İktidar tüm canlıları yok etmek istiyor!

Dosya Haberleri —

  • AKP'nin "Sokak köpekleri düzenlemesi"ne yönelik tasarıyı gazetemize değerlendiren Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nden Merve Tufan, "Biz bunu öngörerek yıllardır eylemler, meclis görüşmeleriyle tehlikeyi anlatarak güçlü bir hayvan hakları ve ekoloji mücadele ağı örmeye çalışıyoruz. Çünkü iktidarın rant ve talan politikaları hepimizi, tüm canlıları yok etmeye yönelik" dedi.
  • Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nden Ayşem Özleyiş Oğuz da, şöyle konuştu: "Biz bunu öngörerek yıllardır eylemler, meclis görüşmeleri, yüz yüze ve online oturumlar düzenleyerek, tehlikeyi anlatarak güçlü bir hayvan hakları ve ekoloji mücadele ağı örmeye çalışıyoruz. Çünkü iktidarın rant ve talan politikaları hepimizi, tüm canlıları yok etmeye yönelik."
  • İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu üyesi Avukat Melike Özdemir Ballı ise, “Yaşamdan yana olan, bu dünyanın yalnızca insana ait olmadığının bilinciyle hareket eden, hak ve özgürlüklere saygı duyan herkese seslenmek istiyorum. Kendi gibi olmayanları öldürmeyi hak gören zihniyete ve katliam çağrılarına karşı lütfen yaşamı savunun" ifadelerini kullandı.

HAVİN DERYA

AKP iktidarı tarafından devreye konulan ve Türkiye kamuoyunda "sokak köpekleri düzenlemesi" olarak da bilinen tasarıya ilişkin tepkiler her geçen gün artıyor. Köpeklerin toplanma süreci, bakımlarının yapılması, kısırlaştırma, sahiplendirme konusunda teşvik sağlanmasıyla ilgili yol haritası belirlenerek, sahiplenilmeyen hayvanların uyutulması yani toplu hayvan katliamları planlanıyor. AKP yetkilileri, kamuoyunun taleplerini dikkate aldıklarını ve dünya örneklerini incelediklerini belirtse de, sahipsiz köpeklerin uyutulmasını içeren düzenlemelere ilişkin tartışma sürüyor. Tasarı köpeklerin sokaktan toplatılıp 30 gün içinde sahiplendirilmesini, ancak sahiplenen çıkmazsa enjeksiyonla uyutma işlemine tabi tutulmasını öngörüyor. Konuya ilişkin olarak Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nden Ayşem Özleyiş Oğuz ve Merve Tufan’ın yanı sıra İzmir Barosu Hayvan Hakları Komisyonu üyesi Avukat Melike Özdemir Ballı ile konuştuk.

Topluma şiddet sarmalı dayatılıyor

Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi üyesi Merve Tufan, hayvan hakları konusundaki görüşlerini ve yapı olarak yürüttükleri çalışmalara değinerek şunları söyledi: “Biz Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi olarak eşit, adil ve yaşanabilir bir dünya için hayvan haklarını odağa alıp, tüm tahakküm biçimlerine karşı bütünleşik bir mücadeleyi savunarak hak temelli bir yaklaşım sergiliyoruz.”

Tufan, devamında Türkiye’de, yasaların yetersiz ve işlevsiz kaldığını, böylelikle topluma şiddet sarmalının dayatıldığını vurgulayarak hayvanlara yönelik şiddetin münferit değil sistematik olduğunu, bu şiddetin sorumlularının, aynı zamanda o zemini oluşturanlar olduğunu, öte yandan geldikleri noktada cezasızlık politikalarından kaynaklı her güne yeni bir cinayet, işkence, tecavüz haberiyle uyandıklarını belirtti.

 

Merve Tufan(sağdaki)

 

Hayvanlara tecrit ve ölüm sunuluyor

Tufan, şöyle devam etti: “Türkiye hayvanlara yönelik yasal yükümlülüklerini yerine getirmezken; köpekleri usulsüzce toplayıp dağlara, çöplüklere, ölüme terk etmeyi rutin bir iş kalemi gibi görüyor. Yine medya her gün ‘başıboş köpek terörü’ gibi başlıklarla toplumu dezenformasyon haberlerle kutuplaştırırken, siyasiler seçim propagandası olarak kanuna aykırı çağdışı bir vaat olarak tecrit ve ölümü sunuyor.”

Türkiye’yi ve hak anlayışını yüzyıl geriye götüren bu katliam yasasına karşı oluşan toplumsal tepkiyi büyütmek gerektiğini ifade eden Tufan, “Biz bunu öngörerek yıllardır eylemler, meclis görüşmeleri, yüz yüze ve online oturumlar düzenleyerek, tehlikeyi anlatarak güçlü bir hayvan hakları ve ekoloji mücadele ağı örmeye çalışıyoruz. Çünkü iktidarın rant ve talan politikaları hepimizi, tüm canlıları yok etmeye yönelik” şeklinde konuştu.

Kapsamlı bir mücadele şart!

Toplumdaki gelişmeyi sağlayabilmek için konuya bütüncül yaklaşmak gerektiğini ifade eden Merve Tufan, “Çözüm çok yönlülükten geçiyor. Doğa, insan ve hayvanı ayrı görmemekten geçiyor. İnsanlar türcü bir dünyaya doğuyor; aile, okul, medya vb. kurumsal yapıların dikte ettiği insan merkezcilik, bireye kendini diğer türlerden üstün görme, onlara zorbalık uygulama hakkı veriyor. İnsanların çoğu, konu sokakta yaşayan hayvanlara gelince, merhametsiz görünmek istemediği için ‘öldürmesinler ama toplayıp güzel yerlerde baksınlar’ diyor” şeklinde konuşan Tufan, devamında nelerin yapılması gerektiğini şöyle anlattı: “Bunun değişmesi için çok yönlü bir hayvan hakları mücadele ağının örgütlenmesi; bireylere erken yaşlarda hayvan hakları konusunda eğitim verilmesi, toplumun her bir kılcalına ulaşarak ayrımcılık ve şiddet yerine barış ve adaleti yerleştirmek gerekiyor. Toplumda yerleşmiş tabuları ve dilimize pelesenk olmuş söylemleri, gelenek ve görenek adı altında sürdürülen sömürü biçimlerini ancak eşzamanlı ve kapsamlı bir mücadele ile değiştirebiliriz.”