Kurdistan ve Türkiye'den kısa kısa
- Marunis madenin kapatılmasını istiyor
- Madene hayır, yaşama evet
- Rezerv, talanın adıdır
- Emekli sefaletine hayır
- Tedbirsizlik 12 çocuğu aldı
Marunis bölgesinde maden faaliyetlerine karşı eylemlerini sürdüren yurttaşlar, "Para ve iş talep etmiyoruz. Hepimizin tek derdi madenin kapatılması” dedi.
Colemêrg’in Marunis köyünde 2007’den bu yana devam eden ve doğada büyük bir tahribata neden olan maden faaliyetlerine karşı 22 Nisan’da başlatılan eylem, 36. gününde sürüyor.
Marinus bölgesi sakinleri, köy ve mera alanlarında bulunan maden ocağının faaliyeti derhal durdurulması, çevreye verilen zararların tazmin edilmesi, köylülerin yaşam alanları eski hale getirilerek maden faaliyetinin bıraktığı tahribat ortadan kaldırması ve bölgenin yeniden ağaçlandırılması taleplerinde ısrarcı.
6 bin arının çoğu öldü
İlerleyen yaşına rağmen elindeki bastonuyla direnişe katılan ve arıcılıkla uğraşan Süleyman Cadıroğlu (72), maden sahalarından saçılan zehirli duman ve su nedeniyle yüzlerce arısının öldüğünü belirterek, 6 bin arının sadece bir kısmı kaldığını vurguladı. Maden sahasının kapatılmadan sorunların çözüme kavuşamayacağını vurgulayan Cadıroğlu, “Halkımızın tek sorunu maden, çözüm ise kapatılması. Yaşama dair bir şey kalmadı. Arıcılık ile geçimini sağlarken, madenlerin zehirli gazları nedeniyle arılarımız yok oldu. Arıların bal üreteceği tüm çiçekler zehirli. Her şey yok oldu” dedi.
Albay burayı terk etsin
Tüm köy halkının ortak ve tek talebinin maden sahasının kapatılması olduğunu dile getiren Cadıroğlu, maden şirketini yöneten emekli Albay Hızır Keskin’in maden sahasını kapatarak, talan ettiği toprakları terk etmesini istediklerini söyledi. Son süreçte yine ortaya çıkan “köylüler pay almak için eylem yapıyor” söylemlerine de değinen Cadıroğlu, “Bizler ne para ne de iş talep ediyoruz. Bizim dışımızda gidip görüşme yapacak ve para alacak olan kişiler de bizimle değildir. Eylemde olan hiç kimse bir para veya iş talebinde bulunmuyor. Hepimizin tek derdi madenin kapatılması ve halkın tekrar köyüne dönmesidir” diye konuştu. Şirket sahibinin köy halkının haklı taleplerine hakaret ve küfürle karşılık verdiğini dile getiren Cadıroğlu, “Haklı taleplerimiz karşısında kimsenin bize hakaret etme hakkı yoktur” dedi.
Yaşam alanı bırakmadılar
Topraklarının işgal edilmemesi için mücadele ettiklerini söyleyen Celal Duman (68), topraklarının maden sahası açanların çıkarları doğrultusunda kullanıldığın belirterek, şunları söyledi: “Eskiden yüzlerce insan binlerce küçükbaş hayvan besleyerek yaşam sürdürürdü. Şimdi ise kimse kalmadı. Doğamızı yok ettiler. Ne ağaç, ne hayvan ne de yaşam alanı bırakmadılar. Yetkililerin biran önce bu sorunu çözüme kavuşturması gerekiyor. Herkesin eylemimizi sahiplenerek, destek çıkmasını bekliyoruz. Ekoloji dernekleri ve örgütlerinin bu halkı yalnız bırakmaması gerekiyor.” COLEMÊRG
* * *
Madene hayır, yaşama evet
Ekolojistler, İzmir'de içme suyu kaynaklarını tehdit eden Efemçukuru altın madeninin kapatılması çağrısı yaptı.
Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ile İklim Adaleti Koalisyonu, Eldorado Maden Şirketi'nin Türkiye ve Yunanistan'da işlettiği altın madenlerine dair İzmir'in Menderes ilçesinde bulunan Efemçukuru bölgesindeki altın madeninde açıklama yaptı. “İzmir’in su hakkı madenden önceliklidir”, “Altına hayır yaşama evet” ve “Eldorado evine dön” pankartlarının açıldığı açıklamaya siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Altın, insandan üstün tutuluyor
EGEÇEP Eşsözcüsü Baha Okar, Eldorado Gold'un Türkiye'de iki altın madeni bulunduğunu aktardı. Uşak/Kışladağ'da 2006'da siyanür sızıntısı nedeniyle bin 500 kişinin zehirlendiğini hatırlatan Okar, "Kan örnekleri çalındığı için bunu kanıtlayamadık. Nedense bu çok uluslu şirketlerin diğer suçlarını da kanıtlayamıyoruz, çünkü yasalardan muaf tutuluyorlar. Türkiye'de altına verilen değerin, insan ve hayvan hayatından daha fazla olduğunu biliyoruz” dedi.
Efemçukuru altın madeninin İzmir’in su kaynaklarının yanı başında olduğunu söyleyen Okar, "Maden, İzmir’in içme suyunun yaklaşık yüzde 40’ını karşılayan Tahtalı Barajı'nın koruma alanı sınırında. Yaklaşık 200 bin kişinin içme suyunu karşılamak için planlanan Çamlı Barajı’na su sağlayacak derelerin ise mutlak koruma alanı içinde yer alıyor. Bu yüzden şimdiye dek Çamlı Barajı yapılamadı. İzmir’in suyu, Marmara Gölü’nü kurutmak pahasına Manisa’dan ve Gördes’ten getirildi. İzmirli bu yüzden Türkiye’nin en pahalı suyunu tüketmeye mahkûm bırakıldı. Bizler Eldorado Gold’a ve tüm diğer maden şirketlerine karşıyız” şeklinde konuştu. İZMİR
* * *