Kargaların sarayı yıkılıyor

Toplum/Yaşam Haberleri —

Karga / foto: pixnio.com

Karga / foto: pixnio.com

  • Kargalar her zaman mistisizm ve entrika ile içe içe düşünülmüştür. Amerikalı şair Edgar Allan Poe, Kuzgun adlı şiirinde, anlatıcısının deliliğe eşlik etmesi için konuşan bir kuş olarak kuzgunu seçer. Alfred Hitchcock'un Kuşlar adlı filminde giderek artan sayıda toplanan o “karga sürüsü” kadar tehditkar çok az imge vardır. 

WİLD COLDWELL / Çeviri: Eylül Deniz Yaşar

Cambridge'de çığır açan bir araştırma merkezi, kargaların harika bir zekaya sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu makalede merkezin kurucusu karga ailesinin ona neler öğrettiğini ve merkezin kapanmasına ne kadar üzüldüğünü anlatıyor. 

Leo, 18 yaşında bir gökkarga, zeka oyunları oynuyor. Her sokakta karşınıza çıkabilecek bir klasik; bardaklar ve toplar. Fakat mekan bu sefer sokak değil, Cambridge, Madingley'de bulunan Karşılaştırmalı Biliş Laboratuvarı ve top ise bir solucan. Her an harekete hazır, gagası sivri ve kararlı Leo tahta bir çubuk üzerinde oturuyor ve her an bahsini oynamak istiyor. Üç bardaktan birinin altına leziz yem konuyor ve altında yemiş olan bardak ile diğer bardakların yeri değiştiriliyor -hepimizin bildiği bul karayı al parayı oyunu gibi- Leo başını eğip doğru bardağı gagalıyor. Zafer! Solucanı kapıyor ve ödülün tadını çıkarmak için geri çekiliyor. Leo’nun oda arkadaşı ve neredeyse laboratuvarın yaşı kadar zamandır kuşhanede yaşamış olan parlak siyah tüylü paltosuyla Aristoteles, arkadaşını izliyor, onun ne yaptığını bilerek.

Ben bunu izlerken yanımda 22 yıl önce laboratuvarı kuran psikolog Profesör Nicola Clayton ve doktora öğrencisi olan 25 yaşındaki Francesca Cornero oturuyor. 59 yaşındaki Clayton  gökkarga, alakarga, saksağan ve kuzgun gibi türleri içeren karga ailesinin zekasına dair çığır açıcı araştırması ile tanınıyor.  

Kargalar sarayı

Laboratuvarda yaşayan 25 alakarga ve 4 gökkarganın çoğunu kendisi büyüten Clayton için bu kuşlar onun ailesi gibi. Avrasylı bir çif karga olan Hoy ve romero ile beni tanıştırırken araştırmasının denekleri olan bu kuşları sevgiyle selamlıyor.  Soprano bir sesle “Merhaba canlarım” diyor ve ekliyor: “Sizi seviyorum.” Hoy ona gıcırtılı bir sesle taklit ettiği “muck muck” sesini andıran öpücüklerle karşılık veriyor, ki pek çoğu karga tıpkı papağanlar gibi insan konuşmasını taklit edebilir.

Clayton'ın laboratuvardaki en güzel anılarından biri, genç bir Romero kargasının "Seni seviyorum" demesi. Clayton için Karşılaştırmalı Biliş Laboratuvarı, bir kuş kafesi veya bilimsel araştırma merkezinden çok daha fazlası. Bu bir "kargalar sarayı”. Ve 20 yıldan fazladır buraya başkanlık eden Clayton işe hiç şüphesiz bu sarayın kraliçesi.

Sarayda işler pek yolunda gitmiyor

Ama krallıkta işler pek de yolunda gitmiyor. Clayton geçen sene laboratuvarın Avrupa Araştırma Konseyi'nden aldığı fonun yenilenmeyeceği haberini aldı. Başvurusunu Brexit kargaşasının ortasında yapmış olan Clayton, İngiltere'nin AB'den çıkışının bir sonucu olarak araştırmasına fon bulma zorluğuyla karşı karşıya kalan giderek artan sayıdaki bilim insanından biri olduğuna inanıyor.

Pandemi, alternatif fon kaynakları bulmaya dair bilim insanlarının yaşadığı zorlukları katmerleştirdi. Bu süre zarfında üniversitesi laboratuvarı destekliyor ama bu desteğin süresi Temmuz ayı ile sınırlı. Bir bağışçı bulunamadığı için Clayton’un laboratuvarı çalışmalarını sürdürmek için gün sayıyor. Kargaların sarayı kapanmayla karşı karşıya. Clayton’un zeki kuşları ise ya serbest bırakılacak ya da yeni yerlere gönderilecek.

"Tabii ki duygusal olarak buraya bağlandım” diyor Clayton, şefkatle Hoy ve Romero'ya bakarak…

Hitchcock'un karga sürüsü

Kargalar her zaman mistisizm ve entrika ile içe içe düşünülmüştür. Amerikalı şair Edgar Allan Poe, Kuzgun adlı şiirinde, anlatıcısının deliliğe eşlik etmesi için konuşan bir kuş olarak kuzgunu seçer. Alfred Hitchcock'un Kuşlar adlı filminde giderek artan sayıda toplanan o “karga sürüsü” kadar tehditkar çok az imge vardır. Kargaların göstergebilimi, kuşların zeki olduğu yönündeki doğuştan gelen duyguya dayanır. Clayton’un yaptığı ise kuşların zihinsel becerilerinin ulaşabildiği gerçek boyutların bir kısmını gözler önüne sermek.

Kargaların hafızaları var

Clayton’un ilgilendiği en büyük sorulardan biri "zihinsel zaman yolculuğu", yani geçmişi hatırlama veya gelecek için plan yapma yeteneği. “İnsanlar bunu yalnızca insanların yapabileceğini, hayvanların kendilerini zamana yansıtmalarını gerektiren deneysel hafızaya sahip olmadıklarını varsaydılar” diyen Clayton, alakargaların epizodik hafızaları olduğunu çoktan ortaya koydu. Bu kuşlar sadece yiyecekleri nereye sakladıklarını değil, ne zaman sakladıklarını da hatırlıyorlar. Bununla birlikte Clayton alakargaların da gelecek hakkında düşünme yeteneğine sahip olduğu keşfetti.

Clayton, eşi ve çalışma arkadaşı Dr. Nathan Emery ile ortak yürüttüğü bir çalışmada “hırsızlık” deneyimine sahip bir alakarganın yiyeceğini saklama konusunda diğer kargalara göre daha temkinli davrandığını ortaya çıkardı. Hırsız kuş o sırada gözlemlendiğini fark ettiğinde yiyeceğini daha sonra başka bir saklama yerine taşıdı. Hırsız kuşun bu davranışı karşısında daha önce hiç yiyecek çalmamış olan kuşlar adeta “cehalet mutluluktur” sözünü kanıtlarcasına her şeyden habersiz ve mutluydular.

Karar alabiliyorlar

Alakargalar yalnızca önceki bir deneyimle bağ kurmakla kalmıyor, aynı zamanda başka bir kuşla empati kurabiliyor ve gelecekteki olası olaylara göre karar alabiliyor gibiydi. Çalışmanın sonuçları 2001 yılında Nature dergisinde yayınlandı. Clayton'a göre bu araştırma bir “ezber bozucuydu”. "Kuşlara her zaman büyük saygı duymuşumdur" diyen Clayton şöyle ekliyor, “Ama ne kadar zeki olduklarını görünce şaşkına döndüm.”

Bu gibi araştırmalar, insanlardan farklı bir evrim yolu izleyen hayvanların aslında akıllı düşünme yeteneğine sahip olduklarını ve zekanın farklı tür ve gruplarda bağımsız olarak evrimleştiğini anlamamıza katkı sunuyor. Clayton, kargagillerin şempanzeler kadar zeki olduğuna inanıyor ve bu "kuş tüylü maymunlar" üzerine yaptığı araştırma, bu alandaki birçok bilim insanının düşüncesini şekillendirdi.

Komplo kuruyorlar, yalan söylüyorlar

Nature dergisinde kıdemli editör ve evrimsel biyolog Henry Gee, Clayton'ın, zekanın beynin bağlantılarıyla veya hatta beynin ne kadar büyük olduğuyla pek de bir ilgisi olmadığını kanıtladığını belirtiyor ve şöyle diyor: “O, kargaların 'zihin teorisi' yapabildiklerini gösterdi. Kargalar kendilerini kendi hayatlarının özneleri olarak algılayabiliyorlar. İnsanların yaklaşık üç yaşına kadar yapmadığı planları yapabilir, komplo kurabilir, entrika planlayabilir ve hatta yalan söyleyebilirler. Diğer bir deyişle, kargalar bizler gibi düşünebilirler.”

358 akademisyenden mektup

Laboratuvarın yakında kapatılacağı haberi bilim camiasında üzüntü ve tepkiye neden oldu. Dünyanın dört bir yanından 358 akademisyen tarafından imzalanan bir açık mektupta, üniversiteye kararını yeniden gözden geçirmesi çağrısı yapıldı.  (...) Laboratuarı uzun süreli açık tutmaya dair kesin bir maliyet vermek zor, ancak Clayton kuşları beş veya altı yıl daha tutmanın 300 ile 500 bin Euro’ya mal olabileceğini tahmin ediyor. Potansiyel bağışçılardan şimdiden birkaç kısmi teklif almış ancak bunlar henüz onaylanmamış.

Clayton'ın çalışması, hayvanlar hakkında nasıl düşündüğümüzü değiştirmede çok önemli bir rol oynamaya devam ediyor. New Scientist'in bildirdiği gibi, onun laboratuvarında yürütülen çalışmalar diğer canlıların bilişine ilişkin anlayışımıza dair rönesansın bir parçası, ama daha öğrenecek çok şey var...

Kaynak: www.theguardian.com

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.