Hazar’da köpekleri ölüme terk ediyorlar

Hazar Gölü kıyısına bırakılan yüzlerce köpek ölüme terk edildi. Kendi imkanları ile başıboş bırakılan köpek ve kedilere baktığını belirten Mithat Doğan, "Belediyeye başvurdum dikkate almadılar, hayvansever örgütler ise şov peşinde. Barınaklar da cezaevi mantığı ile işletiliyor“ dedi.

MUSTAFA DOĞAN/ELAZIĞ 

Hazar Gölü kıyıları yaz mevsimiyle birlikte onlarca hayvanın uğrak yeri. Hem başıboş hem de çevre köylülerin bakamadığı hayvanlar getirilip göl kıyısına bırakılıyor. Ancak, yaz mevsiminin bitmesi ve tatilcilerin çekilmesiyle birlikte köpek ve kediler açlıkla savaşıyorlar. Hazar Gölü kıyısındaki Plajköy’de yaşayan ve yılda 3 ay mevsimlik olarak çalışan Mithat Doğan, aldığı parayı da köpek ve kedilere harcıyor. Doğan, hayvanları koruma derneklerine de, belediyeye de sitem ederek, “100'e yakın hayvan açlıktan telef olmak üzere, görevinizi yapın” çağrısında bulunuyor.

Kışın sahipsiz kalıyorlar

Doğan, motosikletiyle her gün 5 kilometrelik alana yayılan hayvanları besliyor. Hasta olan hayvanları da veterinerden aldığı ilaçlarla tedavi etmeye çalışıyor. Yetkililerin duyarsızlığından şikayet eden Doğan şunları belirtti: "Burası yazlık bölge, 'Yazın karınları doyuyor' diye çevre köylerden başı boş köpekler getirilip buraya bırakılıyor. Kısırlaştırma da yok. Kış mevsimi gelince de sahipsiz kalıyorlar. Elazığ Belediyesi'ni arıyorsun 'sınırımızda değil' diyorlar. Özel İdare'yi arıyorsun 'Benim böyle bir çalışmam yok' diyor.”

Tek başına nereye kadar

Kimsenin sahip çıkmadığı ve beslemediği köpek ve kedilerin tamamının aç olduğunu vurgulayan Doğan, "Bir parça ekmek için birbirlerini parçalıyorlar. Üç yerde yavrulayan köpekler var. Yüzden fazla hayvan var burada. Ben mevsimlik olarak 3 ay çalışıyorum. Aldığımı da köpeklere veriyorum.  Ekmek alıyorum. Tavuk fabrikalarında kasası 15 liraya tavuk kırıntısı alıyorum. Yapabildiğim kadar kendi imkanlarımla doyurmaya çalışıyorum. Ama tek başıma nereye kadar yapabilirim ki” diye soruyor.

Hasta ve açlar

Yeterince beslenemeyen ve bakımı yapılmayan hayvanların hasta olduğunu söyleyen Doğan, “Çoğunda uyuz var. Veterinerden yaralara iyi gelen ilaçlar alıyorum. Tek başıma hastalıklarıyla da uğraşıyorum. Ben veteriner değilim. Elimden gelen bu” dedi. Ankara'da bir hayvanları koruma derneğiyle iletişim kurduğunu söyleyen Doğan, “Hayvanların fotoğraflarını attım. 'Belediye ile iletişime geçeriz' dediler. Ancak boş çıktı. Şov peşindeler. Hayvanlar kimsenin umurunda değil. Herkes gösteriş peşinde” diye konuştu. 

“Kaç hayvanının çöplükte telef olduğuna şahit oldum. İnsanlık bitmiş” diyen Doğan, “Bir hayvanın getirisi yoksa yaşama hakkı da yoktur. Bu ülkedeki zihniyet budur. Keçi veya inek para kazandırıyor. Köpeğin getirisi yoktur. Herkes din, iman, merhamet diyor. Ne dini, ne de imanları var bunların” diye konuştu.

Barınaklar cezaevi mantığı

Buradaki hayvanların barınaklara konulmasına karşı olduğunu da ifade eden Doğan, ''Barınakta çalışanların hayvan sevgisi yoksa, tekmeyi de vurur. Buraya fazla masrafa da gerek yok. Açık, geniş bir alan olacak. Bir sürü kurumun yemek artığı var. Bir alanı çevirin, hayvanları özgür bırakın. Birçok yerde hayvan barınağında telef edilen hayvanları duyuyoruz. Çünkü hayvan barınakları cezaevi mantığı ile işliyor. Her canlının yaşama hakkı vardır. En büyük sorun insandır. İnsanlığımızı kaybettiğimiz için o hayvanlar sorun olarak görülüyor. Gebersin mantığı vardır” şeklinde konuştu.