Bermal, asi bir uçurum çiçeği

Kadın Haberleri —

Bermal (Güler Otaç)

Bermal (Güler Otaç)

  • Bermal (Güler Otaç), Batmanlı. 1988’de Kürt Özgürlük Hareketi’ne katıldı. 1989’da Diyarbakır zindanında düşmana ah etmedi. 1990’lı yılların kızılca kıyametinde haykıran bir sesti. Bermal, 29 Ekim 1996’da Sivas’ta yaptığı fedai eylemle Kurdistan'ın duyulmak istenmeyen çığlığı oldu.
  • Medya Doz, halası Şehit Bermal’i yazdı: Bermal denildiğinde; halkına karşı merhametle dolu olan kalbi anılır, düşmana karşı nasıl lavlar püskürttüğü konuşulur. Abisi Faik Otaç, şehit düştüğünde zılgıt çekti, başından öptü. Bir bahar günü hepimize tek tek sarılıp dağlara gitti.
  • 1995’te Zîlan’a tanışıp Dêrsim’e gitti. Birbirine benzeyen iki aydınlık ruh. Parti tarihinde ilk fedai eylemciler. Bilinmez ama fedailiğin anlamını, eylemini beraber tartışıp kararlaştıklarını hissediyorum. Ve 1996’da Ölüm ve Bermal kelimeleri yan yana gelmişti...

MEDYA DOZ

Bu çağda yaşıyor olduğunu gerçek anlamda hissetmek çoğu zaman insanı dünyanın yalnızı yapar. Acıyla barışık bir ülkede doğduk, sanırsam artık yalnız kalmak acı sayılmıyor bizde. Yalnız olmak erdemdir. Yalnız kalmak diyorum; kimsenin isim veremediği bir kudrettir, kimselere benzememektir. Bedeli ağır, sıra dışı bir varoluş sancısıdır yalnızlığından çoğul bir özgürlük doğurmak. Bu yüzden bu çağda kendi olmanın bedelini ödemiş olanlar gidip yalnız bir tanrıçanın mezar taşına başını yaslayıp kalbinin bağını o ana tanrıçanın köklerine bağlar. Özlerini asırlık kadın gözyaşlarıyla yıkayıp arınırlar. Dertlerini ve dermanlarını bu çağa ait olmayana anlatırlar, zira anca bu zamanın dışındakiler anlar ‘benden içeri olan benliklerini.’

İşte tam da bu yüzden anlatmak zordur fedaileri... Öyle bir çağda yaşıyoruz ki Bermal gibi bir meleği anlatmaya kıyamıyor insan. ‘Anlatırsam anlaşılır mı, gerçekten baştan ayağa erdem olan bu insanın varlığına hak ettiğince anlam verilir mi?’ diye soramadan edemiyor insan. Çünkü dokunulmadık, hırpalanmadık ve kirletilmedik hiçbir yeri kalmayan, ruhsal arılığını kaybeden bir çağda yaşıyoruz. Böylesi bir çağın orta yerinde Zîlan gibi, Bermal gibi, mucizeleri anlamak da anlatmak da zor. Berrak bir zihin, yüce bir duyguya merdiven dayamak gerekiyor.

Kabul edelim, insanların birbirine günahını bile vermediği bu zamanda canını seve seve insanlığa verenleri anlamamız asla kolay değil. Zira benzer değiliz. Bizler yürürken onlar uçmaya ant içmiş. Fedailer yüksek bilincin insanıdır. Düşlerine kanat takabilenlerdir. Çünkü derin farkındalığın yarattığı sıra dışı insanlar, benzersizdir. 

 

 

Ölen biz, yaşayan onlardır

Onlar canlarından bezdikleri için ölümü seçenler değil; bizleri ölümün pençesinden kurtarmak için feda olmanın bilincine varanlardır. Bu sebeple gerçekte ölen biz, yaşayan onlardır. Farkında olan onlar, bilinci berrak olan onlardır. Aklı sistemin oyunlarıyla bulanan biziz. Nasıl bir coğrafyada olduğumuzu, nasıl bir düşmana sahip olduğumuzu anlayanlar onlar, anlam fakiri olan biziz... 

Bu yüzden fedailerin her eylemi büyük. Büyük anlıyor, büyük yaşıyor, büyük intikam alıyorlar. Küçük olanı aşan, basit olana tenezzül etmeyen ruhları, onları bizden farklı kılan temel gerçekliktir. Bu yüzden onlar herkes değil, herkesin anlaması gereken sıra dışı gerçekliktirler. 

Özgürlük mücadelesi içinde özgürlüğü benliğinde cisimleştirmiş onlarca fedai yoldaş tanımış olmanın şansına sahibiz artık. Bu yüzden kendimiz ve onlar arasında bir kıyas yapabiliyoruz. Ama gerçekte fedailerin her biri kıyaslanamayacak kadar benzersizdir. Ve her biri anlaşılmayı, araştırılmayı, tanınmayı hak ediyor. Evet, her yıl dönümlerinde onları anıyoruz ama gerçekten onları anlıyor muyuz? Tanıyor muyuz? Var oluş amaçlarını biliyor muyuz? 

Bermal, düşmanı çıldırtan asi ruh

Belki de bu sebepten bugün çok tanınmayan bir fedai yoldaşı anlamak ve anlatmak gerek. 1967 yılında Batman’da dünyaya gelen Bermal (Güler Otaç), 1988’de özgürlük saflarına katılmış. Diyarbakır zindan vahşetiyle 1989’da tanışmış, Sakine Cansız (Sara) yoldaşla aynı davayı omuzlamış ve direnişiyle düşmanı çıldırtmış asi bir ruh. Kadın varlığının tartışıldığı bir coğrafyada özgürlük mücadelesinin öncülüğünü yapmış, halkı ayaklandırıp peşinden sürüklemiş bir Apocu. Düşmanın işkencelerine kahkahayla cevap verecek kadar davasından emin, bölge halkının idolü olan militan bir kadın. Yeni doğan her çocuğun ismini o versin isterdi insanlar. "Veririm tabi, Osman, Muhammet Kürtler için ne yapmış ki çocuklarımızın ismi Osman ve Muhammed olsun. Kurdistan’da doğan her çocuğun ismi; Mazlum, Ferhat, Zekiye, Kemal ve Delil olacak. Çocuklar kendini onlar için feda edenlerin adını taşıyacak" derdi.