Toprağının sesi

Kadın Haberleri —

Suzan Bilal

Suzan Bilal

  • Efrîn’in işgalinin ardından Halep’e göç eden Suzan Bilal, halkının direnişini ve kadınlara karşı işlenen suçları şarkılarıyla dünyaya duyurmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra soykırım saldırılarına rağmen kültürünü koruyor ve sanatın kadınların ayrılmaz parçası olduğu mesajını veriyor. 

Türk devleti, doğup büyüdüğü Efrîn’i işgal edince Raco ilçesinden Halep’e göç eder. Göçle birlikte hayatında yeni bir sayfa açan Suzan Bilal, topraklarının işgalini ve halkının direnişini sesiyle dünyaya ulaştırıyor. Çocukluğundan bu yana şarkı söyleme yeteneği olan Suzan Bilal, bestelerini Kürtçe, Hintçe, Türkçe, Arapça müzik kültürlerinden esinlenerek yapıyor.

Şu anda Halep’teki Cemîl Horo Kültür ve Sanat Merkezi çalışmalarında yer aldığını dile getiren Suzan Bilal, Jinha’dan Sibelia El İbrahim’e konuştu. 

3 yıl önce profesyonel olarak sanat hayatına başlayan Suzan Bilal, Cemîl Horo Kültür ve Sanat Merkezi folklor grubu üyeliğinden Hilala Zêrin’de Şehid Fejîn Grubu’nun solistlerinden biri oldu. 

 

Şehid Fejîn Grubu

 

Kültürünün koruyucusu

Türk devletinin Rojava’ya saldırıları ve özel savaş politikalarıyla halkın kültürünü ortadan kaldırmak istediğini belirten Suzan Bilal, “Bu kültürü korumaya ve yaşatmaya çalıştım, dolayısıyla güçlü bir iradem ve kararlılığım vardı ve şu an bulunduğum yere gelene kadar bu adımdan geri adım atmadım” dedi.

Suzan Bilal, sahneye çıktığı ilk anı ise şöyle anlatıyor: “Şehid Fejin Grubu’na katıldığım sıralarda ilk kez sahneye çıkmıştım. Önder Abdullah Öcalan'ın doğum günü için büyük bir etkinlik düzenlenmişti. İlk sahnem olduğu için başta utandım ama katılımcıların direniş sloganları, Efrin’e gönderdikleri selam, bana cesaret verdi.”

Kadınların sesi

Kendine ait besteleri olduğunu ve bazı şarkıları Kürtçe ve Arapça’ya çevirdiğini kaydeden Suzan Bilal, sürekli bir arayış içerisinde. Bu arayışında temel amacı ise Efrîn başta olmak üzere işgal altındaki topraklarda kadınlara karşı işlenen suçları besteleriyle dünyaya duyurmak.

Suzan Bilal, ayrıca topraklarında katledilen insanların hikayelerinden etkilendiğini kaydetti.

“Geçtiğimiz günlerde Efrîn’den göçertilen Hamza isimli gencin bindiği araç hedef alındı. Düğün hazırlığı yapan Hamza yaşamını yitirdi. O gün onun ölümünden çok etkilendim ve oturdum bunu yazdım. Hamza'nın çektiği acıları, yaşamını yitirmesi, ailesi üzerindeki etkisi, özellikle de annelerin ne kadar zaman geçse de iyileşmeyen yaralarını anlatan bir şarkı besteledim. Şarkı sözlerimle annelerin yaşadığı acıların bir kısmını anlatmaya çalıştım.”

Yaralansa da durulmamalı

“Bölgedeki savaş koşulları ve yerinden edilme biz kadınları ne kadar yaralasa da durmamalı ve mücadelemize sahip çıkmalıyız” diyen Suzan Bilal, kadınların gelişmeleri önündeki tüm engelleri aşması gerektiğini belirtti.

Suzan Bilal, son olarak kadınların sanatın ayrılmaz bir parçası olduğunu ve sanatın da yalnıza kadınlar tarafından büyütülebileceğini ekledi. HALEP

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.