Kadınlar demokratik çözüm arayışında

Kadın Haberleri —

Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Heyeti

Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Heyeti

Avrupa diplomasi turunu tamamlayan Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Heyeti:

  • “Yaptığımız görüşmelerde resmi olarak bize şunu söylüyorlar: ‘Evet, siz haklısınız. Taleplerinizi hükümete veya yetkililere ileteceğiz’ gibi bir yaklaşım oluyor. Bu da o ülkenin hükümetinin dış siyasetiyle alakalı.”
  • “Biz, çözümün bütün yapıların kendi kimliğiyle var olduğu, merkezi olmayan bir yönetimden geçtiğine inanıyoruz. Özellikle kadınlar, bu ittifakı sağlamada çözümün aktörü olabilirler.

ERDOĞAN ZAMUR

Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Heyeti, bir ay boyunca Belçika, Almanya, Fransa ve İsviçre’de sürdürdüğü diplomasi çalışmalarını sonlandırdı. Rojava devriminin kadın odaklı kazanımlarını ve özerk yönetim modelini Avrupalı siyasetçiler, parlamenterler ve kadın örgütleriyle paylaşarak, Suriye’de çok kimlikli, merkezi olmayan bir yönetim için uluslararası destek aradı. Kadın birliğinin demokratik çözümün anahtarı olduğunu vurgulayan heyet, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ)’nin tekçi ve kadın düşmanı politikalarına karşı mücadele çağrısı yaptı. Heyette yer alan Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi Eşbaşkanı Emîne Omer, Suriye Kadın Meclisi Sözcüsü Muna El Yusif ve Süryani Kadınlar Birliği Yöneticisi Jorjêt Bersûm gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

Tavırlarını görmek istiyoruz

Avrupa’da gerçekleştirdikleri ziyaretlerin amacına değinen Emîne Omer, “Amacımız, başta Kuzey ve Doğu Suriye’deki kadınların durumu olmak üzere Suriye’nin içinden geçtiği hassas durumu bütün yönleriyle Avrupa toplumuyla konuşmaktı. Onların bu gelişmeler karşısındaki tavrını öğrenmek istiyoruz. Hem kadınların hem de halkımızın isteklerini ve beklentilerini Avrupa toplumuna taşımak için bu geziyi düzenledik” dedi.

 

 

Yaklaşımlar dış siyasetle alakalı

Emîne Omer, görüşmelerin sonuçlarını değerlendirerek, “Çok çeşitli görüşmeler ve toplantılar yaptık. Böyle olunca da farklı bakış açıları, farklı görüşler ortaya çıktı. Örneğin, siyasetçiler ve devlet yetkilileri ile yaptığımız görüşmelerde resmi olarak bize şunu söylüyorlar: ‘Evet, siz haklısınız, sizi anlıyoruz. Sizin söylediklerinizi iletiriz’ gibi resmi konuşmalar oluyor. Somut bir şey söylemiyorlar, ‘Taleplerinizi hükümete veya yetkililere ileteceğiz’ gibi bir yaklaşım oluyor. Bu da o ülkenin hükümetinin dış siyasetiyle alakalıdır. Ancak genel bakış olumlu” dedi.

Sorunun kaynağını anlattık

Emîne Omer, Avrupa’daki görüşmelerde kadınların daha fazla ilgi gösterdiğini vurgulayarak, şunları söyledi: “Özellikle 5 farklı kimlikte kadının diplomasi çalışması yürütmesi oldukça olumlu karşılandı. Sivil toplum örgütleri ve kadın örgütleriyle yaptığımız görüşmeler daha olumlu ve verimli geçti. Birçok kadın örgütü, feminist yapılarla görüştük. Sadece Avrupalı kadınlarla değil, Filistinli kadınlarla, Süryani kadınlarla, göçmen kadınlarla da bir araya geldik. Kadın örgütlerinin dayanışması daha yüksek. Onlar da biliyorlar ki kadın sorunu hem Kuzey ve Doğu Suriye’de hem de Avrupa’da aynı.”

Emîne Omer, halk toplantılarındaki sahiplenmenin umut verici olduğunu ekledi: “Halk toplantılarında da ciddi moral kazandık.  Halkımızın oradaki yaşamını ve zorlukları merak ediyorlar; bu önemli çünkü halkımızın yönü ülkeye dönük. Kuzey ve Doğu Suriye’de neler yaşandığını onlara anlattık. Suriye sorunu tıkanmış durumda, bir çözümsüzlük yaşanıyor. Biz bu sorunun neden kaynaklandığını muhataplarımıza anlattık.”

 

 

DAİŞ yokmuş gibi davranıyorlar

Rojava’daki kadın devriminin uluslararası alanda tanınırlığına dikkat çeken Emîne Omer, “Görüştüğümüz çoğu kişi Rojava kadın devrimini tanıyor, bu bizi sevindirdi. Kadınların siyasette yer alması, kadın savunma güçleri onları heyecanlandırıyor. Özellikle kadın ordulaşmasının olmasına, kadın savunma güçlerine sahip olunmasına çok seviniyorlar. Ancak, DAİŞ’in bittiği yanılgısına işaret eden Emîne Omer, şunları ekledi: “DAİŞ ile mücadelede Kürt kadınları savaştığında ciddi bir direniş ortaya koyarak bir kahramanlık gerçekleştirdi. O dönem uluslararası toplum için de DAİŞ’in yenilmesi çok önemliydi. Tabii şu anda DAİŞ artık yok diye bakıyorlar. Bu yanlış. Hâlen tehlike devam ediyor. Bunun için kadın örgütlülüğü önemlidir. YPJ duruyor. Kadın gücü olarak kalacak. Toplumu ve kadınları savunmak için varlığını sürdürecek.”

Kadın eksenli çok kimlikli bir Suriye

Kadınların çözümün sağlanmasında aktör olabileceğine vurgu yapan Emîne Omer, “Biz, çözümün bütün yapıların kendi kimliğiyle var olduğu, merkezi olmayan bir yönetimden geçtiğine inanıyoruz. Özellikle kadınlar, bu ittifakı sağlamada çözümün aktörü olabilirler. Konferanslar ve toplantılar yapılıyor. Amaç, bütün farklılıkların ortak paydada buluşmasını sağlamaktır. Biz, kadınların kimliği ne olursa olsun özgürce kendini yaşattığı bir Suriye istiyoruz” dedi.

 

 

Asla kabul etmeyeceğiz

Suriye’de çözümün Rojava modelinde olduğunu ifade eden heyet üyesi Jorjêt Bersûm, özerk yönetimde Süryani kadınların kazanımlarını şöyle anlattı: “Baas rejiminde dışlanıyorduk. Özerk yönetimle kimliğimizi tanıyarak haklarımıza sahip çıktık. Kadınlar askeri, toplumsal ve ekonomik alanlarda var. Bu model, tüm Suriye için ideal.” Süryani bir kadın olarak Özerk yönetim içinde kendi iradelerini yansıtabildiklerini ifade eden Jorjêt Bersûm, “Kendi kimliğimizle bir kadın olarak böyle bir sistem içinde olmaktan oldukça memnunum” dedi.

Hevrîn’in katili hükümette

Heyet Tehrir El Şam (HTŞ)’nin kadınlara yönelik katliamlarına dikkat çeken Bersûm, “Şimdiki yönetimin (Ehmed Şara) içinde yer alanlar kadın düşmanıdır. Kürt siyasetçi Hevrîn Xelef’in katili, ne yazık ki şu an savunma bakanı olarak görevli. Bu, bizim açımızdan kabul edilemez ve tehlikeli bir durum. Suriye’de varlığımızı inşa edeceğiz. Buna karşı olan hükümeti asla kabul etmeyeceğiz. Kadın hakları anayasada olmalı. 14 yıldır Rojava’da bir kadın mücadelesi var. Biz bu mücadelede asla vazgeçmeyeceğiz. Bu görüşümüzü bütün muhataplarımıza da ilettik” diye konuştu.

Demokrasi yok çıkarlar var

Görüştükleri Avrupalı yetkililerin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne bakış açılarını değerlendiren Jorjêt Bersûm, “Görüştüğümüz siyasi partiler, parlamenterler, belediye yöneticileri, kadın kurumları, burada göçmen olarak yaşayan halkımız, herkesin süreci yakından izlediklerine tanık olduk.  Devrimin başından şimdiye kadar kadınların neler yaptığını, nasıl mücadele verdiğini biliyorlar. Biz de görüşmelerde yaşananları aktarıyoruz. Colani hükümetinin politikalarını ve kadınların ona karşı mücadelemizi de amacımızı da biliyorlar. Görüştüklerimiz bize şunu söyledi: ‘Sizin projeniz örnektir. Siz yeni adımlar atıyorsunuz. Yakından takip ediyoruz.’ Bu modelin demokratik bir model olduğunu dile getirdiler. Şimdi bazı ülkeler demokratik olduklarını söylüyor. Ancak pratikte demokrasi yok; Suriye’de yer alan uluslararası güçler, kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar” diye ifade etti.

 

 

Diplomasiyi geliştirmek istiyoruz

Görüştükleri heyetlerle diplomatik ilişkileri devam ettirmek istediklerini ifade eden Jorjêt Bersûm, “Bazı heyetlerin Rojava’ya gelmesini sağlamak, bazı heyetlerin de buraya gelip diplomasi çalışması yürütmenin olanağını yaratmak istiyoruz. Özellikle kadın kurumlarının desteği önemli. Onların tecrübelerinden, özellikle Avrupa’daki kurumların uzun yıllardır mücadelelerinden faydalanmak istiyoruz. 14 yıldır süren mücadele ve savaşta halkımızın birçok sorunu ortaya çıktı. Bu sorunların çözümüne katkı sunacak  projelerin olmasını istiyoruz. Bunlar, sistemimizin büyümesine katkıda bulunacaktır” ifadesini kullandı.

Birlik sağlamak istiyoruz

Rojava’da Kongra Star ve Zenubiya Kadın Meclisi tarafından 20 Eylül’de gerçekleştirilen konferansa da değinen Jorjêt Bersûm, “Konferansın amacı, kadınların birliğini sağlamaktı. Nasıl ki Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürt, Arap, Asuri, Keldani, Êzîdî, Süryani ve Türkmen kadınlarla birlik sağlandıysa, tüm Suriye’de de bu gerçekleştirilebilir. Bu konferansta, bütün Suriye genelinde kadınların birliğinin adımları atıldı. Alevi halkına, Dürzi halkına saldırılar yapıldığında, onlara yardım eden, onları destekleyen, sahip çıkan Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi ve buradaki kadın yapısı oldu. Bütün Suriyeli kadınların birliğini sağlamak istiyoruz” diye konuştu.

 

* * *

Amaçları halkı birbirine düşman etmek

 

 

Colani’nin ‘Özerk Yönetim bölgeyi temsil etmiyor’ sözlerine değinen Suriye Kadın Meclisi Sözcüsü Muna El Yusif şunları ifade etti: “Bu söylem, Suriye için yeni bir şey değil. Şu ana kadar iktidara gelen bütün hükümetler, hepsi bu tarz bir söylem gerçekleştirdi. Halkı birbirinden ayırmak için bu söylemi geliştirdiler. Halkı birbirine düşman ederek daha kolay yönetmek istiyorlardı. Suriye, daha önce de tekçilik üzerinde yönetildi. Kurumlar ve yapılar yönetime dâhil edilmedi. Suriye Devrimi’nin başlamasından bugüne kadar onların çabaları hiç durmadı. Siyasi, etnik ve dini yapılar arasında savaşı büyüterek onları birbirine düşman etmek istiyorlar. Bu söylemin toplumda bir karşılığı olduğunu unutmamak lazım.” Tüm saldırılara ve baskılara rağmen halkın geliştireceği birliğin önemli olduğuna vurgu yapan Muna El Yusif, “Suriye’de halkların birliği çok önemlidir. Özerk Yönetim’in bu konuda ciddi tecrübesi var. Kurumlar birbirine güvenmeli ve birlik sağlanmalıdır” dedi.

 

* * *

Önder Apo’nun çağrısıyla nefes aldık

Önder Apo ile Türk devleti arasında yapılan görüşmelerin Kuzey ve Doğu Suriye’deki yansımasına da değinen Emîne Omer, şunları ifade etti: ”Önder Apo’nun barış ve diyalog çağrısı yapınca bunun olumlu etkisi Rojava’da da hissedildi. Bizim Önderliğe inancımız var. Bir adım attığında, ilerisi için neler olacağını analiz edip öyle adım atıyor. Baas rejimi yıkılıp yerine HTŞ yönetimi iktidara geldiğinde Suriye’de savaş durdu ama Kuzey ve Doğu Suriye’de savaş durmadı. Tişrin üzerindeki savaş devam etti. Önder Apo’nun çağrısından sonra savaş bitti. Her şey çözüldü demiyoruz ama o saldırılar durdu. Kuzey ve Doğu Suriye halkı bir nefes aldı. İnancımız odur ki bu çağrı başarıya ulaşır. Türk devleti, Kürt sorununu hem Türkiye’de hem Suriye’de birbirine bağlıyor. Evet, çağrı olumluydu ama PKK gibi QSD’nin de silahlarını bırakmasını istiyorlar. Biz iki bölgenin birbirine bağlanmasını istemiyoruz. Önder Apo, Kuzey Kürdistan’daki sorunu Ankara ile görüşün, Rojava’daki durumu ise Şam ile konuşun demiş. Evet, Kürt sorunu Türkiye’de çözülmeli ama Kuzey ve Doğu Suriye’deki sorunları çözeceğimiz yer Şam’dır.”

 

 

* * *

Colani’nin BM’ye davet edilmesi sürpriz değil

Ahmed El Şara (Colani)’nin uluslararası güçlerin ittifakı sonucu Suriye’nin başına getirildiğine dikkat çeken Emîne Omer, “İçinde geçtiğimiz aşamada Colani’yi uluslararası güçlerin ittifakı sonucu Suriye’nin başına getirdiler. Bundan dolayı da bizim için Birleşmiş Milletler’e (BM) davet edilmesi sürpriz değildir. Devlet başkanlarıyla görüştürülmesi, BM’de konuşturulması normal gibi görülse de bu normal değildir. Uluslararası toplumda terörist olarak tanınıyordu. Interpol tarafından aranıyordu ama hükümetin başına getirildi. Uluslararası güçler onu iktidar yaptı, ne kadar kalacağı yine uluslararası güçlerin çıkarlarına hizmetiyle paralel olacaktır. Colani, rolünü oynadığı müddetçe onu kollayıp destekleyeceklerdir” diye konuştu.

Halkımızı savunmak zorundayız

Özerk Yönetim bölgelerine yönelik saldırıların arttığına işaret eden Emîne Omer, “10 Mart’ta yapılan anlaşmaya bağlıyız, kendi sorunlarımızı çözmek istiyoruz. Mevcut iktidar, bunun gereklerini yerine getirmiyor. Bu hükümet tekçidir. Başka kimlikleri kabul etmiyor. Kürt, Süryani, Alevi, Dürzi güçlerini kabul etmiyor. Kaç defadır saldırıyorlar. Kuzey ve Doğu Suriye ile Halep yolu kesildi. Biz sonuna kadar savaşmayacağız, ancak sürekli olarak saldırılar olursa, biz de kendimizi savunmak zorunda kalırız. Kazanımlarımızı ve halkımızı savunmak zorundayız. Böyle giderse Suriye’nin içinde bir iç savaş olur. Hükümet farklı kimlikleri kabul etmeli. Kabul etmeyen bir noktada olursa, Beşar’ın başına ne geldiyse bunun başına da gelir” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.