İnsanca yaşam için oy

KESK açıklama

KESK açıklama

  • “Seçim Tutum Belgesi”ni açıklayan KESK, emekçilerin insanca yaşam için oy kullanacağını belirtti. 

Kamu Emekçileri Sendikası (KESK) 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek genel seçimlere dair tutumunu düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. KESK Genel Merkezi’ndeki toplantıda, “Tek adam rejimine hayır!”, “Tercihimizi emekten, eşitlikten, demokrasiden, adaletten, laiklikten, özgürlükten yana kullanıyoruz!” yazılı pankartın açıldı. KESK Eşbaşkanı Mehmet Bozgeyik, seçimlerin yeni yüz yılı belirleyeceğini belirterek, “Toplumu otoriterliğiyle boğan, emekçileri uyguladığı sermaye politikalarıyla yoksullaştıran, yoksunlaştıran, geleceğimizi tek adamın keyfi kararlarına bağlayan bir sistemin sürmesi ya da sona ermesi arasında bir tercih yapacağız. Kamu emekçileri Türkiye’nin bir dönüm noktasında olduğunun farkındadır. Yapacakları tercihle demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü, laik temelde bir cumhuriyetin inşasına katkı yapacaklardır. Yılların mücadele birikimi kamu emekçilerinin tercihlerinde başlıca yol gösterici olacaktır” dedi.

Tek adam sistemine hayır

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin iddia edildiği üzere toplumsal sorunlara hızlı, etkili çözümler getirmediğini vurgulayan Bozgeyik, “Kamu kurumlarının çökmesine, liyakatsizliğin, kayırmacılığın yaygınlaşmasına, hukuksuzluğun derinleşmesine, adaletsizliğe, yoksullaşmaya, ayrımcılığa ve kutuplaşmaya neden olmuştur. Kamu emekçileri bu seçimde öncelikle en kararlı biçimde bu tek adam sistemine ‘hayır’ diyecektir. Kamu emekçileri demokratik bir anayasa ve toplumun her kesimini kapsayan, emekçilerin güçlü biçimde temsil edildiği bir parlamenter sistem için oy verecektir” şeklinde konuştu.

Güvenceli istihdam için

AKP iktidarı dönemi özelleştirme politikalarının hızla hayata geçirildiği, emekçilerinin her katmanı için güvencesizleşmenin derinleştiği bir dönem olduğuna dikkat çeken Bozgeyik, “Taşeron, sözleşmeli, geçici, mevsimlik, kiralık vb. çalışma biçimleri, toplum yararına çalışma gibi eğreti istihdam modelleri vb. yaygınlaşmış, güvencesizlik bir norm halini almıştır. Kamu emekçileri Anayasa'da belirtilen çalışma hakkının korunduğu, insana yakışır iş yaklaşımının gelişeceği ve güvenceli istihdamın yaygınlaşacağı bir Türkiye için oy verecektir” dedi.

Sendikal hak ihlalinde zirve

Sendikal hak ihlallerinin zirveye ulaştığı bir dönem yaşandığını ifade eden Bozgeyik, şunları söyledi: “Kamu emekçileri için gerçek bir toplu iş sözleşmesi ve grev hakkı sağlanmadı. 4688 sayılı yasa yandaş konfederasyonun da desteği alınarak son sözü iktidarın söylediği bir şekilde düzenlendi. Kamu emekçileri ve emeklileri yoksulluğa ve sefalete mahkum edildi. TİS süreci Cumhur İttifakı'nın gölgesindeki sendikaların da desteğiyle başı sonu belli bir oyuna dönüştü. Grev hakkı işçilerde ise keyfi ve sistematik ertelemelerle neredeyse kullanılamaz hale getirildi. Örgütlenme hakkını kullanmak isteyen on binlerce emekçi çalışma hakkından yoksun bırakılarak işten atıldı. Barajlarla ve aylara, yıllara yayılan yetki süreçleriyle örgütlenmeler fiilen sönümlendirildi.”

OHAL ve KHK düzenine son

Bozgeyik, şöyle devam etti: “Kamu emekçileri uğruna mücadele ettikleri grev hakkıyla birlikte gerçek ve özgür niteliğine kavuşacak toplu iş sözleşmesi hakkını kullanmak, insanca geçim ve çalışma koşulları sağlamak için oy verecektir. Giderek otoriterleşen AKP iktidarının son evresi de önce resmi, sonra fiili OHAL rejimi altında geçti. OHAL KHK’ları ile on binlerce kamu emekçisinin, başta çalışma hakkı olmak üzere, temel yurttaşlık hakları hukuksuz biçimde ellerinden alındı. Kamu emekçileri fiili OHAL ve KHK düzenine son verilmesi, KHK’ların yarattıkları tüm hak ihlalleriyle birlikte tasfiye edilmesi, hukuksuzca ihraç edilenlerin işlerine iade edilmesi, hukuk ve adaletin egemen olduğu bir ülke için oy verecektir.

İktidar savaşla ayakta kalıyor

AKP iktidarı başından itibaren bir savaş ve çatışma ortamı yaratarak var olmuştur. Barış talebi cezalandırılırken ırkçı, ayrıştırıcı söylem ve politikalar teşvik edilmiştir. Yol verilen ırkçı linçler, yaşam hakkı elinden alınan gençler, yerleşim alanları yok edilen siviller, sınırlarımız ötesinde sürdürülen yayılmacı operasyonlar, güvenlikçi, militarist ve yayılmacı politikalar için kullanılan devasa bütçeler, toplumu kutuplaştırmış, korkunç insani sonuçlar yaratmış, emekçileri yoksullaştırmıştır. Kayyum politikasıyla halkın seçme ve seçilme haklarını ellerinden alınmış, milletvekilleri tutuklanarak halkın iradesi hiçe sayılmıştır. Kamu emekçileri, kaynaklarımızın güvenlik harcamalarına ve silahlanmaya değil eğitime, sağlığa, temel kamusal hizmetlere ayrılması, onurlu bir barışın sağlanması, diyalog ve müzakereye dayalı çözüm süreçleri için oy verecektir.” ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.