Oto asimilasyon ailede başlıyor

Kültür/Sanat Haberleri —

Morî Yayınevi Kürtçe çocuk kitapları

Morî Yayınevi Kürtçe çocuk kitapları

  • Sınırlı sayıda yayınevi tarafından basılan Kürtçe çocuk kitaplarına ilgi az olduğu gibi yayınevleri de bu konuda yetersiz ve ciddi sorunlar yaşıyor. Amed’de Kürtçe çocuk kitapları basan Morî Yayınevi ve Payiz Kitabevi’yle bunun nedenlerini konuştuk. 

 

 MUSTAFA DOĞAN / AMED

Amed'de bulunan Morî yayınevi, sadece Kürtçe çocuk kitapları yayınlayan yayınevlerinden biri. 8 yıl önce kurulan yayınevi, şu ana kadar çoğu set halinde olmak üzere 75 adet çocuk kitabı yayınladı. Pîrê û Dîko, Mîrmorîk, Pîrê û Çucê, Kêzxatûn, Rovî û Legleg, Şahmaran, Hebhinarê, Torî û Morî, Hîtokê û Papûşko, Gîsko, Aryen Diçe Bijîşk, Şêr û Rovî gibi kitaplar bunlardan bazıları. Yayınevi, bunları yanı sıra, yurt dışından çocuklar için yazılmış kitapların çevirisini de yapıp yayına hazırlıyor. 

25 kitap sırada

Morî yayınevi sorumlusu Mem Bawer, 0-3, 0-6, 6-10 ve 10-14 yaş aralığındaki çocuklar için kitaplar yayınladıklarını belirterek, "Çocuklara yönelik roman, öykü, masal türü kitaplar da yayınlıyoruz. Yaşlılardan dinlediğimiz öykü ve masalları not alıp dosya haline getiriyoruz. Şu an elimizde yayınlanmayı bekleyen 25 Kürtçe çocuk kitap dosyası var. Ancak basım maliyetleri çok yüksek olduğundan dolayı henüz yayınlayamadık” dedi.

 

Morî yayınevi sorumlusu Mem Bawer

 

Torî-Morî iki yıl sürdü

“Çocuk kitabı basmak diğer kitaplara benzemiyor” diyen Bawer şöyle devam etti: “Kağıdı ayrı, baskısı ayrı, mutlaka fotoğraflı olmalı. Boyama kitapları olmalı. Çocukların yaşlarına göre anlayabilecekleri hikaye, masal ve oyunlar olmalı. Çocuk pedagojisinden anlayan bir uzmanın olması şart. Çünkü rastgele çocuk kitabı yayınlayamazsınız. Örneğin Torî-Morî setini iki yılda tamamlayabildik. Resimli fasiküller halinde yayınladık.”

Hem eğleniyor hem öğreniyorlar

Okul öncesi çocuklar için hazırladıkları kitaplar olduğunu kaydeden Bawer, "Çocuklar hem eğlenerek, basit matematik işlemleri yaparak, çizim ve boyama yaparak öğreniyorlar. Hem elleri alışıyor hem de Kürtçeyi öğreniyorlar. Şu anda baskıya vereceğimiz Kürtçe kartlarımız var. Bu kartlar da doğayı, renkleri, hayvanları resimli olarak yayınlayacağız. Çocuklar bu kartlardaki resimlere bakıp hem görselini öğrenecek hem de ana dillerinde bunların ne anlama geldiğini öğrenecek" dedi. 

 

 

Anne-baba da Türkçe okuyor!

Çocuk kitapları satışlarının eskiye göre azalmasının birçok nedeni olduğunu ifade eden Bawer, bazılarını şöyle sıraladı: "İlginin azalmasının birden fazla nedeni var. Birincisi çocuklarımızla evde ana dilimizle konuşmuyoruz. En büyük nedeni bu. Çocuk ana dilini öğrenirse, o dilden yayınlamış kitabı isteyecektir. İlginin azalmasının bir diğer nedeni ise çocuk kitaplarının maliyeti pahalı. Matbaa baskıları çok pahalı. Kağıt da öyle. Kitaplar pahalı olunca aileler de son zamlarla birlikte kitabı artık bir lüks olarak görüyor. Kitap alırsa, mutfak masrafından kısmak zorunda kalacak. Başka bir neden ise anne baba Türkçe kitap okuyor. Çocuk ellerindeki kitabı görüyor. Öncelikle anne ve babaların Kürtçe öğrenmesi lazım. İlk adımda ebeveynler öğrenmez ise geleceklerini göremezler. Anne baba okumayınca çocuklar da okumuyor." 

'Çocuklar her şeyi hafızasına kaydeder'

Yayınladıkları çocuk kitapları içinde atasözleri, deyimler, masal ve hikayeler olduğunu anlatan Mem Bawer, "Çocuklar, kendilerine hitap eden kitaplardan çok şey öğreniyor. Gördüğünü, okuduğunu unutmuyor. Bakışları estetik oluyor. Okuduğu kitapta foto ya da resim ne kadar ilgisini çekerse, bu onlarda ön plana çıkıyor. Örneğin 0-3 yaş aralığındaki çocuklar okuma yazma bilmez. Aileler, renkler, şekiller, işaretler üzerinden ana diliyle onlara anlatabilir. Doğayı öğrenebilirler. Doğa, hayvan, renk. Çocuklar anne babalarından zekidir ve her şeyi hafızalarına kaydeder. Biraz büyüdüğünde, yaşına uygun kitapları roman okur gibi okumuyor. Kitabın içindekileri merak ediyor, hayal ediyor, resimlerle karşılaştırıyor. Öyle daha çok hafızasına kazınıyor" 

Kürtçe ailede başlamalı

"Çocuk kitaplarının satılması için önce Kürtçenin evlerde konuşulması, pazar dili olması lazım" diyen Bawer, pazarda, markette, her yerde mutlaka Kürtçe konuştuğunu vurgulayarak şöyle devam etti: "Bir şeyin fiyatını sorsam Kürtçe soruyorum. Bana Türkçe cevap verilse bile karşılığını Kürtçe veriyorum. Bunu hepimiz yapmalıyız. Bir farkındalık yaratmalıyız. Kürtçe ailede başlamalı. Çünkü oto asimilasyon ailede başlıyor. Ben evde çocuklarıma Kürtçe öğretmiyorsam, onlarla ana dillerinde konuşmuyorsam, ne diye kalkıp Kürtçe çocuk kitapları bastırayım. Tek amacım şudur; yarın bizden sonra gelenler şunu diyebilmeli, 'Mem Bawer bu kadar kitap yayınladı, biz bunu daha da büyüterek, daha fazla kitap yayınlayalım.’ Her türlü zorluğa ve sıkıntıya rağmen Kürtçe çocuk kitapları yayınlama konusunda geri adım atmayacağız.”

 

*****

120 sınıf, 5 bin öğrenci 

Payiz Kitabevi sorumlusu Jêhat Rojhilat

Amed'de 2016 yılında kurulan Payiz Kitabevi sorumlusu Jêhat Rojhilat, 2021 yılında yayınevi kurduklarını ancak Kürtçe çocuk kitap dosyalarının yeterli oranda gelmediği için yayınlayamadıklarını söyledi. Kurdî-Der bünyesinde Kürtçe dil çalışmalarını sürdürdüklerini, derneğin bünyesinde 120 sınıfın bulunduğunu ve 5 bine yakın kişinin Kürtçe dil eğitimi alıp mezun olduğunu kaydeden Rojhilat, "Kürtçe matematik, edebiyat, kimya gibi ders kitapları bastık. 6. sınıf çocuklar için ben kendim yazdım. Kurdî-Der'de kaliteli çocuk kitapları yayınlanıyordu. Ancak Kurdi-Der KHK ile kapatıldı. Zarokistan vardı, burada çocuklar hem Kürtçe öğreniyorlar hem de resim yapıyorlar, oyunlar oynuyor, ders görüyorlardı. Ancak burası da KHK ile kapatıldı. Binayı Müftülüğe devrettiler. Kürtçe eğitim veren kurumların kapatılması ile özellikle çocuk kitaplarına ulaşım zorlaştı" diyerek, kayyumlarla birlikte Kürtçeye yönelik tahammülsüzlükleri anlattı.  

Çocuk kitapları geri planda 

Kürtçe yazan aydınların çocuklara yönelik kitaplardan ziyade, roman, öykü, şiir ve teorik içerikli kitaplara ağırlık verdiklerini ifade eden Rojhilat, "Aydınlarımız Kürtçe çocuk kitaplarına yönelmeyince, bu kitaplar geri plana itildi ve yayınevlerine daha az dosyalar gelmeye başladı. Kürtçe yazan aydınlarımızın bu alana da yönelmesi lazım. Çocuklarımızın ana dilini öğrenmesini istiyorsak, bu dili öğrenmeleri için çocuklara yönelik yayınların da olması gerekli" şeklinde konuştu. 

Kürtçe çocuk kitaplarının yayınlanmasının zorluklarına dikkat çeken Rojhilat, "Bu tür kitapları yayınlamak, bir roman ya da öykü yayınlamaya benzemiyor. Kitapların ofset baskı olması, resimli olması şart. Çünkü çocuklar bir harfi, bir nesneyi resimlerine bakıp öğreniyor. Ayrıca yayınlayacağınız çocuk kitabı için uzman çocuk pedagogları ile çalışmanız lazım. Onun bu eseri yayınlanmadan önce okuması, görmesi lazım. Matbaa masrafları yine son zamlarla birlikte katlanarak büyüdü. Baskı maliyeti pahalı olduğu için şu an çocuk kitabı yayınlada zorluk çekiyoruz. Sponsor olması lazım. Kayyum atanmadan önce bazı belediyeler toplu çocuk kitapları alıp bunları çocuklara dağıtıyordu. Bu şekilde bir pazar imkânı vardı. Ama kayyumlarla birlikte bu gelenek tamamen durduruldu" dedi. 

Aileler çocukları ile Türkçe konuşuyor

Çocukların okul öncesinde Kürtçe öğrenebilmesi konusunda ailelere büyük görev düştüğünü belirten Rojhilat, "Anne-babalar evde çocukları ile Türkçe konuşuyor. Kürtçe çocuk kitaplarının daha fazla yayınlanmasını istiyorsak, bu konuda aileler de duyarlı olmalı. Aileler bebeklikten itibaren çocukları ile ana dilleri ile konuşmalı. Küçükken ana dilini öğrenen çocuklar diğer dilleri de öğrenir. Anne-baba daha bebekken çocuklarını yatırmadan önce onlara Kürtçe masal, hikâye anlatırsa çocuklar o yaşta bunu beynine yerleştirir. Kürtçe kodları büyüdüğünde bile unutmaz. Çünkü o dilin kodunu bir kez algılamıştır. Aileler evinde çocukları ile Kürtçe konuşursa, onlara Kürtçe kitap alırsa piyasa hareketlenir. Hem yeni dosyalar gelir hem de yeni yayınevleri, kitapevleri kurulur" şeklinde  konuştu.

Avrupa'ya gittiğinde oradaki Kürt ailelerin çocuklarını Türkçe dil kurslarına gönderdiğine şahit olduğunu kaydeden Jêhat Rojhilat, "Türkçeye de, İngilizceye de göndersin. Ama kendi ana dilini öğrenmesi için Kürtçe kursa da göndersin. Avrupa’da yaşayan Kürt ailelerin bu konuda duyarlı olması şart. Orada rahatlıkla Kürtçe kurslar açabilirler. Hükümetler her dil için yayınevlerine yılda iki kez destek veriyor” dedi. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.