Tecride cevapsız kalamayız

  • "Hükümet baskı, tecrit ve savaş siyasetinden vazgeçmelidir" diyen aydın, yazar ve sanatçılar, İstanbul ve Amed’de "Barışa Ses Olalım" deklarasyonunu paylaştı.
  • Deklarasyon imzacılarından sanat eleştirmeni ve ressam Feyyaz Yaman, yazar Ayşegül Devecioğlu ve şair Önder Kızılkaya, gazetemize konuştu.

ERDOĞAN ALAYUMAT/ İSTANBUL

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecrit koşullarına dikkat çeken  sanat eleştirmeni ve ressam Feyyaz Yaman, “Eğer bir insan susturuluyorsa, sessiz kalması için kapatılıyorsa o zaman bütün insanlık aynı mağduriyeti yaşıyor demektir. Buna cevapsız kalamayız” dedi.

"Hükümet baskı, tecrit ve savaş siyasetinden vazgeçmelidir" diyen aydın, yazar ve sanatçılar, İstanbul ve Amed’de "Barışa Ses Olalım" deklarasyonunu paylaştı. Deklarasyon imzacılarından sanat eleştirmeni ve ressam Feyyaz Yaman, yazar Ayşegül Devecioğlu ve şair Önder Kızılkaya, gazetemize konuştu.

 

 

Çözümsüzlüğe hizmet ediyor

Yazar Ayşegül Devecioğlu, Abdullah Öcalan’ın yıllardır İmralı’da insanlık dışı bir şekilde tecrit altında tutulmasının iktidara fayda sağladığını, ayakta kalmalarına hizmet ettiğini vurguladı. Devecioğlu, “Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkması yönündeki talebimizi daha önce de dile getirdik. Bu sesler çok fazla duyulmuyor. Bence sanatçılar yaşadığımız her türlü toplumsal sorunla ilgili ses çıkarabilmeli. Savaş ile yaşadığımız tüm toplumsal sorunlar ve tecrit arasındaki bağı kurmalı; bunu toplumsallaştırmaya çalışmalı ki bizim barış içinde yaşama umuduz olsun" dedi.

 

 

Muhataplarıyla konuşulmalı

“Kürt sorunu diğer sorunlarla birlikte barışın diliyle çözülmeli” diyen şair Önder Kızılkaya ise şöyle konuştu: “Gitgide şiddetin dili egemen olmaya başladı. Barışın dilini konuşanlar ve bunu tesis edecek muhatapların önemli bir kısmı şu an cezaevinde. Bu siyasi bir sorun ve siyasi mekanizmalarla çözülmeli. Bu mekanizmayı oluşturacak insanların bir an önce özgürlüklerine kavuşması ve muhataplarıyla bir araya gelerek barışın tesisi için çalışmalara başlaması gerekiyor. Biz sanatçılar olarak bunu yıllardır görüyoruz. Kadın cinayetlerinden çocukların eğitimde yaşadığı sorunlara kadar... Barışın olmaması toplumsal tüm alanları zehirliyor ve derinleştiriyor. Açıklanan deklerasyonla bizim derdimiz de bunu hatırlatmaktı. Şiddetin dilini değil, barışın dilini konuşalım.”