Onlar silah değil, insan!

Dünya Haberleri —

Polonya-Belarus sınırında tutulan mülteciler arasında çok sayıda çocuk var / foto: AFP

Polonya-Belarus sınırında tutulan mülteciler arasında çok sayıda çocuk var / foto: AFP

  • Sınır Tanımayan Doktorlar, Polonya-Belarus sınırında daha fazla ölüm olacağı konusunda uyardı ve çok küçük çocuklar da dahil olmak üzere çaresiz ve dayanıksız göçmenlerin sınırdan geri itildiğini söyledi.

 

MSF’den Crystal van Leeuwen, “Bu insanların barınmaya, yiyeceğe, suya ve tıbbi desteğe ihtiyacı var. Yaşam güvencesi sağlanmalı. AB ve uluslararası hukuka göre muamele görmeleri gerekiyor. Onlar silah değil, insan" diye seslendi.

Sınır Tanımayan Doktorlar - Médecins Sans Frontières (MSF) bünyesinde tıbbi acil durum müdürü olan Crystal van Leeuwen, STK'ların Polonya tarafındaki askeri bölgeye acilen erişmeleri; göçmenlerin uluslararası koruma taleplerine saygı gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Ocalenie Vakfı ve Grupa Granica da dahil olmak üzere yerel gruplarla görüşmeden dönen Van Leeuwen, "İnsanlara silah gibi davranılıyor. AB'de bu tür bir krizin ortaya çıktığına inanmak zor" dedi.

Çoğu Irak, İran ve Suriye'den gelen binlerce göçmen, son haftalarda Belarus'tan geçmeye çalışırken sıfırın altındaki soğukta, yiyecek veya barınak bulunmayan yoğun ormanlık alanda sıkışıp kalınca en az 8 kişi yaşamını yitirdi.

Varşova tarafından ilan edilen OHAL kapsamında sınır boyunca 3 km derinliğindeki (1,9 mil) bir şeride, gazeteciler, yardım görevlileri ve yabancı gözlemciler de dahil olmak üzere bölgeden olmayanların girmesi yasaklandı.

Polonya, bir haftada bölgeye 2 bin 500 asker daha göndererek sınırı geçmeye çalışan göçmenleri durdurmak için görevlendirilen asker sayısı 10 bine çıkardı.

Varşova ve diğer başkentler, Belarus'un yaptırımlara misilleme olarak AB'ye karşı bir “hibrit savaş" yürüttüğünü söylüyor. Polonya, sadece kendi sınırını değil, blokun sınırını da koruduğu konusunda ısrar ediyor ve sadece Ekim’de 15 bin geçiş girişimi önlediğini savunuyor.

The Guardian’a konuşan MSF’den Van Leeuwen, 13 kadın, erkek ve çocuktan oluşan bir göçmen grubuyla tanıştığını belirterek, onları yerel bir sakinin bölge içindeki evine yiyecek ve ısınmak için getirdiğini ve ardından STK'larla buluşmaya yönlendirdiğini söyledi. Göçmenlerin giysileri ve uyku tulumları dışında yanlarında pek bir şey olmadığını aktaran Van Leeuwen, dört gece ormanda uyuduktan sonra açlık, soğuk ve korkuyla başa çıkmaya çalıştıklarını dinlediğini ifade etti.

Van Leeuwen, yardım görevlilerinin yiyecek, içecek ve kışlık giysiler dağıttığını söyledi. Bunlar yapılırken sınır muhafızlarının geldiğini; bunu gören göçmenlerin çoğunun korku içinde göz yaşlarına boğulduğunu kaydeden Van Leeuwen, hemen ardından silahlı başka bir gücün ve onu takip eden barandalı ve içinde oturma bankları olan bir askeri kamyonun geldiğini belirtti. Askeri birimin, 13 kişilik göçmen grubunu nereye götüreceğini reddettiğini; saatler sonra Belarus sınırın Belarus tarafında olduklarını gösteren konum atıldığını dile getiren Van Leeuwen, ölüm ile yaşam arasındaki ikileme dikkat çekti.

Van Leeuwen, STK'ların yalnızca 3 km'lik yasak bölgenin dışını bildiklerini, çünkü yasak bölgenin sadece Polonya ambulanslarına, sınır muhafızlarına ve yörenin sakinlerine açık olduğunu söyledi.

Soğuk, yiyecek ve su eksikliği ile korkunun yanı sıra bazen birkaç hafta sınıra ileri geri götürülmelerin, ruhsal sorunlara da yol açtığını ifade eden Van Leeuwen, şunların altını çizdi: “Bu insanların barınmaya, yiyeceğe, suya ve tıbbi desteğe ihtiyacı var. Yaşam güvencesi sağlanmalı. AB ve uluslararası hukuka göre muamele görmeleri gerekiyor. Onlar silah değil, insan."

BRÜKSEL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.