Kadınlar özgürlük için bir arada

Kadın Haberleri —

NADA

NADA

  • NADA, Silêmanî’de düzenlenen ilk kongresinde 19 ülkeden 200 kadını buluşturdu. Kongrede kadınlar, savaş, baskı ve asimilasyona karşı dayanışma ve demokratik toplum mücadelesini güçlendirmeyi hedefliyor.

Kürdistan Kadınlar Birliği’nin ev sahipliğinde dün Silêmanî’de başlayan Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu’nun (NADA) 1. Kongresi, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Türkiye, Kürdistan, Kuzeydoğu Suriye ve birçok ülkeden kadınları bir araya getirdi. Yöresel kıyafetleriyle renk katan kadınlar, siyasi ve toplumsal baskılara karşı özgür bir dünya inşa etme kararlılığını ortaya koydu. Kongrenin açılış konuşmasını kongreye ev sahipliği yapan Kîner Abdullah yaptı. Hazırlık Komitesi adına Büşra Ali, kadınların kimlik ve bedenleri için verdikleri mücadelenin önemini vurguladı. KJK, PJAK Kadın Meclisi ve TAJÊ başta olmak üzere çok sayıda kadın kurumunun mesajı okundu.

 

 

 

‘Kadınlar olmadan çözüm olmaz’

KJK (Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi) ve PJAK Kadın Meclisi, NADA kongresine gönderdikleri yazılı mesajlarla Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki kadın mücadelesine dikkat çekti. Her iki açıklama, “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesini merkeze alarak kadınların karşılaştığı sorunlara ve mücadele azmine vurgu yaptı. KJK, mesajında kadınların ırkçılık, cinsiyetçilik, işgal ve erkek egemen sistemin yol açtığı sorunlarla mücadele ettiğini belirtti. Kürdistan, Gazze, Filistin, Suriye, Irak, Şengal, Libya ve Türkiye’de katledilenlerin çoğunlukla kadın ve çocuklar olduğuna dikkat çekti. “Topraklarımız nefessiz bırakılmak isteniyor, dilimiz ve kültürümüz tecavüze uğruyor” ifadeleriyle işgalci politikaların kadınlar üzerindeki etkisini vurgulayan KJK, bu sorunların erkek egemen sistemle bağlantılı olduğunu ifade etti. PJAK Kadın Meclisi ise kadın mücadelesinin sistem tarafından görmezden gelindiğini, ancak “Jin, Jiyan, Azadî” felsefesiyle gücünü kanıtladığını ifade etti. Kadınların demokratik mücadelesinin Afganistan’dan Mısır’a kadar büyüdüğünü belirten meclis, “Kadınlar olmadan çözüm gerçekleşmeyecek” diyerek kadın dayanışmasının önemine işaret etti.

 

 

Öfke ve birlik mücadelesi

Açılış konuşması yapan Kîner Abdullah, kongrenin sonunda olumlu sonuçlar alınacağı mesajını verdi. Ardından Hazırlık Komitesi adına Büşra Ali, katılan tüm kadınlara teşekkür ederek konuşmasına başladı. Büşra Ali, “Ülkemizdeki savaşlar örgütlenmemize izin vermedi. Bir arada bulunmamızda öfke ve birlik mücadelesi yer alıyor. Kadınlar için özgür alanlar yaratmak istiyoruz. Kadınların asimile olmadığı bir dünya hayal ediyoruz. Buradaki kadınlarla değil, tüm devrimci kadınlarla bir aradayız. Tüm kadınlarla birlikte demokratik toplum haritamızı şekillendirelim” ifadelerini kullandı. 

 

 

‘Öz gücümüzle örgütlendik’

Tevgere Jinen Êzidî (TAJÊ) adına konuşan Xatul Ava, Êzidî toplumunun 74 soykırıma maruz kaldığını ve 2014’teki DAİŞ katliamında binlerce kadın ve çocuğun hâlâ esir olduğunu hatırlatarak, öz örgütlenmeyle mücadelelerini güçlendireceklerini şu ifadelerle dile getirdi: “Êzidî kadınlarla öz gücümüzle örgütlendik. Mücadelemizle daha da güçlü olacağız.”

 

 

Afganistanlı kadınlar kararlı

Afganistanlı kadınlar adına söz alan Zoya El Ef ise Taliban rejimine karşı bağımsız bir mücadele alanı oluşturduklarını belirtti. “Taliban Afganistan’dan çık!” çağrısı yapan El Ef, kadınların gizli örgütlenmelerle direnişi sürdürdüğüne işaret ederek, Taliban’ın meşrulaştırılmasına karşı küresel sessizliği eleştirerek şunları ifade etti: “Eylemler yoluyla birbirimizi tanıdık. Maske ile görünmemizin nedeni yüzümüzü göstermek istemememizdir. Bir öncü ile görünmek istemiyoruz. Afganistan’daki kadınlar, pratikleriyle dünyaya örnek oldular. Kadınlar ve erkekler ülke içerisinde gizli bir şekilde örgütlenmekte. Kadınlar kararlı. Kapanmak istemeyen kadınlar tecavüze maruz kalmakta ve kaybolmaktadır. Protestocu kadınlar her türlü mücadeleyi yürütüyor. Tüm dünyada Taliban’ın meşrulaştırıldığını görüyoruz. Taliban bazı ülkeler tarafından terör listesinden çıkarılmış durumda. Dünya Afganistan için neden bir şey yapmıyor?”

 

 

Demokrasi kadınlarla mümkün

Tevgera Jinen Azad (TJA), “3. Dünya Savaşı’nda Orta Doğu’daki aşamaları” başlıklı sunum yaptı. Barıştan söz edildiğini ama dünyada çok fazla savaş, çatışma olduğunu söyleyen TJA aktivisti Hacer Özdemir, “Bu savaşçı zihniyete karşı mücadele etmezsek kendimizi suçlu hissetmemiz lazım. 27 Şubat’ta Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrı kalıcı bir barışın, demokrasinin sağlanması için yapılan bir çağrıydı. Demokrasi inşa edilmezse, barış kalıcı hale gelmezse kadınlar olarak kendimizi var etmemiz daha zor olur” dedi. Kürt halkının yaşadığı sorunların sadece halkın değil, Orta Doğu’nun sorunu olduğunu dile getiren Hacer Özdemir, çözülmemiş her sorunun alt yapısında Kürt sorunu olduğunu kaydetti. Hacer Özdemir konuşmasına şöyle devam etti:  “Demokrasinin inşa edilmesi kadınlarla mümkündür, kadınlar hiç bir zaman savaşa öncülük etmedi. Her şeyden önce kendimize güvenelim. Bu kaosu durdurma gücümüz var. Kimse ben bu savaşın uzağındayım, beni etkilemiyor diyemez. Ülkemizin özgürleşmesi ve kadının özgürleşmesi birbirine bağlıdır. Sayın Öcalan’ın yaptığı çağrı sadece Kürt halkına değil tüm dünyaya yapılan çağrıydı.  ‘Jin jiyan azadî’ felsefesiyle savaşları durduracağız, tüm halklar için demokratik konfederalizm modelini oluşturacağız.”  

 

 

Kongre üç gün sürecek

Kongrede, çok sayıda kadın konuşmacı olarak yer alırken, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Tevgra Jinen Azad (TJA) ve Jineoloji Akademisi’nden de kadınlar yerini aldı. Üç gün sürecek programda birinci gün, “3. Dünya Savaşı ilan edilmemiş, kadın-kırım savaşıdır” başlıklı oturumda, “3. Dünya savaşında Orta Doğu’daki aşamaları”, “Kadına karşı ataerkil tahakküm aracı olarak ulus devlet modeli ve demokrasinin olmayışı”, “Siyasal islamın yükselişinde araçsallaştırılan kadın bedeni”, “Ataerkil sistem hukukla kadın kırımını meşrulaştırıyor”, “Küresel kapitalist sistemin ekolojik kırıma karşı kadın mücadelesi” başlıkları tartışıldı. SILÊMANİ

 

* * *

Siyasetten ekolojiye panaller

Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Demokratik Kadın Koalisyonu (NADA) 1. Kongresi konuşmaların ardından panellerle devam etti. İlk oturumda, “3. dünya savaşı ilan edilmemiş kadın-kırım savaşıdır” başlığı altında kadınlar sunumlar yaptı.

‘Kadınlar sistem dışında’

Panelde konuşan PYD ve diplomasi çalışmalarında yer alan Panelist Sema Bekdaş şunları söyledi: “Ulus devletler, bir şiddet projesi olarak ortaya çıktı ve kendisini günümüze dek getirdi. Tek devlet, tek millet, tamamen ataerkil bir sistem üzerinden inşa edildi. Kadınları bu sistemin dışına itildi. Kadınlar bu sistemde tecrit edildi. Önder Apo, ulus devleti ataerkil zihniyet üzerinden çözümler. Cinsiyetçilik, sınıfsallık ve daha pek çok yöntemle ulus devletler toplumu tümüyle kontrol altına alıyor. Kadınlar bu sistemin en büyük kurbanlarıdır. Kadınlar bu savaşta susturuldu ve sessiz katliamlara maruz bırakıldı. Savaşlarla en çok kadınlar üzerinde kontrol kurmak istediler.”

Kanunlar katilleri koruyor

“Ataerkil Sistem Hukukla Kadın Kırımını Meşrulaştırıyor” başlığıyla Buşra Abuel ise sunumunda şunları belirtti:“Toplum içinde kriz geliştiren bazı kanunların zaman zaman kadınları koruduğuna dair söylemler duyuyoruz. Ancak kadınları şiddetten koruyan kanunlar, namus adı altında kadınları katleden failleri de koruyor ne yazık ki. Kadınları koruyan sözleşmelerin önemini bu kanunlara baktıkça daha iyi anlıyoruz. Bazı ülkelerde kadınlar tecavüze uğradığı için katlediliyor. Namus kelimesi yalnızca kadınları kapsayan bir kavram gibi davranıyorlar kanunda. Bir kadın ve kız kardeşi, kadının evlendiği adam tarafından katledildiğinde adam hiçbir ceza almıyor. Örneğin, Kuveyt’te bir kadın, evli olduğu erkek tarafından katledildiğinde para cezasıyla bu durumdan kurtulabiliyor. Yemen’de bir kadın evli olduğu erkek tarafından katledildiğinde erkek ya 6 ay cezaevinde kalıyor ya da para cezasıyla hiç cezaevine girmiyor.”

‘Doğa krizinin içindeyiz’

“Küresel Kapitalist Sisteminin Ekolojik Kırımına Karşı Kadın Mücadelesi” başlığıyla sunumunu yapan Filistinli aktivist Afaf Gattaşa şu belirlemelerde bulundu: “Kapitalizm doğa üzerinde bir hegemonik güçtür. Ortaya konulan pratiklerle doğanın bilinçli şekilde tahrip edildiğini ifade edebiliriz. Kadının da doğayla kurduğu bağ ve emek de yok ediliyor. Uluslararası raporlar bu yıkımların boyutunun ne kadar büyük olduğunu ortaya koyabiliyor. Arap toplumunda da çok ciddi krizler yaşanıyor. Çölleşme, susuzluk… şu anda bir doğa krizinin içerisindeyiz. Bunlar, cinsiyetçilik, doğanın talan edilmesi, milliyetçilikle de doğrudan bağlantılıdır. Çünkü kadınlar doğa ile ilişkide doğrudan rol alıyorlar. Kapitalist sistem kadınları doğa ve üretimden uzaklaştırdı. Kadınlar, erkeklere oranla yüzde 70 olarak daha fazla üretimin içindeydi. Biz doğa bilincini yükseltmeliyiz, yaşananlara karşı örgütlenmeliyiz. Güçlü olduğumuzu, tüm bu yaşananlara dur diyecek irademizin olduğunu biliyorum. Üretim içinde olan kadınları desteklemeliyiz.”

Kadınlar için bir fırsat

Kongre’ye ilişkin konuşan Şanaz İbrahim Ahmed de şunları söyledi: “Yıllardır bu kongreyi bekliyorduk. Çok çaba ve sıkı çalışmanın ardından gerçekleşti. Ayrıca bu kongreyi düzenleyen kadınları da takdir ediyorum. Biz kadınlar eskiden her şeyi erkeklere bırakıyorduk. Bu da sorunları daha da derinleştirdi ve durum kötüleşti. Şimdi bu kongre kadınların rollerini oynamaları için bir fırsat.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.