Özgürlük inancı zindanlara sığmadı

Dosya Haberleri —

Devrim Kavak

Devrim Kavak

  • Amed/Bismilli Kavak ailesi sömürgeci Türk devletinin, Kürt halkını soykırımdan geçirme politikalarına karşı direnişi seçen ailelerden biri olarak karşımıza çıkıyor.  Mücadeleye aktif katılan bir baba, babalarının yolunu izleyen çocuklar ve her daim onların yanında yer alan bir anne.  Şoreş Amed (Devrim Kavak) özgülünde Kavak ailesinin direniş dolu hayatına yer veriyoruz.

ERDOĞAN ZAMUR

Amed, tarihin her döneminde zalimlere karşı asi duruşuyla tüm ezilenlerin yurdu oldu. Amed halkı iktidarlara ve sömürgecilere hiçbir zaman boyun eğmedi. Kavak ailesi de sömürgeci Türk devletinin, Kürt halkını soykırımdan geçirme politikalarına karşı direnişi seçen ailelerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kavak ailesi Amed’in Bismil ilçesine bağlı Sinan köyünden 1960 yılında Amed merkeze taşınıyor. Bağlara yerleşen ailede, özgürlük mücadelesi ile ilk tanışan Şoreş Amed’in babası Cemal Kavak oluyor. Dayısı ile cezaevine gidiş gelişlerinde Cemal Kavak mücadele ile tanışıyor. Sonra kardeşi Ferhat Kavak, kuzenleri ve son olarak Şoreş mücadelede yerini alıyor. Haberimizde Kürt Özgürlük Mücadelesi’nde cezaevinde iki defa üst üste firar eden Kemal Pir’den sonra ender insanlardan biri olan Şoreş Amed (Devrim Kavak) özgülünde Kavak ailesinin direniş dolu hayatına yer vereceğiz. Şoreş Amed’in ve Kavak ailesinin mücadelesini kardeşi Azad Kavak'tan dinledik.

Cemal Kavak

 

Baskılar ve göç

1980 askeri faşist cuntasının yönetime el koymasıyla birlikte baskılar giderek artar. Bu dönemde Cemal Kavak aktif olarak mücadele içerisinde yer alıyor. 3 Kasım 1986 yılında 6 çocuklu evin ilk çocuğu olan Şoreş dünyaya geliyor. Şoreş baskıların katmerleştiği yıllarda geçiriyor çocukluğunu. Öyle ya Kurdistan tarihinde büyük saldırıların ve görkemli direnişin yıllarıdır 1990’lar. Vedat Aydın’ın katledilmesi ve sonrasında cenazede onlarca insanın üzerine ateş açılması yeni bir dönemin başlangıcı oluyor. Cemal Kavak mücadele içerisinde yer almaya başlıyor. O dönem Cemal Kavak’ın kuzeni Süleyman Dün, kontralar tarafından katledilir. Bu aileye yönelik baskıların daha da artmasına neden olur. Kısa bir zaman içinde anne ve babası yaşamını yitirir. JİTEM’in kaybettirme politikası bütün Kurdistan’da olduğu gibi Amed’te de kendini yakıcı bir biçimde hissettirir. Baskılara karşı Kavak ailesi İstanbul’a taşınmak zorunda kalır. İstanbul’a taşınmaları Cemal Kavak’ı siyasetten alıkoymaz. Gazi Osman Paşa (GOP) ilçesinde DEP’in ilçe yönetimine giren Kavak’ın, aktif siyasette olması Şoreş başta olmak üzere diğer çocuklarının yaşamlarını da etkiliyor.

Devrim Kavak

Özgür Ülke gazetesi satar

Şoreş zeki bir öğrencidir. İlkokul 1. sınıfı bitirip İstanbul’a taşınırlar. İstanbul’da 2. sınıfa gitmeden direk 3. sınıfa başlar. Kürt olması, babasının mücadelesi onu etkiler ve partide ilk çocuk komisyonun kurulmasına öncülük eder. O dönem Topkapı otogarında Özgür Ülke gazetesi satar. Şoreş artık doğru dürüst okula gitmez. Onların yaşamı parti binaları, eylemler, basın açıklamaları, kongreler olur. Artık Şoreş daha da büyümüş, parti çalışmaları içinde yer almaya başlamıştır. Kavak ailesine yönelik polis baskısı İstanbul’da da bitmez. Baba Kavak’ın parti çalışmasından dolayı ikide bir gözaltına alınması, işkenceye uğraması, evlerinin basılması Şoreş’in devlete olan öfkesini bilemiştir.

Amca Kavak gerillaya katılır

Şoreş’in yaşamının en önemli dönüm noktalarından biri de kendisinde birkaç yaş büyük olan amcası Ferhat Kavak’ın (Amed Berivan) 1998 yılında özgürlük saflarına katılmasıdır. Artık Şoreş için rol model amcası Ferhat olur. Sadece Şoreş’in değil bütün çocuklar üzerinde bu katılım ciddi bir etki eder. Yaşları küçük olmasına rağmen daha fazla mücadele içinde yer almak, eylemlere katılmak için çabanın içine girer. Babasının kurucularından olduğu HADEP GOP ilçeye gidip gelir. Parti çalışmalarında aktifleşir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tutsak alınıp Türkiye’ye getirilmesi onu mücadele de daha aktifleşir. Şoreş o dönem anadil için yürütülen kampanyanın öncülerinden olur. Taksim kitap fuarında basın açıklamasını okurken, polisler tarafından şiddete uğrar. Eğitim-Sen’in dönemin Meclis Başkanı MHP’li Ömer İzgi’den randevu alırken gidecek çocukların içinde Şoreş de olacaktı.

Özgürlük dağları...

Şoreş, İstanbul’da aktif çalışmalarda yer alırken aldıkları haber bütün aileyi derinden etkiler. Amcası Ferhat Kavak 2001 yılında Dersim’de şehid düşer. Şoreş, amcasının bıraktığı silahı devralır. Amcası şehit düştüğünde liseye giden Şoreş artık doğru dürüst okula gitmez olur. Sistemin dayattığı yaşamı kabul etmez. 2002 yılında gençlik çalışmalarına katılır. 3 Kasım 2002 seçimleri onun için bir dönüm noktası olur. Eyüp meydanında yapılan mitinge 600 bin kişinin katılması artık barajı geçileceği umudunu doğurmuştur. Ancak sandıklarda beklenen olmaz ve baraj geçilemez. O artık kendine yeni bir yol çizer ve 2003 yılında gerillaya katılır. Kardeşi o dönemi anlatırken “Aramızda çok yaş farkı yoktu. Biz kendi aramızda konuşurken birlikte katılacağımızı söylüyordu. Bize haber vermeden gitti. Sonra öğrendik ki gidişinde babamın haberi varmış” diyor.

Azad Kavak

Anne yüreği hissetmişti

Azad Kavak ağabeyinin gidişini anlatırken, son kez yaşadıklarına dair bir anekdot anlatıyor: “Şoreş katılacağı zaman son akşam yemeğinde annemden patates kızartması yapmasını istiyor. Biz o akşam hep beraber yemek yedik. Sabah evden çıkıp gitti. Öğleden sonra annem Şoreş’in gideceğini, içinde bir sıkıntı olduğunu söyledi. O gün gözaltılar olmuştu. Babam onunda gözaltına alınmış olabileceğini söyleyerek annemin Şoreş’e dair sorularını geçiştirdi. Anne yüreği hissetmişti oğlunun gideceğini.”

Tutsakken onu göremedik

Şoreş’in gerillaya katılımının yanı sıra baba Cemal Kavak’ın legal siyasette aktif olarak yer alması baskıları daha da artırmıştır. Gözaltılar, işkencelerin yanı sıra artık İstanbul onlar için yaşanamaz bir duruma gelince çareyi Avrupa’ya gelmekte görürler. 2006 Şubat’ında Cemal Kavak Avrupa’ya gelir. Aile de 2006 Ekim’inde İsviçre’ye yerleşir. Avrupa’da da aktif çalışmalarını sürdürür. Azad Kavak, ağabeyinin yakalandığını sonra öğrendiklerini dile getirerek, “Biz ailece 2006 yılında Avrupa’ya geldik. Ağabeyim 2009 yılında İstanbul’da tutsak ediliyor. Tabi biz o yakalandıktan sonra haberimiz oldu. Aileden hiç birimiz Türkiye’ye gidemediğimiz için onu görmeye gidemedik" diyor.

Bir günlük özgürlük her şeye değer

Bingöl’de firar eden ve bir gün sonra yakalanan Şoreş önce Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne götürülür. Azad Kavak o dönemi şöyle dile getiriyor: “Babamın taziyesindeydik, gelen giden eksik olmuyordu. Çok ağır bir hava vardı. Televizyonda firar olayını duyunca sanki ben onunla cezaevinde özgürlüğe ulaşmıştım. O kadar çok sevindik. Tabi kısa sürede yakalanması iyi olmadı. Van’a yollamışlardı. Halamlar ve Van Tutuklular Aile Derneği’ne haber verdik. Halamlar görmeye gittiler. Çok kötü işkence yapmışlardı. Halam ‘Siz o kadar emek verdiniz ama hemen yakalandınız. Artık böyle yapma’ dediğinde abim halama ‘o bir günlük özgürlük için bir yıl boyunca o tünelde çektiğimiz sıkıntılara değdi’ diyor.

Şoreş asla pes etmeyen biridir. Mahkeme sürecinde tekrar Amed Cezaevi'ne getirilir. Orada kaçış için plan yapılır. Yüksek güvenlikli cezaevinde firar etmek kolay değil. Aile ziyaretinde zayıflığı annenin gözünden kaçmaz. Bir telefon görüşmesinde annesine, “Anne sen çay koy ben misafirliğe geleceğim” diyor. Anne gayri ihtiyari olarak, “Tekrar kaçmayı düşünmüyorsun değil mi? diye sorar. Anneye şaka yaptığını söyleyerek olayı kapatır.

Özgür dağlara ulaşmayı başarır

Bir grup arkadaşıyla Diyarbakır Cezaevi'nde filmleri aratmayan bir biçimde ikinci defa firar eder. Azad, ikinci firar olayını duyduğunda ilk olarak inanmadığını belirtiyor ve devam ediyor: “İlk duyduğumuzda inanamadık, seviniyorduk ama temkinliydik. Yakalanma durumunda infaz edilme kaygısı taşıyorduk. Bir gün Fırat Haber Ajansı’na onunla yapılan röportajı gördük. Çocukluğunu, geleceğini adadığı, uğruna tüneller kazdığı, mücadeleye, o dağlara nihayet kavuşmuştu. Birlikte firar ettiği HPG Konsey Üyesi Mervan Ulaş’ın ona dair çarpıcı bir belirlemesi oldu. ‘Şoreş çağımızın Mazlum Doğan’ıydı. Çocukluğunda hep Mazlum Doğan’ı bize örnek verirdi. Onun gibi çok okumalıyız diyordu. Bu belirleme aslında abimi tam olarak anlatan bir sözdü.”

2019 Ağustos'unda yıldızlaştı

İkinci defa dağlara ulaşan Şoreş aile ile iletişim kurma noktasında oldukça hassas davranır. Çünkü telefonla konuşurken yer tespiti yapılması tehlikesi vardır. Son olarak Şoreş’in aile ile iletişimini Avrupa’da uzun süre çalışma yürüten Şehit Sinan Dersim sağlar. Azad o konuşmayı şöyle dile getiriyor: “Şehit Sinan Dersim Avrupa çok önemli çalışmalar yapan biriydi. Annem ile de sık sık telefonda görüşürdü. Bir gün ararken yanında Şoreş varmış annem ile görüşmüşlerdi. Sadece iyi olduğunu biliyorduk. 2019 yılının Ağustos ayında yıldızlaştığı haberini aldık.”

* * *

Asla umutsuzluğa kapılmadı

Şoreş ilk tutuklandığında Tekirdağ Cezaevi'ne götürülüyor. Bir müddet sonra Diyarbakır D Tipi Cezaevi'ne yollanır ve burada mahkemeye çıkarılıp ceza verilir. O dönem 2009 siyasi soykırım operasyonları nedeniyle cezaevinde olan Kürt siyasetçi Kemal Aktaş, Şoreş’e dair şunları dile getiriyor. “Biz Şoreş ile aynı koğuşta da kaldık. Ayrı koğuşlarda olduğumuz zaman da ortak alanlarda buluştuk. Kabına sığmaz biriydi. Herkese moral verirdi. “Voleybol maçları bayağı çekişmeli geçerdi. Devrim’in boyu da uzundu ve smaç yapmayı çok severdi. Hiçbir zaman yenilgiyi kabul etmezdi. “

2014 milletvekili seçimlerinde Van cezaevinde Şoreş’i ziyaret ettiğini belirten Aktaş, şöyle devam ediyor: “Metropolde yakalanmıştı, çok hayıflanıyordu. Ama asla umutsuzluğa kapılmamıştı. Bizim mücadelemizde büyük şehit Kemal Pir iki defa cezaevinde firar etmişti. Amed cezaevinde Kemal Pir hep şunu söylüyordu. “En güvenlikli cezaevinin bile zayıf bir yönü vardır. Firar etmeyi düşünen devrimcilerin görevi o açığı bulmaktır. Şoreş bunu iki defa başarmış biridir. Şahadet haberini okuyunca inanamadım. Çok erken yıldızlaştı.”

* * *

Babamızdan mücadele azmini öğrendik

Genç yaşlarda mücadeleyle tanışan Cemal Kavak önce Amed, sonra İstanbul ve en son Avrupa’da aktif olarak mücadele içinde yer alır. DEP, HADEP, DEHAP VE DTP gibi legal Kürt partilerinde görev yapar. Azad Kavak, babası için şunları söylüyor: “Çocuklarını mücadeleye yararlı bireyler olarak yetiştirme çabasındaydı. Biz babamızdan mücadele azmini öğrendik.Avrupa’daki yaşamı hiç benimsemedi. Davaları nedeniyle zorlu bir göç oldu. Geriye gitmenin yollarını arıyordu. Şoreş, Bingöl’de 18 Ağustos’ta firar edecekti ancak, tünelin çıktığı yer güvenli bulunmadığı için firar 19 Ağustos erteleniyor. O gün babamın ölüm haberini aldık. Eğer o firar gerçekleşmiş olsa belki babam şimdi hayatta olacaktı.”

***

Rojhat'ın vedası: Bize gün yüzü göstermeyen devlete karşı…

2015 Ekim ayında Şoreş’in kardeşi Rojhat Kavak İsviçre’nin Luzern kentinde arkasında mektup bırakarak hayatına son verir.  Rojhat Kavak'ın geride bıraktığı mektup: "Kararım tartışmasız yanlış bir karardır, fakat ben yapamadım yenik düştüm. Başarılı bir hayat, güzel bir gelecek yolunda kararlı adımlarla sonuç ala ala, direne direne yürüyordum. Ne var ki tüm bunlar bir amaç doğrultusunda anlam kazanıyordu. Belki ufak bir yaşta ülkemi terk etmek zorunda kaldım. Burada geçen zamanda da ülkeme faydalı bir birey olabilmek için çaba harcadım. Fakat yüreğimde öyle bir hasret büyüdü ki artık burada sürdürdüğüm yaşam dayanılmaz hale geldi. Her gün genç, yaşlı, çocuk katledilirken eli kolu bağlı oturmaktan beni her geçen gün bitiren şeylerden biriydi sadece. Yapılabilecek belki çok şey vardı ama benim özlediğim sadece bir şeydi: Kurdistan sokakları. Tüm sevdiklerimden affımı diliyorum. Bize gün yüzü göstermeyen devlete karşı mücadelenizde başarılar."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.