Kurtarmaya değil enkaza hücum

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zincir

Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zincir

  • Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zincir, arama kurtarma için hiç acele etmeyen rejimin, enkazı usulüne uygun olmayan transferinin trajikliğine işaret ederek, hakikati gizleme çabası ve sağlık açısından da skandal olduğunu söyledi.  

Depremin harabeye çevirdiği Semsûr’da (Adıyaman) resmi verilere göre bin 485 bina tamamen yıkılırken, 5 bin civarında binanın ise ağır hasarlı olduğu ve acil yıkılması gerektiği belirtildi. Resmi olmayan verilere göre; en az 11 bin kişinin hayatını kaybettiği ve yüz binlerce kişinin sokaklarda kaldığı kentte, depremin 5. gününden sonra enkaz kaldırma çalışmaları başlatıldı. Arama kurtarma çalışmaları bitmeden yıkılan binaların enkazlarının kepçelerle kaldırılması büyük tepkiye neden oldu. Kaldırılan enkazlar ise kentin bitişiğindeki dere yatağına dökülüyor. Adıyaman Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yanında bulunan Eğriçay deresinin yan koluna dökülen molozların toplum sağlığı ve ilerleyen süreçlerde kentsel sorunlara yol açacağını söyleyen Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zincir, tehlikelere dikkat çekti. Kentin tarihsel ve kültürel belleğinin yok olduğuna işaret eden Zincir, "Bizler için anlamı olan birçok mekân, anılarımızla birlikte yok oluyor. Dahası restorasyon hedefli toplumdan kopuk müdahaleler asimilasyon başta olmak üzere kentin mozaiğini değiştirme yönlü siyasal tehlikeleri de içinde barındırıyor. Henüz bireysel ve kolektif yas sürecini tamamlamayan yöre halkında kalıcılaşma potansiyeli taşıyan psikolojik sorunlara da yol açabiliyor" dedi. 

Alelacele enkaz kaldırma

Fiziksel olarak enkazların çok çeşitli kimyasal atıklar barındırdığını dile getiren Zincir, başta asbest olmak üzere radon gazı gibi kanserojen maddelerin havaya karıştığını, bunların uzun süreli solunmasının akciğer kanseri ve akciğer zarı kanserine (mezotelyama) yol açabildiğini belirtti. Kentte yıkılan binalarda sağlıklı bir tarama yapılmadan alelacele başlatılan enkaz kaldırma çalışalarına dair ise Zincir, "Toplum sağlığı için en önemli kısım cenazelerin inanç ve ritüellere uygun defnedilmemesi, yakınlarının cenazesine erişememe, vücut bütünlüğünün bozulması vb. yaratacağı psikolojik sorunlardır. Yine ertelenmiş ya da uzamış yas süreci de ciddi bir sorundur" diye konuştu. 

Delil karartmadır 

Enkaz çalışmalarının ayrıştırmadan, cesetlere dahi ulaşılmadan hızla gelişi güzel depolanması ve gözden uzak yere transferinin başlı başına bir sorun olduğuna vurgu yapan Zincir, şunları kaydetti: "Arama kurtarma için hiç acele etmeyen rejimin, enkazı usulüne uygun olmayan transferi trajiktir. Hakikati gizleme çabasıdır, delil karartmadır ve sağlık açısından skandaldır. Tabii ki ayrıştırılmayan moloz yığınlarının içinde ilk dikkati çeken tehlike asbesttir. Fotoğraflarda görüldüğü gibi toz yığınları kentin tümü için kanserojen tehdittir. Enkaz çalışanları için bu tehdit kat ve kat daha büyüktür." 

WHO ve BM programı

Enkaz çalışmalarının usulüne uygun, kontrollü depolama işlevi ile yapılması gerektiğini belirten Zincir, şunların altını çizdi: "Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler (BM) Çevre Programı tarafından 2008 yılında hazırlanan teknik bilgi notunda depremden etkilenen bölgelerde temizlik riskinin nasıl kontrol altına alınacağı ve asbest atıklarının güvenli bir şekilde nasıl bertaraf edileceği konusunda bir kılavuz sunmaktadır. Bu konuda işlenmesi gereken yolları başlıklar altında söyleyebiliriz. Asbest tehlikeli atık olarak kabul edilerek bertaraf edilmesi zorunludur. Islatma yoluyla solunabilir asbestin atmosfere salınımını en aza indirmek; insanların asbestle temas etme derecesini en aza indirmek gerekiyor. Asbest içeren malzemeleri düzenli depolama sahalarında bertaraf etmek lazım. Böyle bir sahada bir astar ve sızıntı suyu toplama sistemi ve yeni depolanan atıkların hemen uygun bir inert malzeme tabakasıyla kaplanması için uygun bir sistemin kurulması gerekiyor. Düzenli depolama sahalarının mevcut olmaması veya depremden zarar görmesi durumunda, asbest atıklarının geçici depolanması için sahalar belirlenmek ve hazırlamakta gerekiyor. Asbest atıklarını yakarak bertaraf etmemek gerekiyor."

 Temizlik çalışmalarına katılan kişilere asbestin ne olduğunu, nerede bulunabileceğini, tehlikelerinin neler olduğunu ve güvenli bir şekilde nasıl ele alınıp bertaraf edileceğini açıklayan basit ve anlaşılması kolay bilgilerin anlatılması gerektiğine dikkat çeken Zincir, alışanların yanında toplumun geneli içinde alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı:

* İnşaat molozu yığınlarının bulunduğu alanlara, yıkım alanlarına ve atık sahalarına erişimi kısıtlamak, Özellikle çocukları uzak tutmak.

* Asbest içeren malzemelerle kirlenmiş yüzeyleri ıslak yöntemler kullanarak temizlemek; Toz almamak; süpürmemek veya ev tipi elektrikli süpürge kullanmamak.

* Asbest içeren malzeme yığınlarını, güvenli bir şekilde depolanana veya bertaraf edilene kadar, örneğin branda veya plastik levhalarla kapalı tutmak.

* Malzemeleri taşımadan önce iyice ıslatmak; Asbest içeren atık malzemeleri güvenli bir şekilde bertaraf edilinceye kadar sızdırmaz kaplarda saklamak ve konteynerler üzerine tehlike uyarısı eklemek.

* Enkaz çalışmalarını izleyen halkın tek kullanımlık toz maskeleri (FFP2) kullanması gerekir; hatta enkaz çalışmalarının fazla olduğu, etrafta tozun yoğun olduğu bugünlerde FFP2 türü maskeyi düzenli kullanılması önemlidir.

* Toplum sağlığı için ciddi tehdit olan konularda kararların meslek örgütleri ve konun uzmanı derneklerle, toplumun katılımıyla alınması kritik önemdedir. Karar alma sürecinin demokratikleşmesi, alınan kararların uygulamasını da kolaylaştıracak ve kaygıları azaltacaktır.ÖMER AKIN MA / ADIYAMAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.