‘Rejim değişikliği istiyoruz’

Kadın Haberleri —

.

.

  • İran’da kadınlar öncülüğünde üç aydır süren direnişi değerlendiren Parniyan Yeganeh’i, “Ahlak Polisinin” lağvedilmesi kimsenin gündemi değil, halk rejim değişikliği istiyor" dedi.

İran’ın başkenti Tahran’da Kürt kadını Jîna Amînî’nin “Ahlak polisi” tarafından gözaltında katledilmesi sonrası başlayan halk ayaklanmasında gözler “Ahlak polisinin” yapısına kaydı. Üçüncü ayına giren kadınlar öncülüğündeki direniş sonucun “Ahlak polisinin” lağvedildiği basına yansıdı. İran Başsavcısı Mohammad Jafar Montazeri’ye dayandırılan haber daha sonra yalanlandı. Lağvedilenin “Ahlak polisi” olmağı, “Ahlak polisi”nin bir alt birimi olan sokaktaki kolu İrşad Devriyesi (Gaşt-e Erşad) olduğu belirtildi.

Konuya ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Gözde Çağrı Özköse’ye konuşan İranlı Parniyan Yeganeh, “Ahlak polisinin” lağvedilmesinin rejim sona ermeden imkansız olduğunu, edilse bile pratikte bunun bir karşılığının olmayacağını söyledi. 

Devrim deyince Batı’nın huzuru kaçıyor

Kendisi de İran’daki baskılar nedeniyle sürgün yaşayan Parniyan Yeganeh, karar vericilerin devrimi kontrol altına almak için böyle bir asılsız haberi ortaya attığını belirtti. Yeganeh, “Batı’nın eylemlerle bir sorunu yok, destekliyorlar güya, ancak devrim sözcüğü telaffuz edildiği zaman herkesin huzuru kaçıyor. İran hükümeti de rejimi canlı tutmak zorunda ki her istediğini yapsın, suç işlemeye devam etsin, bunun hiçbir karşılığı olmasın. Ancak rejim ve Batı medyası ne söylerse söylesin, bizim pozisyonumuz açık ve nettir. Rejim değişikliği istiyoruz, reform değil” dedi.

Zorunlu başörtüsü bu rejimin DNA’sı

5 Kasım’da gerçekleştirilen genel grev eyleminin İran tarihinin en büyük grevi olduğunu belirten Yeganeh, “Dünya bu çığlığı duyup bu rejime son vermeli ama görüyoruz ki devrime son vermek amacıyla yalan haberler yayıyorlar. Tüm gazetecilerin haberlerini yazmadan önce şunu düşünmesini istiyoruz, medya ses vermezse, bir diktatör nasıl varlığını sürdürür? Zorunlu başörtüsü bu rejimin DNA'sında var. Şu anda İran halkı tüm gücüyle bu rejimi bitirmek için kendi ekonomisini sarsmaya çalışıyor. Bunun için grev yapıyor. Bu grevler halkı da aç bırakıyor. Bu rejimi aç bırakmak için kendimizi de aç bırakmak zorundayız. Şu anda Kurdistan'da 75 gündür grev sürüyor" ifadelerini kullandı.

Rejimin metotları değişmez

Jîna Amînî'nin katledilmesiyle tetiklenen eylemlerin tek talebinin rejim değişikliği olduğunun altını çizen Yeganeh, "Muhalefet gibi görünen yapının bunu bir reform talebine indirgemesine izin vermeyeceğiz. Bizler daha önce defalarca reform talepli ayaklanmalara şahit olduk, hatta 2009 seçimlerinde reformist adaya oy bile verdik. Oylarımız sayılmadı ve üstüne de binlerce insanımız öldürüldü. 2019 Kasım'ındaki ayaklanma sırasında Cumhurbaşkanı reformistti. Yine internet kesildi. Bin 500 insan öldürüldü. Hükümet hangi tarafta olursa olsun, rejimin metotları değişmez. Rejim öldürür, hapsedder ve tecavüz eder. 43 yıllık rejim tarihinde bunların sayısız örneği vardır” diye belirtti.

75 gündür grevde olan halka güvenmeliyiz

“Kadın, yaşam, özgürlük” kavramını savunan herkesin satır aralarını iyi okuması gerektiğinin altını çizen Yeganeh, şunları söyledi: “Bu sefer sokaklardaki, 75 gündür grevde olan halka güvenmeliyiz. Rejim propagandası genel greve odaklanmamızı engellemek istiyor. Haber ajansları, gazeteciler özellikle bu grevleri öne çıkarmalıdır. Halk reform istemiyor, “Ahlak Polisinin” lağvedilmesi kimsenin gündemi değil, halk rejim değişikliği istiyor" diye konuştu.

Zorunlu başörtüsünün İslami rejimden çıkarılması durumunda kimliksiz kalacağını kaydeden Yeganeh, "Totaliter rejimler bu kimlikler olmadan yaşayamazlar. Biliyorlar ki zorunlu başörtüsünde geri adım atarlarsa, başka pek çok şeyde geri adım atmak zorunda kalacaklar ve böylece de İran rejimi artık İslami rejim olmayacak. Sizce bunu yaparlar mı?" diye sordu.

GÖZDE ÇAĞRI ÖZKÖSE / MA 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.