Sakine'nin öncülük rolü devam ediyor

Kadın Haberleri —

Sakine Cansız

Sakine Cansız

  • Sakine Cansız ile olan anılarını anlatan Şengal Êzîdî Kadın Meclisleri Sözcüsü Nur Xerib ve meclis üyesi Sebriye Sevgat, kadınlar olarak her zorlandıklarında Sakine Cansız’ın bıraktığı mirası takip ettiklerini belirterek, öncülük rolünün devam ettiğini kaydetti.

Kürt Özgürlük Hareketi’nin öncü kadrolarından Sakine Cansız, Kurdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan ile Gençlik Hareketi üyesi Leyla Şaylemez’in Fransa’nın başkenti Paris’te katledilmelerinin üzerinden 10 yıl geçti. Katliama ilişkin açılan davada birçok delil ve belge ortada olmasına rağmen  gerçek failler, sorumlular açığa çıkarılmadı. Tetikçi Ömer Güney’in ise cezaevinde “ölmesi” ile dosya kapatılmaya bırakıldı. 

PKK’nin kurucularından ve Kürt Kadın Hareketi’nin Önderi olan Sakine Cansız katledilmeden önce Avrupa’da Êzîdî toplumunun varlığını koruması, birlikteliği ve güçlü bir örgütlenmeye kavuşması için çalışma yürütüyordu. Êzîdî toplumunun örgütlenip, varlığını koruma ve sürdürmesi yönünde olağanüstü bir çaba sarf eden Sakine Cansız’ı, Êzîdî kadınlar JINNEWS’ten Medya Üren’e anlattı.

Onun esas aldığı felsefe ile yürüdüm 

Êzîdî kadınlar için de bir mücadele sembolü olan Sakine Cansız ile olan anılarını anlatan Şengal Êzîdî Kadın Meclisleri Sözcüsü Nur Xerib, Cansız’dan etkilenerek mücadele etmeye başladığını söyledi.

Nur Xerib

Sakine Cansız ile kısa süreli bir tanışıklığı olduğunu dile getiren Nur Xerib, ondan aldığı güç ile direnmeye ve mücadeleye devam ettiğini belirterek şöyle dedi: “İlk kez Berlin’de gördüm. Bir anne ile birlikte benim çalıştığım işyerine geldi. Onu sivil giysiler içerisinde tanımadım ancak yüzündeki heybet kendisini dışa vuruyordu. Çok şaşırdım gördüğümde. Anneye gizlice ‘bu kim’ diye sordum. Bana ‘tanımıyor musun heval Sakine’ diye cevap verdi. Ben bunun üzerine daha çok heyecanlandım. Bana o zaman ‘bir Kürt kadın olarak yabancıların senin emeğini sömürmesine izin vermemelisin, senden faydalanmalarına müsaade etmemelisin. Bizim o kadar işimiz var. Sen kadın ve Êzîdî kimliğin ile en büyük sorumluluğu üstlenmelisin’ dedi. Onun bu sözleri karşısında şaşırıp kaldım. Aniden ona söz verdim ve kendi toplumum için çalışacağımı söyledim. Genel çalışma yürütmek istediğimi söyleyince özellikle Êzîdî toplumu için çalışma yürütmemi istedi. Êzîdî kadınların örgütlülüğüne çok önem veriyordu. Her zaman düşmanın hem Kürt kadın kimliğini hem de kültürünü hedef aldığını söylüyordu. O günden sonra ben de mücadeleye başladım. Günden güne onun esas aldığı felsefe ve kurduğu cümlelerle mücadele içerisinde yürümeye devam ettim.” 

Mücadelenin hem öncüsü hem öğretmeniydi

Sakine Cansız’ın katledilmesi ile Kürt halkının örgütlü mücadelesini darbe vurup, bitireceklerini sananların amaçlarına ulaşamayacağını belirten Xerib devamla şunları dile getirdi: “Doğru, Sakine Kürt halkının mücadelesi için özellikle de kadınlar için önemli bir isim, çok şey ifade ediyordu. O mücadelenin hem öncüsü hem de öğretmeniydi. Onu katletmekle örgütlülüğü bitirmeyi amaçladılar. Ancak Sakine’den öncede birçok saldırının olduğunu buna rağmen bizi yok edemeyeceklerini bilmiyorlardı. Sakine ardından birçok tanrıça bıraktı. Sakine, işyerlerinde, kentlerde, cezaevlerinde, dağlarda, diasporada binlerce Sakine bırakmıştı. Eğer bugün bir örgütlülüğümüz varsa, Şengal’de 74’üncü Ferman’a rağmen kendimizi örgütleyebilmişsek, Êzîdî toplumu olarak her zamankinden daha güçlüysek, bu Sakine ve onun gibilerin sayesindedir. Paris Katliamı yaklaşırken o kara günleri tekrar hatırlıyoruz. Bu bizim verdiğimiz sözümüzü de hatırlatıyor. 9 Ocak katliamının yıl dönümü yaklaşırken yine Paris’te 3 arkadaşımızı katlettiler. Bu katliamların sonu gelmez. Bizler ağır bedeller verdik ve hala daha veriyoruz. Önemli olan arkadaşlarımızın mücadelesini büyütmek. Onların sevdalarına sahip çıkmamız gerekiyor.”  

Kadının özgürlüğü onun için esastı

 

Sebriye Sevgat

Şengal Êzîdî Kadın Meclisi Üyesi Sebriye Sevgat da, Sakine Cansız’ın mücadelesini anlatırken onun kişiliğinden bahsetmenin kolay olmadığını ifade etti. “Sakine arkadaşı tanımam benim için büyük bir şanstı” diyen Sebriye Sevgat, “O konuşmadan da birçok şey öğretiyordu ve insanı etkiliyordu. Onu bir kez gören çocuklar bile hala ondan bahsediyor. Bu çok dikkatimi çekti. Tek bir konuşmasında bile birçok şey öğretiyordu. Onun için kadın özgürlüğü ve kimliğine sahip çıkmak esastı. Ben onun birçok duygusuna şahit oldum. Bazen öfkesi bir volkan gibi oluyordu, bazen uçuyordu, bazen bir anne gibi duygu dolu oluyordu. Sakine arkadaşı önce kitaplardan tanıdım. Benim için onunla çalışma yürütmek büyük bir şanstı. Onunla daha çok Êzîdî toplumu üzerinde durduk. Her zaman ‘Kürtlerin özü Êzîdî ve güçleri küçümsenmemeli. Onların korunması Kürt kültürünün korunmasıdır. Êzîdî kadınların da bu temelde ayağa kalkması gerek. Kurdistan Devrimi’ne öncülük etmeleri gerekir’ diyordu. Bizim bir Êzîdî derneğimiz vardı ancak Sakine arkadaşın da istediği temelde şimdi Êzîdî kadınların çatı örgütünü oluşturmuş durumdayız. Êzîdî kadınlar olarak Sakine arkadaşa layık olmamız gerektiğini söyledik ve örgütlülüğümüzü büyütmeye söz verdik” dedi. Sevgat devamla Sakine Cansız’ın Êzîdî kadın örgütlülüğünün kurulmasındaki katkılarını anlattı.

Ardında büyük bir miras bıraktı

Her zorlandıklarında Sakine’yi düşünerek güç aldıklarını belirten Sebriye Sevgat, “Bu hepimiz için böyle. Ondan güç alıyoruz. Şehit düşmeden kısa bir süre önce görüşmüştük. Bana ‘Êzîdî kadınların omuzuna ağır bir yük yükledik’ diyerek veda etti. Katledildiğini duyduğumda dünyamız alt üst oldu. Ancak o ardında büyük bir miras bıraktı. Bizim için öncüydü ve bu rolü devam ediyor. Cezaevlerinde, günlük yaşamda, dağda ve örgüt içinde nasıl yaşanması gerektiğini bize öğretti. Bizler örgütlülüğümüzü büyüterek onun hayallerine sahip çıktık. Bizi yok etmek istediler ancak buna karşı biz kendimizi yeniden yarattık” diye konuştu. 

O bizim için bir filozof gibiydi

Sakine Cansız’ın Êzîdî toplumuna çok önem verdiğinin altını çizen Sevgat şunları belirtti: “Sakine arkadaşı ulusal kıyafetlerle gördüğümüzde coşkumuz artıyordu. Bizim sürekli beyaz elbiseleri giymemizi istiyordu. Êzîdî toplumunu çok önemsiyordu. Êzîdî toplumu hakikatten uzaklaşmamalı diyordu. O bizim için bir filozof gibiydi.”

MEDYA ÜREN /JINNEWS-AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.