bek, buna ilişkin herhangi bir soruşturma veya açıklama yapılmadığını söyledi. Bek, Yıldız’ın bugün nerede olduğunun da bilinmediğini belirterek, “Bu bile başlı başına soruşturmanın politik olarak kontrol edildiğini gösteriyor” dedi. Bek, şu soruları yöneltti: "Neden 10 yıldır kısıtlama kararında ısrar ediliyor? Savaş Yıldız’ın beyanları soruşturuldu mu? Uluslararası yakalama kararı çıkarıldı mı? Saldırıların Diyarbakır, Suruç ve Ankara Gar katliamlarıyla bağlantısı incelendi mi?"

Etkin gizleme yöntemi

Dönemin Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in 2015’te yaptığı “MİT–emniyet–jandarmadan özel ekip kuruldu” açıklamasını hatırlatarak, “10 yıldır bu özel ekibin çalışmalarıyla ilgili tek bir bilgi bile paylaşılmadı” diyen Bek, “Bu dosya neredeyse 11. yılına giriyor. Belki de bir ceza soruşturmasında en uzun gizlilik kararı olarak Guinness’e bile girebilir. Hakimler değişiyor ama sonuç değişmiyor. Tamamen siyasi bir talimat var. Etkin soruşturma zorunluluğu yerine, etkin gizleme yöntemi işletiliyor" şeklinde konuştu. ADANA

 

* * *

CHP'den 'gizli tanık' şikayeti

CHP, İBB iddianamesini hazırlayan savcılar hakkında Hakimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) başvurarak şikayette bulundu. Parti, iddianamede gizli tanık beyanlarının kopyalanarak farklı tanıklara aitmiş gibi gösterildiğine dikkat çekti.

Mahkemeye 11 Kasım'da iletilen iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yürütülen soruşturmada görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında 2430 yıla kadar hapis cezası isteniyor. CHP,14 Kasım'da basına ilettiği yazılı bilgi notunda, tanık ifadelerinin kopyalanıp farklı tanıkların beyanı gibi iddianameye yerleştirildiğini ve bunun somut bulgularla kanıtlandığını vurguladı. CHP, buna dayanarak soruşturma dosyasında kullanılan gizli tanık beyanlarının manipüle edildiğinin altını çizdi.

HSK'ya iletilen şikayet dilekçesinde, 19 Mart 2025'te gözaltına alınanlara yöneltilen soruların, "Gizli Tanık Meşe'nin 17 Mart tarihli ifadesi"ne dayandığı, ancak aynı cümlelerin, aynı anlatımların ve aynı kelime sıralarının iddianamede 'Gizli Tanık İlke'nin 18 Kasım 2024 tarihli ifadesi" olarak yer aldığı belirtildi.  CHP, iddianameyi hazırlayan savcılar hakkında adli ve idari soruşturma açılması talebinde bulundu.

CHP bugüne kadar iddianamenin siyasi olduğunu savunuyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 11 Kasım'da iddianameyi "darbecilerin siyasete yönelik muhtırası" olarak değerlendirdi. ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.