Truss dönemi resmen başladı

• İktidardaki Muhafazakar Parti’nin çiçeği burnunda lideri Liz Truss, dün Boris Johnson’ın istifasını Kraliçe 2. Elizabeth’e sunmasının ardından İngiltere’nin yeni başbakanı olarak atandı. Truss, Margaret Thatcher ve Theresa May’den sonra İngiltere’nin üçüncü kadın başbakanı oldu. 

 

Truss’ın kabinesinde, halen İş Dünyasın’dan Sorumlu Bakan olarak görev yapan Kwasi Kwarteng’in Maliye Bakanı, Başsavcı olarak görev yapan Suella Braverman’ın İçişleri Bakanı; Eğitim Bakanı olarak görev yapan James Cleverly’nin ise Dışişleri Bakanı olarak atanması bekleniyor. İçişleri Bakanı Priti Patel ve Kültür Bakanı Nadine Dorries ise yeni kabinenin açıklanması öncesi istifa etti. Gazetemizin baskıya girdiği saatlerde Truss henüz resmi olarak kabinesini açıklamamıştı. 

Johnson veda etti

Başbakan olarak son konuşmasını dün sabah Downing Street’teki Başbakanlık Konutu önünde yapan Boris Johnson ise sözlerine “Benden bu kadar millet” diyerek başladı. Johnson, yeni Muhafazakar Parti hükümetinin enerji krizi başta olmak üzere önündeki güçlükleri aşacağını savundu ve partisine tam destek verdiği “Liz Truss’ın arkasında birleşme” çağrısı yaptı. Johnson konuşmasında kendisini ise “yakıtı biten bir roket tankına” benzetti.

2010’da parlamentoya girdi

Evli ve iki çocuk annesi 47 yaşındaki Liz Truss, 2001’den beri Muhafazakar Parti’de siyaset yapıyor. 2010 yılında ilk kez parlamentoya giren Truss, 2016 yılında Theresa May hükümetinin Adalet Bakanı oldu. Ertesi yıl Hazine Başmüsteşarlığı’na getirildi. 2016’da uluslararası ticaretten sorumlu bakanlığa atandı. 15 Eylül 2021’de ise ülkenin ikinci, partisinin ise ilk kadın Dışişleri Bakanı oldu. 

Ailesi solcu kendisi kapitalist

Ailesi solcu olsa da Truss destekçileri tarafından  “kabinedeki gerçek bir kaç kapitalistten biri” olarak görülüyor. Truss yakın çevresi tarafından ise “hırslı” ve “kaybetmeyi sevmeyen biri” olarak tanımlanıyor.  

Tam bir Thatcher hayranı

Truss savunduğu politikalar ve tarzı sebebiyle “Demir Leydi” lakaplı Margaret Thatcher’e benzetiliyor. Kendisi de Thatcher’a olan hayranlığını dile getirmekten çekinmiyor. Truss’ın rol modeli Thatcher’in hükümeti İngiliz işçi sınıfı açısından çok berbat bir dönemdi. Zira Thatcher 1979-1990 yılları arasındaki iktidarı boyunca sendikal harekete büyük oranda darbe vurdu, sosyal konutlardan demiryollarına ve enerjiye kadar pek çok alanda köklü özelleştirmelere imza attı. Ülkede 18 yaşını geçmiş herkese, hiçbir gelirleri, işleri olmasa bile ödemek zorunda oldukları “kelle vergisi” denen bir vergi koydu. Nihayetinde Thatcher’ın politikalarına ve hükümeti idare tarzına karşı yükselen güçlü muhalefet, Muhafazakar Parti içerisinde isyana ve sokaklara taşan protesto gösterilerine yol açtı, bu da onun başbakanlığına mal oldu. 8 Nisan 2013’te vefat eden Thatcher’ın ölümüne sevinen kimi Britanyalılar sokakta şampanya patlatıp, dans ederek bunu kutlamıştı. 

Şahin politikaları savunuyor

Tıpkı Thatcher gibi Muhafazakarların “şahin” isimlerinden görülen Truss ise Ukrayna’ya daha fazla destek ve silah verilmesinden yana. Truss, Çin ve Rusya’ya karşı ise daha sert bir politika izlenmesini savunuyor. Analistler ise “karşımızda birkaç yıl önce Avrupa Birliği savunuculuğundan kolayca Brexit çizgisine geçebilen pragmatik bir siyasetçi var” diyor ve yeni başbakanın ekonomi ve dış politikada nasıl bir siyaset izleyeceği konusunda tam bir fikir sahibi olmanın zor olduğunu söylüyor. 

Seçildiği gün gösteri vardı

Truss’ın Muhafazakar Parti liderliğine seçildiği Pazartesi günü ise başkent Londra’da hayat pahalılığına karşı gösteriler vardı. Başbakanlık Ofisi önünde artan fiyatları protesto edenler “Daha fazla bahane yok”, “NATO’nun ürettiği krizin bedelini biz ödeyemeyiz” ve “Ödeme” yazılı pankartlar taşıdı.  LONDRA